BİSMİLLAH!

Bir asırdan fazla oldu ki memleketimizin bayrağı, meclisi, hükümeti ve cumhurbaşkanı olduğu halde adeta esaret içinde yaşıyoruz. Nasıl bir esaret derseniz; tüm yasaları dayatılarak batıdan (Fransa, İtalya, İsviçre ve Almanya) getirilen, kendine özgü ve geleneğine bağlı bir yasa yapamayan bir ülke nasıl özgür bir ülke olur? Zamanın başbakanlarının Amerika, İsrail ve AB'nin önünde nasıl diz çöküp yalvardıklarına şahit olmuşuzdur.

Halkın menfaatine ve dini değerlerine faydalı bir yasa çıkarılacağı zaman kıyametler koparıldığını hepimiz müşahede etmişizdir. Bunun en bariz örneği Merhum Necmettin Erbakan hükümetidir. Onu nasıl alaşağı edip partisini kapattıkları hafızalarımızda halen tazeliğini koruyor. Son on beş yıldır tek başına iktidar olan Akp hükümetleri ve Sayın Cumhurbaşkanı da özgür ve bağımsız Türkiye kavramlarını sıkça dile getiriyorlar. O zaman ivedilikle müttefik devletlerden başlayarak dost ve düşmanını iyi belirlemeli ve bunlardan bir şekilde kurtulmalıdır. Müttefik kelimesini duyduğumda tüylerim diken diken oluyor. Müttefik, her konuda ittifak eden dost kardeş anlamını taşıyor.

Türkiye'nin müttefik ve dost diye tarif ettiği Amerika, İsrail, AB ve Rusya her seferinde nerde bir düşman varsa onu destekleyen, Pkk'yi büyütüp silahlandıran, Pyd ile açıktan ittifak kuran, Fetö'ye hamilik eden ve 15 Temmuz darbesini açıktan destekleyen bunlar değil midir? Ne zamana kadar müttefik ve dost diye bunların güdümünde hareket edeceğiz? Ne zamana kadar bu Müslüman düşmanı ülkelere yaranmaya çalışacağız! Artık yeter, özgür bir Türkiye istiyoruz! Şartlar değişti ve bu şartları iyi değerlendirmek lazımdır. 15 Temmuzda halkın yüzde sekseni bu ülkelerin desteklediği ve tüm güçleriyle besleyip yetiştirdiği bir yapıyı alaşağı edip durdurdu.

Darbelerini başlarına geçirdi. Halk mesaj olarak size diyor ki; artık kimsenin tekeline girmeyin ve kimseden korkmayın, siz cesur olursanız biz sizin arkanızdayız. Hem de ölümüne; kadın-erkek, genç-yaşlı, çoluk-çocuk hepimiz sizinleyiz. Yeter ki cesur ve akıllı adımlar atın ve attığınız adımlarınızdan vazgeçmeyin. Halk referandumda %52'lik bir destekle yasaların geçmesine yardımcı oldu. Halka tam bir güven verilseydi bu rakam %65 olacağı kesin idi. Ama emin olunuz ki özgürlük için atacağınız her adımı destekleyecek muazzam bir halk arkanızda vardır. Kendini ispatlamış bir halk. Son günlerde Cumhurbaşkanımız bir dizi görüşmeler yaptı. Başta halk olmak üzere siyasetçiler de bunları izliyor ve kare kare sözleri ve icraatları hep birlikte takip ediyoruz.

Amerika'nın yaptıkları ortadayken acaba hala dost ve müttefikçe mi davranacağız? Endişeliyiz, acaba tüm dünyanın; başta İslam aleminin gözünü kulağını diktiği ülkemizde ve hamilik beklediği bir sırada kazanılan bu zaferlere bir gölge düşürecek bir adım atılacak mı? Bahsi geçen ülkelerle tabii ki iyi ilişkiler içinde olmanıza, ticari ve benzeri ilişkilere kimsenin diyecek bir şeyi yoktur.

Ama ben de varım ve kimseye bağlı değilim ve özgürüm batıya AB'ye ihtiyacım yok diyecek ve cesurca adımlar atacak hareketler bekliyoruz. Yarım asırdır AB'nin kapısında beklemek onur kırıcı değil mi? Ki bizim onlara ihtiyacımızdan ziyade onların bize ihtiyacı olduğunu biliyoruz.

Halkınıza özgürlük getirecek adımlar için Avrupa'nın köhnemiş yasalarıyla değil, kendi öz değerlerinizle oluşturacağınız ve Kürt-Türk kardeşliğini eşit seviyede haklara sahip yasaları Avrupa Birliğinin dayatmaları ile değil kendi öz ümmet kaynaklarınızla getirme olanağımız vardır/oluşmuştur. 'Êdi Bese' Özgür Bağımsız Bir Türkiye İstiyoruz. Vesselam Zeynel Abidin Gülsever