Müsaadenizle bugün bir daha topa girmek istiyorum. Biliyorum bazı kardeşler benim topa girmemi hiç istemiyorlar, futbol dünyasının ağzıyla saldırıya uğrayacağımdan korkuyorlar, ama neye mal olursa olsun gireceğim.
Hatta bir adım daha ileri giderek iptal olan bu maçın nerede oynanması gerektiğine dair ben de kafa yordum; en uygun yerin Telaviv olduğuna kanaat getirdim.
Gerçi şu günlerde borca batmış bu takımlara israil, Suud gibi para verecek durumda değil; ama Amerika, İngiltere ne güne duruyor?
Hatırlarsanız benim topa ilk girişim üç dört yıl önce olmuştu. Fenerbahçe’nin kongresinde Ali Koç, Ramazan günü canlı yayında Türkiye’nin gözünün içine baka baka su içmişti de;
“Futbolla ilgilenmem, hiç bir takımı da tutmam; ama İslam’a ve Müslümanlara meydan okuyan şu adamın takımı her yenildiğinde sevineceğimi bildiriyorum.” diye bir tweet atmıştım.
Bu adam hakkındaki kanaatim hiç değişmedi; hatta İslam’a ve Müslümanlara meydan okumaya hız kesmeden devam ediyor. Suudi Arabistan dönüşünden sonra gün geçtikçe bu düşmanlığına dair daha nice belge açığa çıkacak.
Bu adam için en ideal yer Telaviv’dir. Maçta Kemalist tapınma adına istedikleri her şeyi yapabilirler, hiç bir engelle karşılaşacaklarını zannetmem. Hele bir de İslam ve Araplar aleyhine slogan atıp pankart açar, mesela HAMAS’ın terör örgütü olduğunu ilan ederlerse, israil için tadından yenmez olur.
Şu olup bitenleri birileri yeni ve büyük bir kriz olarak görüyor, bunun arkasının geleceğini söylüyor.
Bırakın nereye giderse gitsin, bizim için önemli olan her şeyin netleşmesidir. Kim neye tapıyorsa netleşsin, hiç bir tereddüde mahal kalmasın. Herkesin durduğu çizgi, bastığı nokta görünsün.
Çünkü bugünün yegâne ölçüsü Gazze’dir, bu konuda Gazze bizim için de belirleyici olacaktır.
Belki bazılarımız diyecek ki “bu takımın taraftarlarını başkanlarıyla aynı kefeye koyma, Gazze’deki katliama en az senin kadar karşıdırlar.”
Olabilir, zaten ben de taraftarlarını itham etmiyorum. Fakat madem öyle, çıkacakları ilk maçta bunu göstermeleri gerekmez mi?
Selam ve dua ile.