Kasım Keklik – Vanolay

Van İl Müftülüğü kent merkezinde başlattığı örnek çalışmayla gönüllere giriyor. Şehrin merkez ilçelerinde kurulan ve ‘Huzur Durağı’ adı verilen çadırlar, akıllardaki soruların giderilmesine yardımcı olurken sıcak ve samimi bir ortam oluşturuyor. ‘Aklınıza takılan sorunuz varsa buyurun’ pankartlarının asıldığı çadırlar yediden yetmişe herkesi ağırlıyor.

Hergün farklı bir uzman ekip çadırlarda mesai yaparak gelen soruları yanıtlıyor. Vatandaşlar, fıkıh, siyer konularının yanı sıra İslam'ın ideolojilere bakışı, yeni akımların İslamla ilişkisi gibi her türlü sorunun yanıtını alanında uzman kişilerden alabiliyor.

Huzur duraklarının kuruluş amacına ilişkin bilgi veren Van İl Müftüsü Dr. Mehmet Sırrı Şık, “Bizler din hizmeti vermekle mükellef bir kurumuz. Din insanlığın bulunduğu her yere sirayet etmesi gereken bir sistem, bir düşünce, bir fikir. Dolayısıyla şöyle düşündük, bizim elhamdülillah camilerimiz, kuran kurslarımız, medreselerimiz var. Çeşitli kurumlarla yapılan anlaşmalar neticesinde seminer, konferans ve sohbet verebileceğimiz alanlarımız var. Ama şu da bir vakadır ki bu tür yerlere yolu bir türlü düşmemiş kardeşlerimiz de var. Camiyi görmemiş, medreselerle tanışmamış, Kur’an kursuna hiç gitmemiş ama çarşı-pazarda sosyal hayatını devam ettiren insanlar var. Bunlar da irşada ihtiyaç duyuyor diye düşünüyoruz. Dolayısıyla bu şekilde bir uygulamayla din hizmetlerini insanların ayağına götürmeyi amaçladık. Camiye gitmekte tereddüt eden veya farklı nedenlerle gitmeyen kardeşlerimize bu duraklarla ulaşmak istiyoruz. Dikkatlerini çekip akıllarındaki soru ve sorunları gidermeye çalışıyoruz. Her yönüyle insanımıza ulaşma amacıyla kuruldu huzur duraklarımız. İnşallah faydalı olur. Nitekim gelen vatandaşların büyük bir kısmı memnun ayrılıyor. Farklı düşünenler de oluyor bunlara da elbette saygı gösteriyoruz. Ancak bunu denedik ve daha da iyi bir noktaya varacak olursa ileride bir ofis tarzına da dönüşebilir. Daha kalıcı daha hoş mekânlara dönüşebilir.” dedi.

“İnsanların yaşam tarzlarına, kılık kıyafetlerine bakmadan sorularını yanıtlıyoruz”

Halkın her kesimine ulaşma gayreti içinde olduklarını dile getiren Dr. Mehmet Sırrı Şık, “Cami cemaatimiz, Kur’an kursu öğrencilerimiz ya da herhangi bir şekilde İslami ortamda bulunan kardeşlerimiz bu noktada şanslı sayılırlar. Çünkü bir şekilde dini bir tebliğle muhatap olabiliyorlar. Ancak bütün bunlardan mahrum olup din dışı akım ve alanlara maruz kalan kardeşlerimiz var. Asıl bunların dikkatini çekecek çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu duraklar da o çalışmalardan sadece birisi. İnsanların yaşam tarzlarına, kılık kıyafetlerine bakmadan kardeşlerimiz bunlara selam veriyor, davet ediyor ve tanışmaya çalışıyor. Bu şekilde manevi bir kontak kurulmaya çalışılıyor. Bunun ciddi şekilde etkisini hissediyor arkadaşlarımız. Biz de bundan haz alıyoruz. Bir taraftan sokaktaki yaşamları, anlayışı     daha yakından tanıma şansını yakalamış oluyoruz. Toplumumuzu iyice tanıdıktan sonra acaba bu kardeşlerimize nasıl yardımcı olabiliriz? Bunu kendi aramızda müzakere etmeye başlıyoruz. Yani alana girdikçe, farklı kesimlerle tanıştıkça, onların da bakışını ve meselelere yönelik fikirlerini öğreniyoruz. Haliyle birbirimizi daha iyi anlama ortamı oluşuyor. Bunların tümünü değerlendirerek tavrımızı belirliyoruz. Beklentilerine zamanında karşılık verilmemiş sitemiyle karşılaşıyor, eksikliklerimizin farkına varıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Bu bir başlangıçtı bunu daha ileriye taşıyacağız”

Bu tür projelerinin devam edeceğini vurgulayan Müftü Şık, “Böyle bir faaliyeti gören ve hiçbir farklı amaç taşımadığını fark eden insanlar, bir taraftan şaşkınlıkla bir taraftan da takdirle karşılıyorlar. Bu da bir buluşmaya, kaynaşmaya vesile oluyor. Derken bir etkileşim oluyor, önyargılar kırılmaya başlıyor. Yani biz sosyal alanın içerisine girmediğimiz müddetçe sosyal hayatın özüne ve gerçekliğine uygun hizmet verme şansımız olmayacaktır. Bu yüzden en ince damarlara kadar girebilmenin yollarını aramamız lazım. Bu uygulama bir başlangıç idi inşallah ileriye taşıyacağız.” ifadelerini kullandı.

“Allah’ın dinini gerektiği şekliyle anlatabilme çabasındayız”

Tek gayelerinin Allah’ın mesajını açık şekilde insanlara ulaştırmak olduğunu söyleyen Van İl Müftüsü Şık, sözlerini şöyle dürdürdü:

“Biz arkadaşlarımız şunu söylüyoruz; Asla ve asla siyaset konuşulmasın, herhangi bir meşrebin, mezhebin veya dini akımın söylemleri ön plana çıkarılmasın. Kur’an ve sünnet nezdinde, ihtilaflardan, tartışmalardan uzak, İslamiyet’in özü neyi gerektiriyorsa bunu bizim insanımıza hatırlatmamız lazım. Çünkü var olan bu ihtilaflarla tartışmalarla siz dini anlatmaya çalışırsanız bunun altından kalkmanız mümkün değil. Sadece demagojik bir takım ifadelerle birbirimize saldırmaya, birbirimizi kınamaya devam ederiz ama herhangi bir sonuç alamayız. Bu işi sadece Allah rızası için yapma gayretindeyiz. Bu işe hiçbir şekilde kendimizi, menfaatimizi, ideolojimizi karıştırmadan, Allah’ın dinini gerektiği şekliyle anlatabilme becerisini ortaya koyma çabasındayız.”

“Doğal irşat programı başlattık”

Huzur Durağı projesi devam ederken yeni bir uygulama daha başlattıklarını dile getiren Şık, “Başka illerimizde örneği var mı bilmiyorum. Belki değişik formatlarda benzer çalışmalar olabilir. Amaç insana ulaşmak olunca farklı denemeler oluyor. Mesela doğal irşat faaliyeti dediğimiz bir uygulama başlattık. Bir konferans tarzı değil, bir sohbet halkası şeklinde değil, ey insanlar toplanın size bir şey anlatacağım değil. Bir ekip oluşturmuşuz, tamamen hayatın içinde olacak arkadaşlarımız. Dükkânlara, parklara, pazarlara giriyorlar. Hatta belki toplum nezdinde ‘hocanın burada ne işi var?’ denilen alanlara da giriyorlar. Sosyal hayat devam ederken oralarda karşılaşabildikleri insanlarla oturup Kur’an ve sünnetten yola çıkarak İslamiyet’i anlatmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Huzur duraklarına gelen vatandaşlar ise her türlü sorularının cevaplarını alabildiklerini, akıllarındaki şüphelerin giderildiğini ifade ederek daha önce böyle bir uygulamayla karşılaşmadıklarını söyledi. Bu tür projelerin artırılmasını belirten vatandaşlar, Van İl Müftülüğüne teşekkür etti.

Editör: Suat Tink