Tarihimize baktığımızda, tüm
zaferlerimizin mescit eksenli olduğunu görürüz. Medeniyetimizin merkezinde cami
ve mescit vardır. Bu gerçeği farkeden islam düşmanları da ilk hedeflerine
koydukları ve tahrip ettikleri yerler yine mescit ve camiler olmuştur.
Efendimiz aleyhisselatu vesselam
Medine’ye hicret ettikleri zaman ilk eylemleri, mescit inşa etmek olmuştur. Tüm
toplantılarını mescitlerde yapmışlar ve tüm kararlarını da mescitlerde
almışlardır. Gereek ibadi, gerek ilmi ve gerekse de siyasi tüm faaliyetlerin
merkezinde mescit vardır efendimiz aleyhisselatu vesselamın.
Eshabı kiram bir beldeyi
fethettiklerinde, ilk olarak orada mescit inşa edip ezan okutmuşlardır. Sadece
mescit ihya etmekle kalmamışlardır, aynı zamanda da içlerini doldurarak ihya etmişlerdir.
Yani mescitleri asli fonksiyonları üzerine kullanmışlardır. Sahabenin de ilk
adresleri, buluşma noktaları, ibadet merkezleri ve ilim yuvaları mescitler
olmuştur. Sahabelerden sonraları da günümüze kadar aslında bu böyle devam
edegelmiştir.
Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi’nin
medrese (mescit) çıkışlı olduğunu yani avam diliyle sıradan bir faki olduğunu,
kafkas kartalı Şeyh Şamil’in mescit aşığı olduğunu, çöl aslanı Ömer Muhtar’ın
mescitlerde askerlerini donattığını, Saideyn’in cami ve medrese hocaları
olduğunu, başarılarının arkasında aslında mescitlerin olduğunu bilmeyenimiz yoktur sanırım…
İslam ve insanlık düşmanlarının bir
islam beldesini ele geçirmeye çalıştıkları esnada ilk yaptıkları işin cami ve
medreselere saldırıp tahrip etmek olduğunu hatırlayalım. İspanya’nın
Endülüsünde Kurtuba kütüphanesinin başına gelenleri bir araştırın. Yine
günümüzde son otuz yılda emperyalist güçlerin yani ABD, RUSYA ve son yıllarda
ÇİN’in tahribatlarına bakın. Irak ve Suriye’de, Afganistan ve Doğu Türkistan’da
Filistin ve Libya’da cami ve mescit bırakmadı bu mel’unlar. Hemen hergün mescit
ve medreselerimiz bombalamakta bu beldelerimizde.
İsrail terör şebekesinin Mescidi
Aksa’dan tüm tepki ve çatışmalara rağmen neden vazgeçmediklerini herhakde
anlamış olmamız lazım. Müslümanların o mübarek beldede ibadet etmelerini
engellemek için hemen hemen her gün mescide ve içindekilerine bomba ve
silahlarla müdahale ettiklerini canlı yayınlarda seyretmekteyiz. Hamas’ın son
zafer gösterisinde konuşan hareketin siyasi büro üyesi Fethi Hammad,
zaferlerinin merkezinde mescit olduğunun özellikle altını çizdi. Bu minvalde
ibadi anlamda özellikle donanımlı olmaları için mücahitlere nasihatlerde
bulundu.
Madem ki müslümanların hem tarihteki
ve hen de zamanımızdaki başarılarının ve zaferlerinin arkasında mescitler var
ve madem ki islam düşmanları mescit ve ibadetlerimizden korkuyorlar, bizler de
mescit ve medreselerimizi doldurmalı, oraları ihya etmeli, dua ve ibadetlerimiz
ile şenlendirmeli, mümkün ise günün beş vakit namazını oralarda eda etmeliyiz.
Sadece ihtiyarlar değil, gençler de cami ve mescitleri mesken tutmaları lazım.
Ne zaman ki camilerimiz günün beş
vakti dolup taşarsa, ne zaman ki medreselerimiz ilim ve irfan erlerini
yetiştirip toplumumuzu islam ahlak ve akidesi üzerine ihya ederse işte o zaman
mescitlerimiz asli fonksiyonlarına kavuşur ve işte o zaman tekrardan Kudüs’ün
fethinden bahsedebiliriz. Çünkü Kudüs’ün esaretten kurtuluşu, ümmetin azadeliği
demektir.
Selam ve dua ile…