Ruhunuza “dört tekbir ve bir fatiha” mı okundu ey devlet başkanları!

Abone Ol

Avrupa’nın kalbinde, yönlendirilen bir soytarı, tüm İslam dünyasına ve aslında tüm insanlığa meydan okuyor. Çünkü insanların ve medeniyetlerin birlikte yaşama iradelerini hedef alan her eylem insanlık suçudur. Bir dinin değerlerini hedef alma, bu itibarla insanlık suçudur. Mütemadiyen gözlerimizin içine baka baka en kutsallarımıza hakaret ediyor ve Kur’an-ı Kerim’i yakıyor. İslam dünyasından ise sadra şifa bir tepki gelmiyor. Hatta belki iş artık öyle bir noktaya gelecek ki, Müslümanlar tepkisizleşecektir. Bir ümmet ki, en aziz değerlerine yapılan saldırı karşısında sadece kınamakla yetinmektedir. Bu tablo utanç vericidir ve İslam ümmeti, ümmet azizliğini değil, sürü zilletini yaşamaktadır. İslam ümmetinin yöneticileri, bir an evvel bu utanç tablosuna son verecek bir irade ortaya koymalıdırlar. Bunun yolunu, yöntemini herkes bilmektedir. Devletler düzeyinde İsveç’in bu soytarıya engel olması için sonuç verici baskılar yapılmalı, somut diplomatik ve ekonomik adımlar atılmalıdır. Uluslararası hukuka göre bu tür eylemlerin terör suçu sayılması için ortak bir irade ortaya konulmalıdır. İslam ülkelerinin tüm mahkemelerinde bu soytarı ve benzerleri için dava açılıp mahkum edilmeli ve tutuklama kararı alınmalıdır. Alınan bu mahkumiyet kararı, uluslararası kurumlara ve interpole tebliğ edilmelidir. İslam düşmanı bu kafirin, alınan hukuki karar gereği teslim edilmesi talep edilmelidir.

 Ey İslam Ümmetinin İstihbaratları, bir MOSSAD kadar olamıyor musunuz? Sizce, bu İslam ve insanlık düşmanı soytarı, istihbarat marifeti ile susturulmayı çoktan hak etmemiş midir? İslam’ın son kalesi iddiasında olan Türkiye’nin istihbaratı, İslam’ın son kalesinin istihbaratı olduğunu göstersin, İslam ümmetine liderlik yapma pozisyonuna sahip olduğunu herkes takdir etsin. Bu güne kadar MOSSAD ve diğer bazı istihbarat örgütlerinin yaptığı sayısız eylem unutuldu. Başkasına caiz olan size niye haram olsun?

Bu günler, yerin altının yerin üstünden hayırlı olduğu günlerdir. İslam ümmeti belki de tarihinde en fazla aşağılandığı günleri yaşamaktadır. Avrupa’da dans icat olduğu zaman, bu dansı illet olarak görüp Avrupalılara ültimatom gönderen Kanuni Sultan Süleyman’dan, Avrupa’nın göbeğinde bir soytarı tarafından kitabı yakıldığı halde buna tepki gösteremeyen bir ümmete… Nereden nereye…

Bazı devletler hariç, devlet erkânının tepkisizliğine rağmen, bazı ülkelerde halklar düzeyinde çok ciddi tepkiler ortaya konuldu. Bir yandan İslam ve insanlık düşmanları ve bunlara sessiz kalanlar protesto edilirken öte taraftan aslında hükümete apaçık bir harekete geçme uyarısı yapıldı. Özellikle Diyarbakır’da toplanan mahşeri kalabalık, İslam Ümmetinin iradesini ve temennisini dile getirdi. Sözün burasında Peygamber Sevdalıları Platformu’na ve HÜDA PAR’a teşekkür etmek isteriz. Eğer hükümetler, hakların temsilcisi makamında ve iddiasında iseler halk tepkisini ve talebini dile getirir ve hükümetler de gereğini yapar. Halkımız en üst perdeden tepkisini dile getirdi. Sıra hükümette… Sabırsızlıkla Hükümetin İslam ümmetine öncülük edip ortak bir irade oluşturarak adım atmasını bekliyoruz.

Bu tablo sadece Diyarbakır ile sınırlı kalmamalı ve Türkiye’nin her ili; bir Diyarbakır, bir Batman olmalıdır. Daha evvel de Batman’da yüz binler bir araya gelmiş ve Muhammedi bir öfkeyi adeta meydanlara sürmüştü.

Selam ve dua ile