BİSMİLLAH
Bir seçim atmosferine daha girdik. Bu seçim ani gelişti, kimisi 'baskın seçim' dedi, kimisi de 'beklenen seçim' dedi. Ama halk ise ikisinden de bihaber 'büyükler bilir' ilkesine tabi olup sesini çıkarmadı ve sandığı beklemeye koyuldu. Halkın konuşacağı yer sandıktır. Sanırım bu seçimde halk iyi konuşacak ve kendisini hesaba katmayanlara iyi bir cevap verecektir.
Siyaset insanoğlunun, insanlık tarihinden beridir yapa geldiği bir iştir. Siyaset insanları yönetmek ve yöneticilerin istediği biçimde ve tarzda idare etme şekli değildir. Siyaset insanların insanca yaşamalarını sosyal ve ekonomik durumlarını düzeltip müferrih bir seviyeye çıkarma, taşıma işidir.
Gel gör ki bu asrımızda belki hiçbir zaman olmadığı kadar siyasete hile, fesat ve yalan bulaşmış, neredeyse yalan atmayacak bir siyasetçi bulunamayıp 'siyaset zaten yalandır' diye bir ilkeleştirme yapılmaktadır. Dürüst siyasetçiye 'böyle siyaset yapılmaz' deyip onu küçümsediklerini görüyoruz.
Hamd olsun her zaman sayıları azda olsa, her zaman dürüst ve doğruları ilke edinen siyasetçiler çıkmaktadır. Bunlarda üste belirttiğim üzere yalan konuşmadıkları ve kimseyi kandırmadıkları için siyasetçi değilsiniz denilip siyaset arenasına sokmak istemiyorlar. Yani ya yalan konuşacaksın yada siyasetçi değilsin denilmektedir.
Ama toplumumuzun şiddetle ve acilen dürüst ve ilkeli siyaset yürütecek temiz, Hak için halkın yanında yer alacak bu siyasetçilere ihtiyaç duymaktadır. Halka yalan ile doğrunun, hak ile batılın, siyaset ile safsatacılığın ne olduğunu gösterecek siyasetçilere ihtiyacı vardır.
Seçimlere daha doğrusu erken seçimlere gelince, bu seçim kararı alınmadan önce yetkililer bir ağızdan erken seçim yok dedikleri halde birkaç gün sonra erken seçim kararı aldıklarını gördük. Bunu önceden planladıkları ortadaydı, her şeylerini hazırlamış ve çok kısa bir zaman dilimi içine aldıkları erken seçim kararı ile adeta kendileri dışındakileri bir telaş fırtınasına soktular. Gerekçeleri vatan millet edebiyatı idi. Yani erken seçim yapmazsak vatan elden gidecek. Vatanı sadece kendileri koruyabilir ve kendileri dışındaki hiç kimse bunu yapamaz, koruyamaz sanıyor ve halkada bunu ima ediyorlar.
Seçim öncelerinde hatta yıllar öncesinde seçim barajı haksızlıktır dedikleri halde bu barajı kendileri için dokunulmaz kıldılar. Partileri ve fikirleri bu baraj nedeniyle ittifaka zorluyorlar. İttifaklar için aslı fikirlerinden taviz verip 'buz üstündeki bilye' gibi manevralar yapıyorlar. Yalanlar meydanda dans ediyor ve buna da siyaset diyorlar. Şimdiden milletvekillikleri için vaat ve yalanlar senfonisi eşliğinde naralar atılmaya başlanmış durumdadır. Bunları görünce insanın 'euzubillahimineşşeytanı vesiyaset' demesi geliyor. Ama Yusuf yüzlü ve ne Züleyha'ya ve nede saltanata yüz vermeyen, yüzünü Hakka çevirip elini halka veren, zindanın tozuyla meydanlara çıkanları görünce o zaman umutlanıyor ve hamd ediyor.
Cumhurbaşkanlığı veya başkanlık seçimine gelince orada da keşmekeş sürüyor. Bir taraftan AK Parti ve MHP, diğer tarafta ise ne yapacakları ve ne yaptıkları belli olmayan muhalefet cephesi var. Bir birililerine etmedik söz ve yapmadıkları hakaret kalmadı. Acaba seviyeli siyasetleri bumudur. Daha şimdiden milletvekili alışverişi, aday göstereceğiz diye tüm ilkelerini zir ü zeber ettiler. Allah akıl fikir versin ve bize Hakkı hak bilip batıldan içtinap eden yöneticiler ve idareciler başımıza getirsin. Amin…
Vesselam