BİSMİLLAH
Damatsız düğün olur mu? Be Yusuf'um. Sen ne yapıyorsun böyle hayatımıza yeni bir kavram ekledin 'damatsız düğün' diye. Açıkçası bunu izah etmekte zorlanıyoruz. Yusuf'um senin düğününden dönerken biri bana sordu.

- Nerden geliyorsun Hocam?

- Düğünden.

- Adam: Damat yakışıklımıydı?

- Bilmem görmedim.

- Adam: Nasıl yani damat düğünde değimliydi?

- Hayır. Cezaevindeydi.

Adam afalanıp şaşırdı birden.

- Adam: O zaman niye evleniyor?

- Evlenmek onun da hakkı değil mi? Oda ev bark sahibi, çoluk çocuk sahibi olamaz mı?

- Adam: Suçu neydi hocam?

- Namaz kılarken sağ yerine sola selam verdiği için tutukladılar. Adam tekrar şaşırdı. Şaka şaka camide Kur'an dersi verdiği için içerdedir.

- Olur mu? Hocam bu devirde, bu ülkede böyle şey olur mu?

'Şimdi gel buna izah et' diye içimden geçirdim. 'Bak kardeşim' diye söze girdim. 'Seksenli, doksanlı yıllarda camiler bomboş olup kimse Kur'an dersi vermeyip, bu camiler adeta esrarkeşlerin, eroinmanların yuvasına dönmüştü. Zamanın hükümetleri buralarla ilgilenmeyip namaz kılan veya Kur'an okuyanları irticacı damgası vurup kimseye de Kur'an dersi verme izni vermiyorlardı. İşte tam bu zamanlarda bir grup genç kalkıp camileri ihya etme çalışması başlattılar. Doğu ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere tüm memleketi bu minval de harekete geçirdiler. Camiler cıvıl, cıvıl Kur'an bülbülleri ile doldu. İşte tamda bu işler yapılırken, binlerce genç ve çocuk Kur'an ve iman ile tanışırken, Amerika ve İsrail'in emri ile devreye derin güçler, yani Ergenekon, Jitem, Fetö aklına gelebilecek tüm yapılar bunların üzerine üşüştüler. Kimisini şehit ettiler, kimisini de o civarlarda yapılan tüm faili meçhul cinayetleri üzerlerine yıkıp cezaevlerine attılar.'
Adam 'Hocam bu hükümet dindardır. Onları niye bırakmıyor.' Dedi. Dedi de gel şimdi buna cevap ver. Ne diyeyim be Yusuf'um senin damatsız düğününü nasıl izah edeyim? Hangi suçtan yattığını nasıl anlatayım? İpsiz, adsız herkesin salındığı ve senin hala içerde olduğunu nasıl izah edeyim? Sen söyle Allah aşkına! Bu Hükümet dindardır, kimseye zulüm etmez, namaz kılıyorlar, ekranlarda Kur'an okuyorlar, on beş yıldır mazlum insanlar içerde çürütülmüş diyorlar, ama sizin gibi Kur'an bülbüllerini görmemezlikten geldiklerini nasıl anlatayım?

Ben şimdi beddua mı? Edeyim, yoksa dua mı? Ne yapayım Yusuf'um ne diyeyim kimseye seni anlatamıyorum. Dinsizlerin yıllar önce sana yaptıklarını anlıyorum anlatabiliyorum. Ama dindarın sana ettiklerini, seni görmemezlikten geldiğini, seni yok saymalarını nasıl izah edeyim? Neler söyleyeyim? Bilmiyorum. Duayı da bedduayı da bıraktım. Adil-i Mutlak, Hakim-i Mutlak olan Din gününün sahibine havale ettim. Haberin olsun.
İnsanlar acayip ta karşılarsa da, çok garipte görseler biz sizi evlendirmeye devam edeceğiz, düğünlerinizi yapacağız ve halayın başını da çekeceğiz. Ha bu arada bu hafta sonu senin düğünündeydik Yusuf'um ve halayın başını da çektik. Senin ve diğer Yusufilerin düğünü mübarek olsun. Allah iki cihanda da sizi mübarek eylesin. Âmin…
Vesselam