Henüz 12 yaşında başladığı kahvecilik mesleğini ilk günkü heyecanla sürdüren Arar, yarım asırlık birikimiyle çay hazırlama sanatını günümüzde de yaşatmaya devam ediyor. Çayevinde eski dekorlardan, yıllanmış eşyalara kadar her ayrıntı, geçmişin izlerini taşıyor.
Sobayla Başlayan Gün
Her sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte kahvehanesini açan Halit Usta’nın ilk işi, sobasını yakarak mekânı ısıtmak. Sobanın üzerinde sürekli sıcak su bulunduruyor ve bu suyla demlediği çay, yıllardır aynı lezzet ve özenle müşterilerine sunuluyor. "Çay demlemek bir sanattır," diyen Arar, çayın suyun kaynama derecesi ve demlenme süresi gibi püf noktalarının önemini vurguluyor. Usta, çayına aroma katmak için kök tarçın, havlıcan ve karanfil gibi doğal bitkiler kullanarak lezzeti daha da zenginleştiriyor.
Bir Meslek Aşığı: Halit Usta
Kahvecilik mesleğine duyduğu sevgiyi her fırsatta dile getiren Halit Arar, "Çocuk yaşta başladım bu işe, çay hazırlamak sadece bir iş değil, bir ustalık gerektiriyor," diyerek mesleğine olan bağlılığını ifade ediyor. Geçmişte ustaların yanında yetişen çırakların önemine değinen Arar, “Eskiden çıraklar yanımızda meslek öğrenirdi, şimdi ise birkaç gün durup gidiyorlar," diyerek mesleğin kaybolan değerlerine dikkat çekiyor.
"Kahvehaneler Unutuluyor"
Son yıllarda yaygınlaşan modern kafelerin, geleneksel kahvehaneleri unutturduğunu belirten Halit Usta, çırak bulmakta zorlandığını ve mesleğin geleceğinden endişeli olduğunu ifade ediyor. "Gençler artık kahvehanecilik mesleğine ilgi göstermiyor, mesleğimiz yavaş yavaş yok oluyor," diyor. Bu durumun, kültürel bir mirasın kaybolmasına neden olduğunu belirterek, kahvehanelerin bir zamanlar toplumun sosyalleşme mekânları olduğunu hatırlatıyor.
Nostaljiyi Ayakta Tutan Son Ustalardan
Halit Arar, değişen zamana rağmen, kahvehanesinde yılların birikimi ve ustalığıyla nostaljik bir ortam sunmaya devam ediyor. Tabelasından oturaklarına, duvarlarındaki tablolardan sobasına kadar her detay, geçmişin sıcaklığını yaşatıyor. Vanlı Kahveci Halit Usta, bu özverisiyle sadece bir çay ustası değil, aynı zamanda bir dönemin kültürel hafızasını canlı tutan bir emekçi olarak anılıyor.
ASIRLIK ÇAYEVİNİN YARIM ASIRLIK MÜŞTERİSİ
Mehmet Metin Dervişoğlu, "1977-78 yıllarında öğrenciydik, buraya gelirdik. Çörek alıp burada kahvaltı yapardık. Öğleden sonra burada otururduk. Aradan yaklaşık 50 yıl geçti hala geliyoruz. Ne mekanın ne de çayın tadı hiç değişmedi. Çok sıcak ve muhabbet dolu bir ortamı var." dedi.
