BİSMİLLAH!
Yeni bir yıla daha girdik. Ömrümüzden bir yıl daha geride kaldı. Yani bir yıl daha yaşlandık. Sevinelim mi, üzülelim mi? Ben şahsen hüzünleniyorum, yani üzülüyorum. Niye üzülüyorsun diye sorarsanız, ölüme yaklaşan biri üzülmez mi? Her geçen gün benden bir şeyler alıp giderken, giden günler için zil takıp oynamak, içip içip coşmak, sanki geçen günlerde zaferler kazanmış, gelecek günler için hazırlık yapmış da kutlama yapılıyor. Pes doğrusu bu insanoğlunu anlamak çok zordur. Zor ki ne zor.

Hadi Hristiyanı, dinsizi anladık diyelim. Ya bu dünyanın geçiciliğine iman etmiş, ahrete, hesap gününe inanmayı iman rükünlerinden sayan Müslümanlara ne demeli?

Yılbaşına bir hafta kala çarşı pazar hınca hınç dolup taşıyor. Herkes bir alışveriş telaşında, mağazalar 'Noel Baba' kılıklı mankenlerle süslenir. Hatta Cuma günü cami önünde bile hindi satmaya gelen satıcılar...

Ne oluyor be kardeşim, ne oluyor be hacim, ne oluyor Müslüman'ım, Allah aşkına söyler misin, ne yapıyorsun? Damat senin değil, gelin senin değil bu düğünde ne işin var?

Miladi yılbaşını, Hz. İsa (a.s.) ile hiçbir ilgisi olmayan figürleri kullanarak kutlayan Hıristiyan alemi kendilerine bir bayram ve şenlik diye kutlayabilir. Bu beni ilgilendirmez diyebilirsin. Ama sen ey Muhammed (s.a.v.) ümmeti, senin yılbaşın başkadır. Hicretin başlangıcı olan hicri yılbaşıdır. Haydi diyelim ki devletin kendine miladi takvimi esas almış sen de yılbaşını kutluyorsun. Peki, Noel baba ne oluyor? Çam ağacı ne oluyor? Hindi neyin nesi, içki ve kumar ile ne işin var? Allah aşkına aklını başına al.

Bir de yılbaşında neler yapılıyor ona bir bakalım. Tüm otel ve barlar açık ve içki su gibi tüketiliyor. Eğlence merkezlerinde dansöz ve sanatçılarla eğlenceler tertipleniyor. Kumarhaneler açık, hatta kıraathanelerde bile kumar oynatılıyor. Milli piyango çekilişleri tertipleniyor. En mütedeyyin aileler bile evlerde televizyon karşısında eğlenerek ziyafetler tertipliyorlar. Hiç içki içmeyen kişi bile sanki o gece helalmiş gibi içki içiyor. Sabaha kadar tüm cadde ve sokaklar, hatta hanelerin birçoğunda Allah'ın haram kıldıkları ile meşgul olunuyor. Adeta Allah'a isyan bayrakları açılıyor.
Bunların hangisi Müslümanlıkta veya örfümüzde, geleneğimizde var. Ne acayip iştir. İnsan geçen ömrü için tefekkür edip ne yapıp ne yapmadığının hesabını, muhasebesini yapması lazım iken, kalkıp eğlenmesi akıllı adamın işi değildir.

Ey Müslüman kardeşim, bize düşen; geçen bir yılın hesabını yapmaktır. Geçen yılda neler yaptım, 'iki günü bir olan hüsrandadır' düsturu gereği kendini, nefsini hesaba çekmektir. İbadetlerini kontrol etmeli, çalışmalarını gözden geçirmeli, hele tebliğ ve irşat çalışmalarının hesabını iyi kontrol etmelidir. Yoksa bu yılbaşını kutlayanları sade bir kınama ile işin içinden sıyrılacağımızı sanmamalıyız.

Aslında yılbaşı kutlamalarına bakıp ne kadar iş yaptığımızı ne durumda olduğumuzu anlamamız için iyi bir analiz yapma zamanı da olabilir. Her gün aleyhimizde geçiyor. Ömür sermayemizden geçtiğini görmeli kutlama yerine ağlamalıyız.

Evet, bir yıl daha geride kaldı, İslam ümmeti coğrafyasında akan kanlar, talan edilmiş beldeler, yıkılmış haneler, ifsat edilmiş ekinler, harap edilmiş mabetler, kirletilmiş namuslar, katledilmiş çocuklar ve en önemlisi işgal edilmiş Kudüs'ümüz... Hepsini aklımıza getirmeli, kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Vesselam