Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail'in Gazze kentinin güneyinde Reşid Caddesi'ndeki Nablusi Kavşağı'nda insani yardım bekleyenlere düzenlediği saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Kudra, Nablusi Kavşağı'ndan Şifa Hastanesi'ne 8 cesedin daha getirildiğini ve İsrail ordusunun saldırısında hayatını kaybedenlerin sayısının 112'ye yükseldiğini, 760 da yaralı olduğunu kaydetti.

İsrail'in, Gazze kentinde yardım bekleyen Filistinlilere düzenlediği saldırıya uluslararası tepkiler 
BM: Gazze'nin batısında yüzlerce insanın öldürüldüğü haberleri dehşet verici
Beyaz Saray: Yardım bekleyen Gazzeli sivillerin öldürülmesi "ciddi bir olay"
Oxfam: İsrail'in sivilleri aç bıraktıktan sonra öldürmesi, uluslararası insancıl hukukun ihlalidir
Kudra, Nablusi Kavşağı civarında hâlen cesetler olduğunu kaydetti. 

İsrail ordusu, sabah saatlerinde Gazze kentinin güneyinde, Gazze Şeridi'ni kuzeyden güneye bağlayan Reşid Caddesi üzerindeki Nablusi Kavşağı'nda insani yardım bekleyen Filistinlileri bombalayarak ve ateş açarak hedef almıştı.

İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki saldırıları Cenevre'de protesto edildi İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki saldırıları Cenevre'de protesto edildi

Görgü tanıkları, İsrail'in, ölü ve yaralıları Şifa Hastanesi'ne taşıyan sağlık ekipleri ile sivilleri de hedef aldığını aktarmıştı.

Gazze'deki hükümet yaptığı açıklamada, İsrail'in insani yardım bekleyenlere yönelik saldırısının "kasıtlı ve planlı" olduğunu vurgulayarak, "İşgal ordusu bu kişilerin, bölgeye insani yardım almak için geldiklerini biliyordu ancak onları soğukkanlılıkla öldürdü." ifadelerini kullanmıştı. 

Hamas'tan İsrail'in Gazze'de insani yardım bekleyen sivillere saldırısına tepki

Hamas, Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) İsrail'i "Gazze'deki kitlesel katliamı ve etnik temizliği durdurmaya" zorlayacak kararlar almaları için acil toplanma çağrısında bulundu.

Hamas'tan, İsrail'in Gazze kentinin güneyinde Reşid Caddesi'ndeki Nablusi Kavşağı'nda insani yardım bekleyen sivillere düzenlediği saldırıya ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

"Arap Birliği ile BMGK'yı acilen toplanmaya; İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği toplu kıyımları ve etnik temizliği durdurmaya zorlayacak kararlar almaya çağırıyoruz." ifadesine yer verilen açıklamada, söz konusu katliamın tüm sorumluluğunun, İsrail ile ABD Başkanı Joe Biden'a ait olduğu belirtildi.

Arap ülkelerine Gazze'de yaşanan soykırım karşısında sessizliğini bozma, uluslararası topluma da katliam ve ihlalleri durdurma konusundaki sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulunulan açıklamada, gıda yardımlarının güvenli bir şekilde ulaştırılması için gerekli tedbirlerin alınması istendi.

İsrail'den Gazze'de yardım bekleyen Filistinlilerin öldürülmesine ilişkin ilk açıklama
İsrail güvenlik kaynakları, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kıtlıkla mücadele eden Filistinlilerin insani yardım tırlarının etrafını sarması ve İsrail güçlerine yaklaşması nedeniyle askerlerin onları tehdit gördüğünü ve kalabalığa ateş açtığını itiraf etti.

İsrail güvenlik kaynakları, AA muhabirine insani yardım bekleyen Filistinlilerin öldürülmesine ilişkin konuştu.

Yardım tırlarının etrafını saran Filistinlilerin, tırların geçişini sağlayan İsrail askerlerine "tehdit oluşturacak biçimde yaklaştığını" savunan kaynaklar, İsrail askerlerinin duruma ateş açarak karşılık verdiğini itiraf etti.

Kaynaklar, olayın soruşturulduğunu aktardı.

İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada ise "Gazze sakinlerinin tırların etrafını sardığı ve yardımları yağmalamaya başladığı, bazı Filistinlilerin itiş-kakış ve izdihamda yaralandığı" iddia edildi. 

BM Raportörü Albanese'den İsrail'in Gazze'de insani yardım bekleyen sivilleri öldürmesine tepki
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, İsrail'in Gazze'ye yönelik 4,5 aydır devam eden saldırılarının ardından yaşanan kıtlığın çocukları öldürmeye başladığını ve çaresiz Filistinlilerin hayatta kalabilmek ve gıda yardımı toplamak üzere toplandığını bildirdi.

İsrail güçlerinin bir araya gelen Filistinlilere ateş açarak onlarca kişiyi öldürdüğünün ve yüzlerce kişinin yaralandığının rapor edildiğini belirten Albanese, "Bu kabul sona ermeli." ifadesini kullandı.

BM Genel Sekreteri Guterres, yardım bekleyen Gazzeli sivillerin İsrail tarafından öldürülmesini kınadı
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze'de 100'den fazla sivilin yardım beklerken İsrail tarafından öldürüldüğü saldırıyı kınadı ve acil insani ateşkes çağrısı yaptı.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, BM Genel Sekreteri Guterres adına, söz konusu saldırıya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Guterres'in Gazze'de sayısı 30 bini geçen ölü ve 70 bini geçen yaralı sayısı karşısında "dehşet içinde" olduğu kaydedilen açıklamada, halen sayısı bilinmeyen çok sayıda kişinin de enkaz altında olduğu belirtildi.

Açıklamada, "Genel Sekreter, Gazze'nin kuzeyinde hayat kurtarıcı yardım arayışındayken 100'den fazla kişinin (İsrail saldırısında) öldürüldüğü veya yaralandığı bildirilen olayı kınıyor. Gazze'deki çaresiz sivillerin acil yardıma ihtiyacı var ve buna BM'nin son bir haftadır yardım dağıtamadığı kuşatma altındaki Gazze'nin kuzeyi dahil." ifadeleri yer aldı.

Ayrıca açıklamada Gazze'nin tamamına acil insani yardım dağıtım kanallarının açılması gerektiğini vurgulayan Guterres'in, Gazze'de acil insani ateşkes ve tüm esirlerin koşulsuz olarak serbest bırakılması çağrısında da bulunduğu kaydedildi. 

Ölen Filistinlilerin sayısı 30 bini aştı
Eşref el-Kudra, yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 146 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verdi.

İsrail güçlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'nde 81 Filistinliyi daha öldürdüğünü kaydeden Kudra, Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısının 30 bin 35'e yükseldiğini aktardı.


Kudra, son saldırılarda İsrail güçlerinin 132 Filistinliyi daha yaraladığını ve Gazze Şeridi'nde toplam yaralı sayısının da 70 bin 457'ye ulaştığını bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kudra, hâlen enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğunu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığını vurguladı.

Ölen ve yaralananların, sağlık ekipleri ve siviller tarafından Gazze kentindeki hastanelere götürüldüğünü belirten tanıklar, İsrail askerlerinin, yaralıları taşıyan sağlık ekipleri ve sivilleri de hedef aldığını kaydetti.


DSÖ: Gazze'deki korkunç şiddet ve acı sona ermeli
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısının 30 bini aştığını belirterek, "Bu korkunç şiddet ve acı sona ermeli." ifadesini kullandı.

Ghebreyesus, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısının 30 bini aştığını, bunların çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğunu bildirdi.

Gazze'de 70 bini aşkın Filistinlinin de yaralandığını vurgulayan Ghebreyesus, "Bu korkunç şiddet ve acıların sona ermesi gerekiyor. Ateşkes." açıklamasında bulundu.

İsrail askerlerinin Batı Şeria baskınlarında yaraladığı 2 Filistinli hayatını kaybetti
İsrail güçlerinin, işgal altındaki Batı Şeria'ya düzenlediği baskınlarda yaralanan 2 Filistinli yaşamını yitirdi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre İsrail güçleri, Nablus'a bağlı Beyt Furik beldesine baskın düzenledi. Baskına tepki gösteren Filistinlilere İsrail güçleri, gerçek ve kauçuk kaplı mermilerle müdahale etti.

Filistin resmi ajansı WAFA'nın haberine göre Beyt Furik beldesinde çıkan olaylarda yaralanan Filistinli genç Beşşar Nihad Haneni, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Öte yandan, Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Tulkerim kentinde de İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 5 hafta önce yaralanan Filistinli İbrahim Muhammed Ali Muhamid'in (59) hayatını kaybettiği bilgisi paylaşıldı.

Gazze'deki hükümet: İsrail, insani yardım bekleyen Filistinlileri planlayarak ve soğukkanlılıkla öldürdü
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, İsrail’in 146 gündür abluka ve saldırı altında tutarak kıtlığa sürüklediği Gazze kentinin güneyindeki Nablusi Kavşağı yakınında insani yardım almayı bekleyen yüzlerce Filistinliyi hedef alan saldırısına tepki gösterildi.

İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde 700 bin kişiyi zorla aç bıraktığına vurgu yapılan açıklamada, "İşgalci İsrail ordusu, bu sabah Gazze kentinde bir lokma ekmeği bekleyen Filistinlilere yönelik gerçekleştirdiği korkunç katliamda 70'ten fazla kişi öldürüldü ve 250'den fazlası da yaralandı." ifadesi kullanıldı.

İsrail ordusunun yaptığı katliama ilişkin, "İsrail işgalinin aç bıraktığı sivillerin öldürülmesinden İsrail'i, ABD yönetimini, uluslararası toplumu ve uluslararası kuruluşları sorumlu tutuyoruz." ifadesine yer verildi.

İsrail'in kasıtlı olarak savunmasız sivilleri hedef aldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"İşgalci İsrail, Gazze Şeridi halkına yönelik soykırım ve etnik temizlik bağlamında idam operasyonu yürüttüğü bu korkunç katliamı kasıtlı, planlı bir şekilde gerçekleştirdi. İşgal ordusu bu kişilerin, bölgeye yiyecek ve insani yardım almak için geldiklerini biliyordu ancak onları soğukkanlılıkla öldürdü."

Açıklamada, "İsrail ordusunun, toplu katliamları, soykırım ve zorla aç bırakma suçlarından İsrail'in yanı sıra ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimi, uluslararası toplum ve sorumluluktan kaçan uluslararası kuruluşlar" sorumlu tutuldu.

Başta İslam ve Arap ülkeleri ile kuruluşları olmak üzere tüm dünyaya seslenilen açıklamada, "Gazze Şeridi'nde Filistin halkımıza karşı yürütülen soykırım savaşını, akan kanı, sivillerin, çocukların ve kadınların öldürülmesini durdurması amacıyla İsrail işgaline baskı yapmak için derhal ve acilen müdahale etme çağrısında bulunuyoruz." ifadesi kullanıldı.

Aşırı sağcı İsrailliler yardım tırlarının Gazze Şeridi'ne girişini engelledi
İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre aşırı sağcı bir grup, ülkenin güneyindeki Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı yakınında gösteri düzenledi.

Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'nı kapatarak yardımların girişine izin vermeyen grup, askerlerin ve yardım tırlarının bulunduğu kapının girişinde İsrail bayrağı açtı ve Gazze'de esir tutulan İsraillilerin fotoğraflarını taşıdı.

Aralarında yakınları Gazze'de esir tutulanların da bulunduğu İsrailli aşırı sağcı gruplar, insani yardım yüklü tırların Gazze Şeridi'ne geçişini engellemek için İsrail'in güneyindeki Kerem Ebu Salim ve Nitzana Sınır Kapılarına giden yollarda sık sık gösteriler düzenliyor.

İsrail ordusunun 146 gündür sivil yerleşim yerleri, hastane, okul ve yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı barınakları da hedef alan saldırılarını sürdürmesinin yanı sıra insani yardımların girişini engellemesi nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nde insani bir felaket yaşanıyor.

Başta BM'ye ait kuruluşlar olmak üzere uluslararası çevreler, çoğu hastanenin hizmet dışı kaldığı, tıbbi malzeme eksikliğinin yaşandığı, açlık, susuzluk ve hijyen malzemeleri eksikliğinin tetiklediği hastalıklar nedeniyle Gazze'de ateşkes ilan edilmesi ve bölgeye insani yardımların girişinin artırılması çağrısında bulunuyor.

Uluslararası Adalet Divanı'nın 26 Ocak'ta İsrail'e karşı hükmettiği ihtiyati tedbir kararları arasında Gazze'de insani yardıma erişimin sağlanması yer almasına rağmen, şubat ayında Gazze'ye giren yardımın ocak ayına oranla yarı yarıya düştüğünü belirtiyor.

BM: İsrail'in Refah'a olası kara saldırısı Gazzelilerin yaşadığı dehşeti yeni boyuta taşıyacak
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İsrail'in Refah'a olası kara saldırısının, Gazze'deki insanların maruz kaldığı dehşeti çok daha kötü boyuta taşıyacağını söyledi.

Türk, BM İnsan Hakları Konseyinin 55. Oturumu kapsamında "İşgal altındaki Filistin topraklarında insan haklarının durumu" başlığıyla gerçekleştirilen interaktif diyalog toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

"İsrail'in Refah'a olası kara saldırısı, Gazze'deki insanların maruz kaldığı dehşeti yeni ve çok daha kötü boyuta taşıyacak." diyen Türk, devam eden bombardımana rağmen 1,5 milyondan fazla insanın barındığı Refah'ın, Gazze'nin insani yardım merkezi haline geldiğini söyledi.

Türk, İsrail'in Refah'a yönelik planladığı kara saldırısının büyük can kayıplarına ve vahşet suçlarına yenilerinin eklenmesine, yeni yerinden edilmelere ve etkili insani yardım umutlarının tamamen yitirilmesine neden olacağı uyarısında bulundu.

"Böyle bir operasyonun Uluslararası Adalet Divanının hükmettiği bağlayıcı ihtiyati tedbirlerle nasıl tutarlı olabileceğini anlayamıyorum." diyen Türk, nüfuz sahibi tüm devletleri böyle bir sonucu önlemek için ellerinden geleni yapmaya davet etti.

Türk, Gazze'de yaşanan dehşetin sınırı olmadığını ve bunu anlatmanın mümkün olmadığını vurgulayarak 7 Ekim'den bu yana Gazze'de 100 bini aşkın kişinin öldürüldüğünü veya yaralandığını bildirdi.

"Gazze'de şu anda yaklaşık her 20 çocuk, kadın ve erkekten biri ölü veya yaralı. Bu bir katliam." ifadelerini kullanan Türk, en az 17 bin çocuğunun yetim kaldığını veya ailelerinden ayırıldığını vurguladı.

Türk, 7 ve 8 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrailli sivillere yönelik saldırılarının şoke edici ve tamamen yanlış olduğunu kaydederek İsrail'in vahşete neden olan tepkisinin de doğru olmadığını söyledi.

Volker Türk, Gazze'deki sivillerin benzeri görülmemiş düzeyde öldürüldüğünü, insani yardıma getirilen kısıtlamaların büyük insani krizlere yol açtığını, nüfusun en az dörtte üçünün birden çok kez yer değiştirmek zorunda kaldığını ve hastane ve binaların sistematik olarak yıkıldığını belirtti.

Gazze'nin büyük ölçüde yaşanmaz hale geldiğini vurgulayan Türk, "Gazze'deki savaş sona ermeli." dedi.

Tüm tarafların, savaş suçları ve muhtemelen uluslararası hukuk kapsamındaki diğer suçlar da dahil uluslararası insan hakları ve insancıl yasaları açıkça ihlal ettiğini kaydeden Türk, artık barışın ve hesap verebilirliğin zamanı geldiğinin altını çizdi.

"Gazze'deki herkes yaklaşan kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya"
Türk, son 5 ayda BM İnsan Hakları Ofisinin, İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen ve savaş suçları anlamına gelebilecek birçok olayın yanı sıra uluslararası insancıl hukuku ihlal eden ve ayrım gözetmeyen veya orantısız hedef alma eylemlerini kaydettiğini söyledi.

İsrail'in, 8-21 Ekim 2023'te Gazze'ye her türlü yardım, gıda, yakıt ve elektrik tedarikini tamamen yasakladığını ve o zamandan beri insani yardımları engellemeye devam ettiğini vurgulayan Türk, şunları söyledi:

"Gazze'deki herkes yaklaşan bir kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya. Bölgedeki herkes tuzlu ve kirli su içiyor. Bölgedeki sağlık hizmeti zar zor veriliyor. İnsani yardım çalışmalarına yönelik operasyonel alanın neredeyse hiç olmadığı Gazze'nin kuzeyinde pek çok kişinin açlıktan öldüğüne inanılıyor. Gazze'nin diğer tüm bölgelerinde insani yardımların ulaştırılması son derece zorlu hale geldi. Gazze'ye uygulanan abluka ve kuşatma toplu cezalandırma anlamına geliyor. Aynı zamanda açlığın bir savaş yöntemi olarak kullanılması anlamına da gelebilir. Bunların her ikisi de kasıtlı olarak uygulandığında savaş suçudur."

Filistin'in BM Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi İbrahim Khraishi, burada yaptığı konuşmada, ülkelere, Refah'a yönelik olası bir saldırıyı engelleme ve oradaki insanlara yönelik yeni bir katliamın önüne geçme çağrısında bulundu.

Avrupa Birliği'nin (AB) BM ve Cenevre'deki diğer uluslararası kuruluşlar nezdindeki delegasyonunun başkan Lotte Knudsen de İsrail'in Refah'a yönelik olası kara saldırısından kaygı duyduklarını belirtti.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı: Kuzeyde sağlık hizmetinin verilmemesi 700 bin kişinin idamı demek
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, kuzeyde sağlık hizmetinin verilmemesinin, 700 bin Filistinlinin idama mahkum edilmesi anlamına geldiğini belirterek, Birleşmiş Milletler'den (BM), uluslararası insancıl hukuku ve 4. Cenevre Sözleşmesini devreye sokmasını istedi.

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze'nin kuzeyindeki hastanelerde jeneratörlerin durmasının bu hastaneleri zayıf tıbbi mekanlar haline getirdiğini kaydetti.

Kuzeydeki hastanelerin, hayat kurtaran hizmetleri veremediğini aktaran Kudra, "Gazze'nin kuzeyinde sağlık hizmetlerinin durması, 700 bin kişinin idama mahkum edilmesi demek." ifadesini kullandı.

Kudra, BM'ye, sağlık sisteminin korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması için uluslararası insancıl hukuku ve 4. Cenevre Sözleşmesini devreye sokma çağrısı yaptı.

Sözcü Kudra, uluslararası toplumu da, Gazze'nin kuzeyinde bir sağlık felaketinin önlenmesi amacıyla tıbbi ve insani yardım ile yakıtın ulaşması için güvenli bir koridor oluşturmaya çağırdı.

İsrailli STK: İsrail, Doğu Kudüs'ün doğusunda 2 bin 640 dönümlük araziye el koydu
İsrail'in, Doğu Kudüs'ün doğusunda Filistinlilere ait 2 bin 640 dönüm araziye el koyduğu ve buraları devlet arazisi ilan ettiği belirtildi.

İsrailli sivil toplum kuruluşu (STK) Peace Now (Barış Şimdi) Hareketi, X sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklamada bulundu.

Doğu Kudüs'ün doğusunda 2 bin 640 dönüm toprağın "devlet arazisi" ilan edildiği kaydedilen açıklamada, el konulan arazilerin Ebu Dis ve El-Ayzeriyye beldeleri arasında yer aldığı aktarıldı.

Açıklamada, bu toprakların devlet arazisi ilan edilmesinin, Maale Adumim Yahudi yerleşim birimini genişletmeye yönelik son derece tartışmalı E1 planının bir parçası olabileceği öne sürüldü.

Kaynak: AA