BİK Genel Müdürü Erkılınç: Zam oranları hassas dengeler gözetilerek belirlendi BİK Genel Müdürü Erkılınç: Zam oranları hassas dengeler gözetilerek belirlendi

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörlük binası önünde toplanan öğrenciler ve akademisyenler, Filistin'in yanında olduklarını belirtmek ve ABD'de eylem yapan öğrencilere destek vermek için bir araya geldiler.

Üniversite öğrencilerinden Ahmet Yakup Dağaşan'ın sunumuyla basın açıklaması Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Ardından Türkçe, Arapça, İngilizce, Japonca ve Rusça olmak üzere 5 dilde hazırlanan "Filistin Dayanışma Bildirisi" okundu.

Türkçe bildiriyi, öğrencilerden Yusuf Hamza Yanardağ okudu.

Yanardağ, "Tarihi günlerden geçiyor, tarihe tanıklık ediyoruz. Bu tanıklığımızın bir numunesi olarak bugün tarihi bir yapının önünde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri ve idari personeli olarak toplanmış bulunmaktayız. Bizi burada toplanmaya sevk eden gaye, Filistin halkına yapılan soykırımın karşısında ve Filistin halkının yanında olduğumuzu ilan etmektir. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin mensupları olarak bu duruşumuz ve tavrımız üniversitenin, akademinin, bilimin, felsefenin kısacası insanlığa dair evrensel bütün değerlerin hakikatine dair derin idrakimizin bir yansıması mahiyetindedir." dedi.


"İsrailin gayrimeşru askeri operasyonları ayyuka çıkmıştır"

Küresel emperyalizmin dünyanın dört bir yanında mazlum coğrafyalarda zulümler yaptıklarını aktaran Yanardağ, "Dünyanın dört bir yanında mazlum coğrafyaların halkları on yıllardır küresel emperyalist güçlerin tasallutu altında iken, güya her türlü kuvvet kullanılmasını ve tehdidini yasaklayıp evrensel barışı tesis etmek için kurulduğu söylenen BM'nin işlevsizliği ve çifte standartlı politikası dün Vietnam, Srebrenitsa ve Irak’ta insanlığa karşı işlenen suçlarda görüldüğü gibi bugün de israilin gayrimeşru askeri operasyonlarında ayyuka çıkmıştır. Engel olmak bir tarafa 7 aydır Batı’nın üst düzey devlet temsilcileri tarafından desteklenen bu suçlar, ateşkes müzakereleri devam ederken 1,5 milyon sivilin sığındığı ve güvenli bölge olarak tanınan Refah şehrine yapılan saldırıyla masum ve mazlum bir halkın toptan soykırımı ile devam etmektedir." ifadelerine yer verdi.

"Tüm insanlığın gözleri önünde israil açıkça ve arsızca soykırım suçunu işlemektedir"

Bildirinin devamında Yanardağ, şu ifadelere yer verdi:

"Filistin halkının son yüzyıldır yaşadığı büyük acılarla yoğrulmuş süreç hakikatin sistematik olarak nasıl çarpıtılabileceğinin ve Batı hükümetlerinin çifte standartlı politikalarının en önemli örneklerindendir. Onlarca yıldır zorunlu göçe, sistematik ve planlı şiddete, özel mülklerinin gaspına maruz kalan bu halkın acıları 7 Ekim’den bu yana görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. Tüm insanlığın gözleri önünde israil açıkça ve arsızca soykırım suçunu işlemektedir. Zulmün failleri gelinen durumda küstahça kendilerini mutlak haklı ve ahlaken üstün olarak görmektedir. Arkalarındaki teknik güç ve uluslararası destek zulmün faillerini himaye etmekte ve mağdurmuş gibi göstermektedir. Fakat gerçek tüm çıplaklığıyla ortadır. Binlerce masum bebek, kadın ve tedaviye muhtaç hastayı sistematik ve bilinçli bir şekilde katleden bir yapının artık hiçbir insanlık değeri ile ilişkisi kalmamış demektir. israil tüm kurumlarıyla, teorisiyle, hukukuyla, teolojisiyle iflas etmiş; tüm insanlığın vicdan mahkemesinde en ağır cürümlerin faili olarak hüküm giymiştir. Umudumuz bu hükmün infazının en yakın zamanda somut bir şekilde israili bulmasıdır."

"Sessizlik yapılan zulümlere ortak olmak demektir"

'Bizler burada bugün hakikat ile olan ilişkimizi yeniden gözden geçirmek ve ona bağlılığımızı ilan etmek adına toplanmış bulunmaktayız' diyen Yanardağ, "Zira üniversiteler varlıklarını hakikat ile kurdukları ilişki sonucunda oluşan meşruiyete borçludurlar. Filistin’de yaşanan insanlığa karşı suçlara sessiz kalan hiçbir kurum kendisini bilim, ilim ya da hakikat ile ilişkilendiremez. Zira; sessizlik ahlaki meşruiyeti kaybetmek demektir. Sessizlik yapılan zulümlere ortak olmak demektir. Sessizlik gelecekte yapılacak muhtemel zulümlere, soykırımlara kapı aralamak demektir. Sessizlik, insanlığa dair umutların tükenmesi demektir. Sessizlik berrak bir gökte çocuklar aşkına yapılan mücadeleyi terk etmek demektir. Sessizlik bir bebeğin ölümüne ağlayamayacak kadar taş kalpli olmak demektir. Sessizlik vazgeçmek, yenilmek demektir." şeklinde konuştu.

"Umut dolu gözlerle bakan masum çocuklar aşkına yaşasın özgür ve güzel Filistin"

Bildirinin sonunda Yanardağ, "Bu yüzden dünyadaki birçok üniversitede olduğu gibi bizler de Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinin öğrencileri, akademisyenleri, idari personeli fakat bunlardan daha da öte merhameti kendisine pusula edinmiş insanlar olarak israilin Filistin’de yapmış olduğu soykırımı amasız, fakatsız ve en sert şekilde kınıyoruz. Çarpık kutsallaştırmaların ardına sığınarak binlerce bebeğin, kadının, yaşlının sebepsiz yere katledilmesinin hiçbir izahının olamayacağını ilan ediyoruz. Hakikatin gözlerimiz önünde böylesine çarpıtılmasını şiddetle protesto ediyor, insanlığa karşı işlenen suçların faillerini en ağır şekilde lanetliyoruz. Filistin halkının onurlu direnişini yeni bir dönemin başlangıcına vesile olacak büyük bir fedakârlık ve kararlılık hareketi olarak görüyor, o onurlu insanları en yüce duygularımız ile selamlıyoruz. Umut dolu gözlerle bakan masum çocuklar aşkına… Yaşasın özgür ve güzel Filistin…"dedi.

Türkçe bildirinin okunmasının ardından sırasıyla İngilizce olarak Enes Musa, Arapça olarak Mohammad el Ahmed, Japonca olarak Aleyna Yaman ve Rusça olarak Vildan Azra Aydemir bildiriyi okudu.

"Allah'ın izniyle özgür Filistin'de özgür Mescid-i Aksa'da fetih namazı kılacağız"

Bildirilerin okunmasının ardından katkı verenlere teşekkür eden Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Öğretim Üyesi Filistinli Doç. Dr. Halid El-Uveysi, kısa bir konuşma yaptı.

İman, vicdan ve merhameti kalplerindenkaybetmemek için bir araya geldiklerini dile getiren El-Uveysi, "Filistin'deki insan hakları ihlal ediliyor. Ekranlardan canlı canlı soykırım izlerken sessiz kalmak ne iman-i, ne insani ve ne vicdanidir. Arkadaşlar boykotu her yönüyle devam ettirin. Boykotu hiçbir şekilde durduramayız. Boykot ateşkes olana kadar değil Filistin özgürleşene kadar devam etmeliyiz. Herkes elinden ne yapabilirse onu yapmalıdır. Allah'ın iz özgür Filistin'de özgür Mescid-i Aksa'da fetih namazı kılacağız. Allah'ın izniyle o gün yakındır." diye konuştu.

Kaynak: İLKHA