HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında iç ve dış gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Malatya'da yoğun kar nedeniyle yollarda mahsur kalan 509 kişi misafirhanelere yerleştirildi Malatya'da yoğun kar nedeniyle yollarda mahsur kalan 509 kişi misafirhanelere yerleştirildi

Yüksek kira sorunu, sanal kumar gibi konular ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan Dinç, açıklamalarına NATO zirvesi ve Gazze ile devam etti.

Dar gelirli ailelere, asgari ücretli ve emeklilere kira desteği sağlanması çağrısında bulunan Dinç, “2022’de yürürlüğe konulan yüzde 25 zam sınırı, 1 Temmuz 2024 itibarıyla sona erdi. Hâlihazırda kira artışı yıllık enflasyon ortalamasına göre belirleniyor. Üst sınır olarak açıklanan yüzde 65,07’lik oran, mevcut ekonomik şartlarda milyonlarca insanımızı sıkıntıya sokmaktadır. Birçok yerde konut kiralarında yüzde 100’ün üstünde artış yapıldığına dair şikâyetler var. Gelirlerinin çok büyük bir kısmını kiraya harcayan milyonlarca vatandaşımızın bu şartlarda geçinmeleri imkânsız hale gelmiştir. Dar gelirli ailelere kira desteği sağlanmalı, asgari ücretli ve emeklilere kira desteği sağlanmalıdır. Hem mülk sahiplerinin hem de kiracıların haklarını korumak için oluşturulacak bölgesel ‘Kira Denetim Kurulları’ ile sektör kontrol altında tutulmalıdır.” diye belirtti.

“TOKİ marifetiyle vatandaşların satın alma gücüne uygun konut arzı artırılmalıdır”

Sosyal konut projeleri ile konut arzının talep karşısındaki dengesinin kontrol altında tutulabileceğini belirten Dinç, “Dönemsel olarak ortaya çıkan aşırı kira artışlarını önlemek için sosyal konut projelerine ağırlık verilmelidir. Bunun için TOKİ marifetiyle vatandaşların satın alma gücüne uygun konut arzı artırılmalıdır. Ayrıca sadece kiralanmak üzere belediyelerin inşa edeceği sosyal konutlar hem talebi karşılayacak hem de belediyeler için gelir kaynağı olacaktır. Sosyal konut projeleriyle konut sahiplerinin sayısı artırılarak kiralık konut arzının talep karşısındaki dengesi kontrol altında tutulabilir.” dedi.

“Sanal kumar, gençler ve aileler için büyük bir tehdit haline geldi”

Sanal kumarın gençliği tehdit ettiğini belirten Dinç, “Artan dijitalleşme ile birlikte giderek yaygınlaşan sanal kumar, gençler ve aileler için büyük bir tehdit haline geldi. Dijital ‘oyunlar’ üzerinden para kazandırma vadiyle kumara müptela edilen gençler, birer bağımlı haline getirilerek borç bataklığına sürüklenmektedirler. Bu durum aile içi kavgalara, cinnet ve intihar vakalarına ve yuvaların dağılmasına yol açmaktadır. Son yıllarda sanal kumar nedeniyle borç bataklığına sürüklenen ve içine düştüğü bunalımdan çıkamayarak intihar eden gençlere dair haberler basına sıkça yansımaktadır.” şeklinde konuştu.

“Sporun kumara alet edilmesi öteden beri önemli bir sorun olagelmiştir”

Dinç, sözlerine “Sporun kumara alet edilmesi öteden beri önemli bir sorun olagelmiştir. Şimdilerde ise sanal bahis siteleri, spor müsabakalarını kullanarak yaygınlaşmaktadır. Ciddi bir kara paranın döndüğü sanal kumar sitelerinin vadettiği servet niteliğindeki sözde kazançlar, durumun vahametini ortaya koymaktadır. Zahmetsiz ve emeksiz, kolay yoldan para kazanma hırsı; olumsuz ekonomik şartlardan, maddeci eğitim sisteminden ve buna bağlı olarak yaşanan ahlâki erozyondan beslenmektedir.” ifadeleriyle devam etti.

“Sanal bahis ve kumar siteleri ile bunların reklamını yapan siteler yasaklanıp, erişime kapatılmalıdır”

“Gençlerin sanal kumar da dâhil her türlü kumar ve zararlı alışkanlıklardan korunması devletin anayasal görevleri arasında yer almaktadır.” diye belirten Dinç, “Bu konuda hem devlete he de ailelere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu bağlamda sanal bahis ve kumar siteleri ile bunların reklamını yapan siteler bütünüyle yasaklanıp, erişime kapatılmalıdır. Yurtdışı merkezli olan kumar sitelerine karşı da daha etkin tedbirler geliştirilmelidir. Öte yandan dijital bir çağda, tek başına polisiye ve adli tedbirlerle bu tür sorunların üstesinden gelinemeyeceği de aşikârdır. Gençlerin zararlı alışkanlıklardan korunmasının en birinci yolu sağlam bir manevi eğitimden geçmektedir.” dedi.

“Türkiye, ABD’nin emperyalist politikalarına hizmet eden NATO kararlarını veto etmekten çekinmemelidir”

Açıklamalarına dış gündem ile devam eden Dinç, siyonist işgal rejimimin Gazze’ye yönelik soykırım saldırıları devam ederken dünyanın en büyük askeri paktı olan NATO’nun 75. Zirvesi ABD’nin ev sahipliğinde gerçekleştiğini hatırlattı.

“NATO, her zamanki gibi barış yerine savaşı, adalet yerine zulmü, mazlumlara yardım etme yerine zalimle bir olmayı seçti.” diyen Dinç, “Yayımladığı sonuç bildirisinde, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırı ve işgallerini kınayarak bunun karşılıksız kalmayacağını açıklayan ve Ukrayna’ya F-16 savaş uçakları dâhil 40 milyar Euroluk askeri yardımı taahhüt eden NATO, sadece Filistin için değil dünya ve insanlık için büyük bir tehdit olan siyonist işgal rejiminin soykırım ve insanlığa karşı suçlarını ve yakılıp yıkılan Gazze’yi görmezden gelmiştir. Bu durum, NATO’nun yalnızca Amerikan emperyalizmine ve siyonizmin kirli emellerine hizmet ettiğinin göstergesidir. Türkiye ve İspanya’nın bu konuda bazı çabaları olduysa da bu yeterli olmadı. Siyonist işgal rejimini terörist bir rejim olarak gören Türkiye, her platformda mazlumlardan yana tavır almalı ve ABD’nin emperyalist politikalarına hizmet eden NATO kararlarını veto etmekten çekinmemelidir.” ifadelerine yer verdi.

Kaynak: İLKHA