Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Cebrail (Aleyhisselam) ile Ramazan’da karşılıklı Kur'an-ı Kerim okuması olarak bilinen mukabele, Van'daki tüm camilerde genç yaşlı herkesin katılımıyla yaşatılmaya çalışılıyor.
Kılınan öğle namazının ardından mukabele halkaları oluşturan vatandaşlar, Kur'an-ı Kerim'i huşu içerisinde okuyor.
İmam ve hafızlar Kur'an-ı Kerim'i sesli olarak okurken, mukabeleye katılan vatandaşlar da okunan ayetleri takip ediyor. Vatandaşların büyük bir özlemle takip ettiği mukabele, Ramazan ayında her gün öğle ve ikindi namazından sonra gerçekleştiriliyor.
Yaklaşık 45 dakika süren cüzün okunmasıyla o günkü mukabele sona ererken vatandaşlar, asırlardır süren mukabele geleneğine katılarak mübarek Ramazan ayından en güzel şekilde istifade etmeye çalışıyor.
Mukabele geleneğini sürdürdüklerini belirten Hazreti Ömer Camii İmam Hatibi M. Emin Akan, “Ramazan’ın ve Ramazan ayındaki orucun farz oluşu Kur’an-ı Kerim’de sabittir. Yüce rabbimiz Kur’an’da; ‘Ramazan ayı öyle bir ay ki içinde Kur’an inmiştir’ diyor. Mukabele geleneği, Kur’an-ı Kerim’in inişi, Hazreti Cebrail’in Peygamber efendimize (s.a.v.) Kur’an’ı getirişi ve Ramazan ayında karşılıklı okunmasından gelmektedir. İslam ümmeti olarak da bugüne kadar bu gelenek sürmektedir. Biz de Hazreti Ömer Camisinde hem öğle namazına müteakip hem ikindi namazına müteakip bu mukabele geleneğini elhamdülillah cemaatimizle devam ettiriyoruz, ömrümüz yettiğince de devam etmeye çalışacağız inşallah. Ramazan’ın bereket ve mağfiretinden faydalanmak için Ramazan’ın önemine binaen Kur’an ile donanmak lazım. Sadece Kur’an okudum, hatim çıkarttım ile değil, okuduğumuzu kendimize nakşetmemiz lazım. Tamamıyla Kur’an’ın feyzi ve bereketiyle donanmamız lazım. Kur’an’ın emir ve yasaklarını bilip ona göre hareket etmemiz lazım.” dedi.
“SOFRALARIMIZI BOYKOT MALLARIYLA DOLDURMAYALIM”
İftar ve sahur sofralarının boykot mallarıyla doldurulmaması gerektiğine vurgu yapan Akan, “Malumunuz bugün dünya üzerindeki Müslümanlar üzerinde yoğun bir baskı vardır, bir zulüm vardır. Özellikle Gazze’de, Batı Şeria’da Suriye’de, Filistin’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da zulmeden zalimlerin mallarını almamamız lazım. Boykot çok önemlidir Müslümanlar için. Çünkü ekonomik olarak onlara destek vermediğimiz zaman inşallah onların çöküşü olacaktır. Ama biz eğer yok benimle bir şey olmaz dediğimiz zaman, onların mallarından bir ey aldığımız zaman onların yaptığı zulme, katle ve bütün kötülüklere biz de ortak oluruz. Müslüman olarak bunlara çok dikkat etmeliyiz. Sofralarımızı kesinlikle onların mallarıyla değil fakirlerle, talebelerle, yetimlerle donatmamız lazım. İslami esaslara uygun hareket etmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
“FAKİRLERİ GÖZETELİM”
Ramazan’ın paylaşma ve yardımlaşma ayı olduğunun altınız çizen Akan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ramazan, infak ayıdır, rahmet ayıdır, zekat ayıdır, fitre ayıdır. Burada mutlaka çevremizi düşünmemiz lazım, fakirleri düşünmemiz. Dünya üzerindeki Müslümanları da düşünmemiz lazım. Maddi ve manevi olarak Kur’an çizgisinde yapabileceğimiz ne varsa buna göre hareket etmemiz lazım. Ramazan ayının feyzi ve bereketi ile İslam ümmetinin bereketlenmesi talebiyle… Ramazan, bütün insanlığın kurtuluşuna, Ortadoğu’daki Müslüman kardeşlerimizin, dünya üzerindeki mazlum Müslüman kardeşlerimizin de zaferine inşallah vesile olacaktır. Ramazan-ı Şerifimiz mübarek olsun.”