BİSMİLLAH

Bal arısı hayatını mükemmel bir düzende idame ettiğine müşahede ediyoruz. Örneğin çalışması, hiyerarşik düzeni ve ortaya koyduğu eseri yani balı mükemmelliğini gösteriyor. Kovanın içinde bir düzeni bir liderin etrafında her bir bireyin farklı vazifeleri ve özelikle meydana getirdikleri balın oluşumu için topladıkları malzeme dikkatleri celp ediyor. Yani her çiçeğe konmaları bu çiçekten özenle aldıkları polenleri ve bunları harmanlayıp bala dönüştürmeleri takdire şayan bir faaliyet armonisidir.

Gelin kardeşlerim arının bu eyleminden kendimize bir ders çıkaralım. Arı çalışkandır, arı cesurdur, arı düzene tabidir, arı itaatkardır ve arı verimlidir. Şüphesiz arının çok fazla mucizevî özelikleri var. Bunların tümüne değinmek için bir kitap yazmak lazımdır. Ben burada arının çiçeklerle olan münasebetinden bahsetmek istiyorum.

Bal arısı beş kilo metre uçarak ve hemen hemen tüm çiçeklere konarak kendisine lazım olan nektar veya poleni alıyor. Şimdi biz hiç bal arısının ben şu çiçeğin rengini veya tipini beğenmedim diye ona konmadığını duyanımız veya bunu tespit eden bir arıcı bilenimiz var mı? Yok, arı her çiçeğe muhakkak konar ve kendine lazım olanı alır diğerine karışmaz.

İşte biz Müslümanlar da bu arı misali her çiçeğe konmalı ve kendimize lazım olanı almalı diğerine karışmamalıyız. Burada arı Müslümanlar çiçekler ise alimlerdirler. İslam alimlerinden her birinin kendi zamanlarının fitneleriyle uğraşmış ve o zaman için bir reçete ortaya koymuşlardır. Bunun için farklı görüşleri var gibi görünse de aslında aynı mücadeleyi verdikleri görülecektir. Ama biz bir tek alimi okuyup onu takip etiğimizde ve diğer alimleri okumadan tahlil etmeden dışladığımızda ortaya sığ bir görüş ortaya çıkar ki arının bir tek çiçekten alacağı polenle yapacağı bala benzer. Bunun için her alimden bu günümüz için bize yarayacak faydalı tarafları alır ve diğerine karışmadan ortaya ümmete yarayacak faydalı bir iş yaparız.

Sadece İbni Teymiyye'yi okuyanlar tekfirci oluyorlar. Seyyid Kutup'u okuyanlar cihattan başka bir şey yapmadıkları, Sait Nursi'yi okuyanlar sadece iman hakikatlarıyala uğraştıkları, Kadiri, Rufa-i, Nakşibendî ve Mevlevilerin zikir ve tasavvuf dışında bir şey yapmadıkları görülür. Yani bir tek çiçekten bal yapma işte bu tür durumları ortaya koymaktadır.

Tüm alimler bizimdir ve tüm cemaatler kardeştir. Hepsinin menbaı Kur'an'dır. Bu çağımızda bize lazım olan bu alimlerden hepsinden yararlanıp ortaya ümmeti bir anlayış geliştirmemizdir.

Yani İbni Teymiyye'nın bidatlerle mücadelesi, Seyyid Kutup'un cihat aşkını, Üstad'ın imam hakikatlerini, Süleyman Hilmi Tuna'nın Kur'an okuyuşunu, Tasavvuf ehlinin zikir ve nefis tezkiyesini ve Hasan el-Benna'nın teşkilatını ve daha nice alimler ve cemaatlerin güzel yanlarını alıp harmanlayarak tam bir bal elde etmeliyiz. Hiç birini küçük görmemeli ve yalnız birine tek konmamalıyız. Hepsinden bize lazım olanını almasını bilmeliyiz. Aksi halde tek bir silahla düşmanın türlü silahlarına karşı savaşan kişiye benzeriz ki mağlup olması kaçınılmazdır.

Âlimlerimiz bahçemize türlü türlü çiçekler ekmiş ve bize düşen onlardan faydalanmamızdır. Zamanın Şehid Âlimlerinden birine 'sen niye bir kitap yazmıyorsun' denilince kendisi 'ne yazayım alimler her türlü kitabı yazmışlar bize düşen harfleri insanlardan oluşan bir kitap yazmaktır. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz' diye cevap vermiş. Yani şimdi birliktelik oluşturup teşkilatlı bir yapı oluşturmaktır demiş.

Vesselam