2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ders zilinin çalmasıyla Van’da yaklaşık 350 bin öğrenci ve yaklaşık 18 bin 500 öğretmen, bin 600 okulda ders başı yaptı. Ancak her geçen gün büyüyen öğretmen açığı kentin eğitimdeki kötü durumunu daha da zorlaştırıyor.Van Öğretmen Açığı

İpekyolu, Tuşba, Erciş, Özalp ve Başkale... Onlarca mahallede 8 saatlik kesinti! İpekyolu, Tuşba, Erciş, Özalp ve Başkale... Onlarca mahallede 8 saatlik kesinti!

Yeni eğitim öğretim dönemine ilişkin açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, Van’da son 15 yılın en büyük öğretmen açığının yaşandığına dikkati çekti. Uca, öğretmen ihtiyacının ücretli öğretmenlerle giderilmeye çalışıldığını ancak bu konuda da ciddi sorunların yaşandığını söyledi.

VAN'DAKİ ÖĞRETMEN AÇIĞI SON 15 YILIN ZİRVESİNDE

Van genelinde yaşanan öğretmen yetersizliğine vurgu yapan Uca, “İlimizde çok ciddi anlamda öğretmen açığı oluştu. Biliyorsunuz sözleşmeli öğretmenler artık üç yıldan sonra tayin isteyip gidebiliyorlar. Buralarda da herhangi bir cazip noktası, ek teşvik, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışanlar için bir ek ödeme olmadığı için buralarda öğretmen tutmak da çok zor oluyor. Artık buralı olan öğretmenler de batıya doğru, farklı illere doğru gidiyor. Dolayısıyla son 10 yıl hatta belki 15 yılda ilk defa Van'da bu kadar çok öğretmen açığının olduğu bir eğitim öğretim yılına denk geldik. Dolayısıyla 4 bine yakın bir öğretmen açığımız var. Özellikle kenar ilçelerde bu açık çok daha fazla. Hatta mesela bazı ilçelerimizde öğretmen normunun yarısı kadar ancak öğretmen kaldı. Örnek veriyorum; bin normu olan Özalp ilçesinde şu an 500 öğretmen var ve 500 yüz öğretmene de ihtiyaç bulunmaktadır. Dolayısıyla bu çok ciddi bir rakam.” şeklinde konuştu.Mehmet Ali Uca Van Öğretmen Açığı

“ÜCRETLİ ÖĞRETMEN MANTIĞI ÇAĞ DIŞI KALMIŞ BİR MANTIKTIR”

Yaşanan öğretmen açığını ücretli öğretmenlik sistemiyle giderilmeye çalışıldığını söyleyen Uca sözlerini şöyle sürdürdü:“Tabii şu an eğitim politikası olarak hepimiz de biliyoruz ki öğretmen açığını ücretli öğretmenlerle karşılıyoruz. Ücretli öğretmenlik mantığı artık bence çağ dışı kalmış bir mantıktır. Bu mantaliteden vazgeçmek lazım. Çünkü siz kısa süreli ücretli öğretmen istihdam ederek eğitimde başarıyı yakalayamazsınız. Bir kere özellikle Başkale'nin, Bahçesaray'ın ve bazı ilçelerimizin öyle köylerine artık bazen lise mezunu ücretli öğretmenler de görevlendirmek zorunda kalıyoruz. Çünkü öğretmen bulunamamaktadır. Şimdi lise mezunu bir öğretmenin ya da iki yıllık mezun olan bir öğretmenin daha doğrusu mezuniyeti öğretmenlik olmayan bir öğretmenin buralarda öğrencilerimize faydalı olmasını çok bekleyemeyiz. Ayrıca her ne kadar geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın ücretli öğretmen ve usta öğreticilerin ücretlerine yaklaşık olarak yüzde elli bir ek zam yapılmış olsa da bu yaraya merhem olmadı. Dolayısıyla ücretler noktasında da bu işi yapan arkadaşlarımız çok ciddi anlamda sıkıntı yaşamaktadırlar. Ama başka yapacakları iş de olmadığı için mecburen bu görevi de kabul ediyorlar. Bizim bu arkadaşlarımızı mecburiyete değil, bu arkadaşlarımız için bir yol haritası, bir politika geliştirmemiz gerekiyor.”

“ÜCRETLİ ÖĞRETMENİN ALMIŞ OLDUĞU MAAŞ ASGARİ ÜCRET KADAR BİLE DEĞİL”

Ücretli öğretmenlere verilen ödemelerin asgari ücretin altında kaldığını dile getiren Uca, “Ücretli öğretmenlik uygulaması zaten çok uygun gördüğümüz bir uygulama değil. Tek tip öğretmenlik uygulamasının mutlak suretle uygulamaya konulması gerekmektedir. Kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan öğretmenlere teşvik verilmesi gerekiyor ki buralarda öğretmen tutulabilsin. Burada öğretmen tutmanın yolu sözleşmeli öğretmenlik değil. Bu uygulamayla öğretmeni 3 yıl ttarsınız ama 3 yıl sonra buralardan gitmek durumunda kalacaklar.  Bu bölgelerde çalışan özellikle mahrumiyet bölgesinde çalışan arkadaşlarımıza daha fazla bir ücret sistemi getirilmesi gerekiyor. Kalkınmada öncelikle yörenin oranına göre bir ücret belirlenip bu arkadaşlarımıza bu ücretin ödenmesi öğretmeni tutmanın en önemli şartlarındandır. Eğer ki buna rağmen hâlâ da, politika değiştirilmeyecek ve ücretli öğretmenlik sistemine devam edilecekse de ki bunu asla tasvip etmiyoruz, öğretmen arkadaşlarımızın ücretlerine ciddi anlamda bir katkı sunulması gerekiyor. Yani eskiden vekil öğretmenlik yapılıyordu. Kadrolu öğretmenin almış olduğu ücretin üçte ikisi ödeniyordu. Şu an ücretli öğretmenin almış olduğu maaş asgari ücret kadar bile değil. Üçte iki olacak şekilde ödenecek olsa gene anlarsınız, ama şu an almış oldukları asgari ücretin gerçekten komedi ve sigortaları da tam yatmıyor, bu da ayrı bir sıkıntı. Yani sigortaları, girmiş oldukları ders saati kadar yatıyor. Bu da çok anlamlı değil ve arkadaşlarımızı ciddi anlamda mağdur etmektedir." dedi.Van Öğretmen Açığı1

“ÖĞRENCİLERİN TATİL MODUNDAN ÇIKMASI GEREKİYOR”

Öğrencilere önemli tavsiyelerde bulunarak sözlerine devam eden Mehmet Ali Uca, “3 ay gibi uzun bir süre öğrencilerimiz tatil yaptılar. Kimisi bu tatilini daha çok kendine zaman ayırarak, oynayarak, eğlenerek, tatil yaparak geçirdi. Kimisi kısmen tatil yaptı, kısmen ders çalıştı, kitap okudu. Bir kısmı da Özellikle LGS'ye ve YKS'ye hazırlanan çocuklar da tamamen derse yoğunlaşmış oldu. Tabii doğal olarak bu süreç öğrencilerde biraz hantallığa neden oldu. Öğrencilerin geneli için söylüyorum, çocukların bu hantallığı atlatması biraz zaman alacak. Eylül ayının sonuna kadar, 3 haftalık bir süreye ihtiyaç var. Dolayısıyla öncelikle öğrencilerimizden istediğimiz şey şu, tatil modunu artık yavaş yavaş geride bırakıp kendilerine her gün ayırabilecekleri bir ders çalışma süresi belirlemelerini istiyoruz. Bu sürenin tamamını ders çalışma olarak değerlendirmesinler. Çünkü öğrencilerimiz sonuçta yaş grubu olarak baktığımızda 6 yaş grubundan tutun, 18 yaş grubuna kadar olan öğrenciler olduğu için bu yaş grubunun mutlaka oyun oynamaya, enerjilerini tüketmeye ihtiyaçları var. Zaman zaman da belki televizyon ya da tablet ya da cep telefonu gibi çok kısıtlı zamanlar diliminde olsa da bir yarım saatlik bir zaman olarak oyun ve bu az önce saydığım teknolojik ürünleri kullanabilirler ama tabii ki oyuna daha çok zaman ayırmalarını öneriyoruz. Geriye kalan kısmında ders çalışmayla ödevlerini yapmayla kitap okumayla geçirmelerini öneriyoruz.” diye konuştu.Öğretmen Açığı

“ALTYAPI OLARAK BİR SIKINTI YOK”

Kitap okuma alışkanlığı kazanmaları konusunda da öğrencileri uyaran Uca, “Kitap okuma alışkanlığını kazanmaları sonraki yıllarda girecekleri sınavlar açısından çok büyük kolaylık sağlamaktadır. Özellikle kitap okuduğunuz zaman siz bir kere önünüzdeki bütün engellerin yarısını geçmiş oluyorsunuz. Bu çok önemli. Sayın Valimizin öncülüğünde 3 milyona yakın kitap dağıtımı oldu. Okullarımızın tamamı kütüphanelerle donatıldı. Kütüphanelerimiz kitaplarla dolduruldu ve gerçekten güzel çalışmalar yapıldı. Öğrencilerimizin evlerine kadar kitaplar gönderildi. Talep eden öğrencilerimizin hepsinin evlerine kitaplar gönderildi. Dolayısıyla altyapı olarak bir sıkıntı yok. Yeter ki çocuklarımız ellerine o kitapları alıp zaman içerisinde bunları okumaları tek sıkıntı olan taraf bu. Dolayısıyla bu çok önemli. Yani bizim eğitim öğretim sürecinde en çok önemsediğimiz konu bu. Çocuklarımızın ders sırasında mutlaka öğretmenlerimizi Pür dikkat dinlemelerini istiyoruz. Çünkü özellikle öğrencilerin derslere olan motivasyonları ve dersleri sonradan hatırlama durumları tamamen o ders sırasında yapmış oldukları etkileşim sayesindedir. Dolayısıyla o etkileşimi kaçırmamalarını öneriyoruz. Öğrenci ve öğretmen etkileşimini mutlaka sağlasınlar. Bu sonraki süreçte pekiştirme noktasında da çok onlara çok ciddi fayda sağlıyor.” ifadelerini kullandı.Ücretli Öğretmen Sorunu

VELİLERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR

Çocukların eğitimdeki başarısında velilerin rolüne değinen Uca, “Velilere de gelecek olursak, bir yıl boyunca çok çalıştılar, yaz tatilinde çok fazla sıkmayalım modundaydılar, artık bu moddan çıksınlar istiyoruz. Yani veliler de artık yavaş yavaş, ciddi anlamda çocukların eğitim-öğretim süreci ve motivasyonu noktasında çocuklarına destek vermelerini bekliyoruz. Bu desteğin en önemli kısmı da çocuklar eve geldiklerinde çocukların mutlaka eğitim-öğretim faaliyetlerine destekleyici bir katkıda bulunmalarını istiyoruz. Yani veli eve geldiğinde ya da anne evdeyken öğrencisini karşıladığında tamamen çocukların zararına olabilecek şeyleri kendilerinin de kaçınmalarını istiyoruz. Örnek veriyorum, cep telefonu kullanımını çok ciddi anlamda azaltmalarını bekliyoruz. Televizyon izleme sürelerini minimize etmelerini bekliyoruz. Bilgisayar ve tablet kullanımını artık çocuklarda olduğu gibi o süreyi biraz daha dikkatli kullanmalarını istiyoruz. Çünkü siz telefona bakarken, televizyon izlerken teknolojik araçlar kullanırken öğrencilerinize gidin ders çalışın diyemezsiniz. Dediğinizde de bu çok bir anlam ifade etmiyor. Çocukların gözünde anne baba rol model olduğu için onların yaptıklarını taklit etmek isterler. Onlar kitap okurlarsa çocuklar da kitap okurlar. Onlar zamanlarını telefonla geçirirlerse çocuklar da telefonla geçirmek isterler. Dolayısıyla çocukların motivasyonunu ve derse olan ilgilerini arttırmak için onlarla birlikte hareket etmek lazım.” diye konuştu.Öğretmen Sorunu

“AİLECE BİR ARADA VAKİT GEÇİRİLMELİ”

Uca, ebeveynler ile çocukların hep birlikte vakit geçirebilecekleri sohbet ortamlarının oluşturulması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Belki birçoğumuz yapmıyoruz ama akşam eve gittiğimizde çocuklarla mutlaka bir araya gelmek gerekiyor. Yani bütün çocukların anne ve babanın bir arada olduğu, yemek sofrasında, çay muhabbetinde ya da kitap okuma saatlerinde mutlaka bir saat kadarlık bir sürenin ailece herkesin bir arada olacağı bir noktayla tamamlanmasını istiyoruz. Bu durum hem aile arasındaki bağı kuvvetlendiriyor hem öğrencide motivasyonu arttırıyor ve hem de bir sonraki güne öğrencilerin daha mutlu bir şekilde okula gitmelerine sebep oluyor. Bu da velilerden beklediğimiz nokta.”

Muhabir: Vanolay - Suat Tink