Bismillah
İlk insandan dünyanın sonuna kadar iblis görev üstlenmiş ve bu görevi de dünya
var oldukça icra edecektir. Bu görevini en iyi şekilde yani biz insanların yolu
üzerinde dört hal üzeri duracağını ahd etmiştir. Bizlerin yapması gereken bu
dört hal üzeri uyanık ve dikkati olmamız lazım . Ama maalesef çoğumuz iblisin
bu dört hal hilesine çabuk kanmaktayız. Buda çoğumuzun şeytanın bu hilelerine
fazla vakıf olmadığımızdan kaynaklanmaktadır. Şimdi bunları birer birer üzerine
tefekkür ederek kıyaslama yaparak düşünelim.
I - ŞEYTANIN ÖNDEN YAKLAŞMA HALİ
Şeytan ve dostları, insanlara önlerindeki âhireti mümkün olduğu kadar
unuttururlar. Hayatın yeme-içme ve zevk almadan ibaret olduğu ve birkaç günlük
dünyayı boş geçirmemek için nefsin istediklerini ona vermek gerektiği fikrini
aşılarlar. Bu yaklaşım hali insanların genellikle ahiret duygularını
zayıflatmak hep dünyada kalacak hiç ölmeyecek gibi dünyaya bağ kurmalarına
yardımcı bir yaklaşım şeklidir. Şeytan insanları, dünyaya ve bitmez tükenmez
tutkulara bağlar. Ömürlerini o boş tutkuların peşinde tüketmelerini sağlamaya
çalışır. Ölümü ve ölümden sonrasını unutturmaya, boş hayaller peşinde
koşturmaya çaba gösterir.
Şeytan, insanların önlerinden yaklaşacağım derken bir bakımada şunu söylemiş
oluyor: Dünyayı sevdirip boş kuruntularla oyalayacağım. İnsanları geçici zevk
ve eğlencelerin, saçma kuruntuların ve boş işlerin peşine takacak, makam,
mevki, servet, şehvet hırslarını tahrik edip dünyayı hiç bitmeyecek, ölümü hiç
gelmeyecekmiş gibi göstereceğim.
II - ŞEYTANIN ARKADA YAKLAŞMA HALİ
Bu yaklaşımında ise şeytan şunu yapmaya çalışır: İnsanların arkalarından
gelip olumlu geçmişleriyle, İslami tarihleri ve kökleriyle ilgilerini kesmek
ister. Bu müspet geçmişlerine sövdürerek, seleflerinin yolunu reddettirmeye,
tevhidî gelenekle bağlarını kopartmaya çalışır. Kur’an, öncekilerin uydurduğu
masallardan başka bir şey değildir dedirtip Allah’tan ve Kitaptan
uzaklaştırmaya çalışır. Zaten şeytanın insanları saptırma konusundaki bir
yöntemi de, Allah’ın adını ve O’nu hatırlamayı unutturmasıdır.
“O (şeytan), size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz
şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara, 2/169). “Şeytan sizi
fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder…” (Bakara,
2/268).
III - ŞEYTANIN SOLDA YAKLAŞMA HALİ
Şeytanın bu yaklaşımında, özellikle sağdan yaklaşmasında olduğu gibi
yüzünde maskesi yoktur. Bilhassa dinden, İslâm’dan, Allah’tan, peygamberden,
kulluktan, yaratılış gayesinden habersizce bir hayat yaşayan kendisi gibi
bâtılda olan insanlara bu yönden gelir şeytan. Çünkü onlar da kendisi gibi
oldukları için saklayacağı ve saklanacağı bir şey yoktur. Gâyet rahat ve
cesurdur onlara gelirken. Çünkü bu insanlar vahyi tanımamakta, şeytanı ve
önerilerini kabule ve itaate hazırdırlar. Böylelerine açık ve rahat bir şekilde
yaklaşan şeytan, onları fıtratın yolunu terk etmeye, nefislerindeki fücur
eğilimini belirleyici kılarak küfre, şirke, zulme ve isyanlara dâvet
etmektedir. Onları müslümanlarla mücâdele etmeye, Müslümanlarla savaşmaya,
onların ülkelerini işgale, katliamlar ve sömürüler yapmaya davet eder.(Ali
Küçük Tefsiri).
IV - ŞEYTANIN SAĞDA YAKLAŞMA HALİ
Allah’a inanan ve ona kulluk yapmaya çalışan, ama İslâmî bilgisi, Kitap ve
sünnet bilgisi zayıf olan müslümanlara şeytan genellikle sağlarından yaklaşır.
Bu yöntemde şeytan, mü’minmiş gibi görünerek, muttakiymiş ve Haktan yanaymış
gibi görünerek, nasihatler ederek yaklaşır. Hatta Allah adına yeminler de
ederek iyi bir müslümanmış gibi bir kimliğe bürünerek yaklaşır. Nitekim Hz.
Âdem’e ve Hz. Havva’ya da böyle, onların hayırlarını istediğini söyleyerek,
onlara Allah adına yeminler ederek yaklaşmıştı. Şeytan ve dostları, bu
yöntemde, yüzüne maske takarak mü’minlere yaklaşıyor. Müslümanca sözler ederek,
Allah’tan, kitaptan, peygamberden söz ederek, Allah adına yeminler ederek
yaklaşıyor ve bu yüzden de onları daha rahat kandırıyor. Şeytan ve dostları,
insanlara (özellikle müslümanlara) daha çok sağdan yaklaşırlar, onları din ile,
din motifleriyle aldatırlar. Nice zâlim sömürücüler ve diktatörler, kitleler üzerindeki
hâkimiyetlerini sürdürebilmek için dindar görünürler, dinî motifleri
kullanırlar. İslâm’a bağlılık ve saygıları olmadığı halde kitleleri
susturabilmek ve itaate ikna edebilmek için dinî sloganlara başvururlar.
Allah’ın âyetlerini çıkarları, düzenlerinin devamı için kullanmaktan
çekinmezler. (Ali Küçük Tefsiri).
Şeytanın taraftarları arasına kattığı tağuti yönetimler de, Allah’ın dini
adına, Hak ile bâtılı karıştırarak oluşturdukları statüko dinlerini Hak dinmiş
gibi sunarak kitleleri Allah ile aldatırlar. Şeytan ve dostlarının sağdan
yaklaşıp suret-i hak’tan görünerek “Allah ile aldatması”, muhafazakâr ve
Müslüman kitleler üzerinde en yaygın, en etkili ve en fazla sonuç alan aldatma
biçimidir.
Allah’a inanan, Allah’la yol bulmaya çalışan, sürekli Allah’ın kitabı ve
peygamberinin sünnetiyle beraber olan, vahye sarılan, hayatını vahiyle
düzenlemeye çalışan Allah’ın muttaki ve sâlih kulları üzerinde onun da
avanelerinin de hiç bir etkisi ve yetkisi yoktur. Ama dinlerinin temel
kaynakları olan Allah’ın kitabı ve Rasûlünün (sav) siyerinden ve sünnetinden
habersiz yaşayan insanlar üzerinde etkili olur. Dinlerini tanımayan insanları
çok rahat aldatır. Şeytan zaten bizzat kendisi de itiraf ediyor
bunu: “İblis: ‘Senin kudretine andolsun ki, onlardan, sana içten bağlı
ihlâslı kulların müstesna, hepsini azdıracağım’ dedi.” (Sa’d ).
Allah bizi şeytan ve şeytanın askerlerine karşı muhafaza etsin onlara ve
hilelerine karşı uyanık olmayı en güzel şekilde mücadele etmeyi nasip etsin.
Amin.