İnsanoğlu yaratılış itibariyle unutkan bir yapıya sahiptir. Nitekim “insan” kelimesi unutmak anlamına gelmektedir. Her ne kadar unutkan bir yapıya sahip olsa da bu durum bazen onun için ilahi bir lütuf haline gelebiliyor. Yani dezavantaj olarak görünen unutkanlık insanoğlu için bir avantaj haline gelebilir.
İnsanoğlunun nimetlerin kıymetini bilmede gaflete düşmesinin sebebi unutkanlık nimetinin avantaj olmaktan çıkıp dezavantaj haline dönmesidir. Tabi dezavantaj halini alması da insanoğlunun kendisinden kaynaklanmaktadır. Çünkü unutkanlık musibet ve acıların unutulması açısından çok önemeli ve bir o kadar da gerekli bir nimettir. Ama insanoğlunun uğraşları ve hedefleri dünyevileştiği için de unutkanlık da bir o kadar artmıştır.
Dünyevileşmenin unutkanlığı nasıl artırdığını soracaksınız muhtemelen…
Dünya ve insan kelimeleri arasındaki ilişkiyi iyi kavrayabilirsek bu soruya gerekene cevabı da buluruz inşallah…
Evet, dünya ve insan kelimelerini inceleyelim; Dünya; en aşağılık kadın anlamına gelen Arapça bir kelimedir. İnsan ise unutmak anlamına gelen Arapça bir kelimedir. İki kelime arasındaki ilişkiye de bakalım; Allah (cc) imtihan için yarattığı varlığa unutmak anlamına gelen insan ismini vermiş. İmtihana mekân olacak yere ise dünya ismini vermiştir. Yani, nasıl ki bir insan kendini bilmez ve ahlaksız bir kadının peşine verdiğinde şerefini, haysiyetini, namusunu ve en önemlisi Allah’ı unutuyorsa dünyaya gereğinden fazla değer veren ve onun peşinden koşan insanoğlu da yukarıda saydığımız kavramlardan kendini mahrum bırakır. Dolayısıyla unutkanlık insan için nimet olmaktan çıkıp eziyet haline gelmektedir. Bunun sebebi de söz konusu nimetin veriliş hikmetini bilmemek ve ona göre hareket edilmemesidir.
Günümüz de insanların çoğu unutkanlık probleminin artmasından şikâyetçi durumdadır. Hatta bunun için hastaneye gidenler vardır. Tabi unutkanlığın her hangi bir sağlık probleminden kaynaklanması farklı bir durum olabilir. Benim kastettiğim unutkanlık ise günümüz insanoğlunun gafletinden kaynaklanan unutkanlıktır. İslam ümmetinin içinde bulunduğu dağınıklık ve zayıflık, Müslümanların gafletinin ve aşırı unutkanlığının sebep olduğu dünyevileşmedir. Yani dünyevileşme unutkanlığı artırdı, unutkanlık da gafleti artırdı.
Bu halden kurtulmak için aşırı unutkanlığımıza sebep olan maddi ve manevi hastalıklardan kurtulmak için çaba içerisine girmemiz lazım. İfade ettiğim üzere unutkanlık imtihan ve acılar için bir nimettir. Ama aşırı unutkanlık ise dünyevileşmenin sebep olduğu gaflettir. Dolayısıyla gaflete götüren her sebebi ortadan kaldırmak elzemdir. Aksi halde bu gaflet başta gaflet sahibi olmak üzere çevresine de zarar verir ve verecektir.
Her ters giden ya da ihmal olan işlerimiz için “unuttum” kelimesinin arkasına sığınamayız. Bu durum artık unutkanlık değil gaflettir. Yani unutkanlık normal bir hal iken gaflet normal bir hal değildir.