YALNIZ ALLAH'TAN KORKUP SAKINIRLAR
BİSMİLLAH
Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, ayetleri okunduğu zaman imanlarını arttırır. Ve bunlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (ENFAL/2)
O halde gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (TEĞABÜN/16)
Rablerinin azabından korkarlar. (MEARİC/27)

Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnut olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler. (ENBİYA/28)

Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin. (AL-İ İMRAN/102)
Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size bir Furkan (hakkı batıldan ayırt edecek bir anlayış) verir ve günahlarınızı örtbas eder, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir. (ENFAL/29)

Sen ancak Kur'an'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele. (YASİN/11)
Korkunun zıddı sevgidir. Korkudan sevgi çıkmaz ama sevgiden korku çıkar. Şöyle ki insan birini tanıdıkça ya ondan nefret eder ve sadece korkar veya onu tanıdıkça onun büyüklüğünü, azametini şefkat ve merhametini bilir ve bildikçe sevgisi artar ve bu sevgiye halel gelmesin diye ondan korkar.

Aslından bu korku başta utanmaktan sevginin yok olmasından korktuğu içindir. Ama onun büyük olduğunu ve azabını da çetin olduğunu bilir. Yani sevgiliye sürekli methiye dizer ve onun kendisinden razı olmasını ve hoşnut olmasını ister. Ara sıra bir hata ve sevgiyi zedeleyici bir iş yaptığında ise ondan özür diler ve onu affını ister. Salt bir korku salmak şeytanın ve onun yolunda giden Nemrut, Firavun ve diktatörlerin işidir ki kimsenin bunları sevdiği söylenemez.

Şimdi davetçi müminin işinin yukarıdaki ayetler istikametinde Allahtan hakkıyla korkması için onu tanıması ve bu tanımayı ömür boyu her gün birinci işi yapıp ayetlerden derslerle yapmasıdır. Tanıdıkça sevgisi artacak artıkça günah ve hatalardan uzaklaşacak ve sürekli ondan korkacaktır.

Davetçi mümin davetinde önce Allah sevgisini aşılamalı ve sonra azabıyla korkutmalıdır. İşlerinde de böyle olmalı önce kendisini sevdirmeli bu sevgiyi aşıladığı tabası doğal olarak ondan utanıp sevgisine bir leke gelmesin diye hocasına karşı utanç dolu bir korku taşıyacaktır. İşi tersten okumamak lazım önce korkutup sonra sevgi ve saygı beklemek yanlıştır ve hiç bir yerde görülmemiştir. Çocuklarımıza bile bazen yanlış bir Allah anlayışı aşılıyoruz.

Haşa Allah'ı bir öcü gibi gösterip sevgisinden mahrum bir şekilde yetiştiriyoruz. Halbuki Allah'ın esması içinde büyüklüğünü, rahmet ve sevgisini anlatan isimleri çoğunlukta olduğunu ama korku ve azabını tasvir eden isimlerinin birkaç tane olduğunu görüyoruz.

'Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir' 'O halde gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun' 'O'na yaraşır şekilde korkun' Bu ayetlerin lafızlarına bakıldığında anlaşılıyor ki ondan korkmanın yolu onu tanımak, onun büyüklüğünü ve azametini bilmek ve onu sevmek/aşık olmak ancak ondan hakkıyla korkmayı icap eder. Ve bunu da ancak davetçi mümin bilir ve başarabilir.
Vesselam