HÜDA PAR Van 4. Olağan kongresi, Parti Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu, İl Başkanı Rasim Sayğın, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri, parti üyeleri ve halkın yoğun katılımı ile gerçekleştirildi. Tek listeyle gidilen seçimde mevcut başkan Rasim Sayğın yeniden il başkanlığına seçilerek güven tazeledi.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kongrede konuşan HÜDA PAR İl Başkanı Rasim Sayğın, kongrenin hayırlı olmasını diledi.
“HÜDA PAR TÜRKİYE SİYASETİNE YÖN VERİYOR”
HÜDA PAR'ın Türkiye siyasetine yön veren bir parti olduğunu belirten Sayğın, “2011 yılında başlayan siyasi hareketimiz üzerinden 2012 yılında kurulan partimizin kurucu üyeliği ve 2013 yılı Van il Başkanlığı sürecinden devam eden 12 yıllık bir süreç geçmiş. Değer biçemeyeceğim, kurucu üyeliğim ve il başkanlığım adeta bir mücevher gibi sürekli göğsümde taşıyacağım bir onur madalyasıdır. Yaptığımız güzel bir çalışma varsa şüphesiz bu Rabbimizin bir lütfudur. Eksikliklerimiz ise nefsimizden kaynaklanmaktadır. Eksikliklerimizi tamamlamak üzere daha çok çalışacağız. İmkânsızlıklar içinde başladığımız siyasi hareketimiz bugün 4 milletvekili ile mecliste temsil edilen ve daha önemlisi Türkiye siyasetine yön veren bir partiye dönüşmüştür. İlk kurulduğumuzda da sermayemiz çok değerliydi ama oyu azdı. Bizi aldığımız oyla değerlendirenler oldu. Bazen karamsarlığa kapıldık. Fakat zamanın sahibi olan ALLAH siyasi hareketimizi evirip çevirdi ve bu aşamaya getirdi” dedi.
“DİRENİŞE VE DİRİLİŞE SELAM OLSUN”
Konuşmasının devamında Gazze’de yaşanan soykırıma değinen Başkan Sayğın, “Buradan selamlama konuşmamı yaparken özellikle Kudus ile mescidi aksayı oradaki mücahitleri selamlamak istiyorum. Çünkü onlar soykırım ve işgal karşısında mukavemet göstermekte; Mescid-i Aksa'yı, kendi topraklarını, vatandaşlarının canını ve İslam ümmetinin izzetini ve şerefini korumaktadır. Tüm işgal güçlerinin saldırılarına karşı büyük bir direniş gösteren ve direniş cephesini büyüten aziz Aksa Tufanı mücahitlerini selamlıyorum Onlar direndiler, öne atıldılar ve kaçmadılar! Siyonist işgal rejiminin yenilmez denilen ordularının, delinmez denilen demir kubbelerinin, kendilerinden habersiz kuş uçmaz denilen istihbarat örgütlerinin, dünyanın gözleri önünde zelil olduğu manzaraya yıllardır hasret kalmıştık. Hepimizin yüreğini ferahlatan bu görüntüleri sağlayan ve işgalci rejimi tüm dünyaya karşı rezil eden kahramanlara selam olsun. "Aksa Tufanıyla" şoka giren Siyonistlerin Ebrehe kibrini, yerle bir eden çağın ebabillerine selam olsun! Kudüs'ü ve Mescidi-i Aksa'yı fethedene kadar gülmek bana haram olsun" diyen Selahaddin-i Eyyubi'ye selam olsun. Kudüs'ün özgürlüğü için İsrail işgaline karşı ilk cihat ilan eden ve direnişin ilk filizlerini atan ve bu yolda şehit olan İzzettin el Kassam'a selam olsun. 1967 İsrail işgali üzerine Filistinli direnişçilere liderlik eden, direnişi büyüten, tekerlekli sandalyesine rağmen hiçbir mücadeleden vaz geçmeyen, bir sabah namazı çıkışı helikopter füzesiyle şahadet makamına ulaşan Şeyh Ahmed Yasin'e selam olsun. Ve selam olsun sana ey Aksam, Selam sana ey gözü yaşlı, mazlum ve mübarek kıblem. Selam sana Nebinin ilk kıblesi, yürek dolusu selam sana nebiler yurdu, Selam sana her tarafı peygamber kokan Mescit. Direnişe ve dirilişe selam olsun” ifadelerini kullandı.
“EĞER GAZZE'DE ESASLI BİR DİRENİŞ OLMASAYDI, GAZZE ÇOKTAN BÜTÜNÜYLE İŞGAL EDİLMİŞ OLURDU”
Kongrede Filistin’de yaşanan soykırıma ilişkin konuşan Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu da; “Hani şimdi diyorlar ya, Kassam Tugayları 7 Ekim'deki operasyon yapmasaydı belki durum böyle olmayacaktı. Şimdi çok kötü oldu. Siyonistler Gazze'yi de işgal edecekler. Peki, Kassam Tugayları Gazze'de vardı. Batı Şeria'da Kudüs'te, Eriha'da, Ramallah'ta, Kassam Tugayları mı var? Oralar bütün Siyonistlerin kontrolü altında değil mi? Her tarafı birbirinden bölüp bir mahalleden diğerine geçmek için üç defa, beş defa siyonist çetelerin aramasından, kontrol noktalarından geçmek zorunda değil mi? Peki orayı hangi bahaneyle işgal ettiler? Orada her gün yeni bir ev yıkılmıyor mu? Orada her gün başka bir Filistinli evinden çıkarılıp bir gaspçı siyonist yerleştirilmiyor mu? Onun bahanesi ne? Şimdi bahane Kassam Tugayları’nın operasyonu. Gazze, Batı Şeria'ya göre küçücük bir toprak ama orada Gazze'deki gibi organize bir direniş olmadığı için neredeyse kalmadı. Adım adım işgal genişledi. Şimdi küçük küçük noktalar şeklinde birbiriyle bağlantısız, birbirinden küçük noktalar şeklinde mahalle mahalle Filistinlilerin yaşadığı yerler var. Ve sürekli daha küçük parçalara bölünüyor. Bu bize şunu gösteriyor. Eğer Gazze'de esaslı bir direniş olmasaydı, Gazze çoktan siyonist çeteler tarafından bütünüyle işgal edilmiş olurdu” diye konuştu.
“SİYONİST SADECE GÜÇTEN ANLAR”
İşgalci siyonistlerin sadece güçten anladığını belirten Yapıcıoğlu, “Bazıları siyonist vahşilere, insanlıktan çıkmış olanlara, kendilerinden başkasını insan kabul etmeyen o sırtlan sürüsüne çağrıda bulunuyor. Onları bazı sınırlar içerisinde kalmaya davet ediyorlar. Diyorlar ki hadi bir misilleme yapıyorsunuz, bir saldırı yapıyorsunuz ama insan haklarını çiğnemeyin. Savaş hukukunu çiğnemeyin. Masumlara dokunmayın. Bebekleri öldürmeyin. Hem bu salonda toplanan kardeşlerime, hem de şu kameralar vasıtasıyla sesimizin ulaşacağı bütün ehli vicdan sahiplerine soruyorum. Bu çağrılarınızın siyonistlere kar edeceğini gerçekten düşünüyor musunuz? Siz ondan merhamet dileyince merhamete gelip çocukları, kadınları, yaşlıları, sivilleri öldürmekten vaz mı geçecek? Hastaneleri, okulları, camileri, kiliseleri bombalamaktan vaz mı geçecek? Asla, Asla vazgeçmeyecek. Bu çağrılar onu durdurmayacak. Kınamalar onu durdurmayacak. 1948’den beri Birleşmiş Milletler'den, Güvenlik Konseyi'nden farklı farklı uluslararası kurumlardan ve neredeyse bütün İslam âleminin gelmiş geçmiş bütün yöneticilerinden çokça kınama mesajı duyduk. Bizler de çok kınadık. Hangisi durdurdu? Hiçbiri. Onları durduracak tek bir şey var. Siyonist sadece güçten anlar. 15 gündür Gazze sınırına tankları yığmışlar. Üniformalı siyonistleri oraya dizmişler. Kara harekâtı başladı başlayacak diyorlar. Öyle mi? Niye başlamıyor? Çünkü kara harekatını başlatırlarsa karşılarında onlar gibi ellerinde silah olan birileri çıkacak. Çünkü onlar bizimle, bizim kardeşlerimizle, oradaki Müslümanlarla göğüs göğüse, eşit şartlarda çarpışmayı asla göze alamazlar. Buna cesaret edemezler” şeklinde konuştu.
“SİYONİST'İN CESARETİ KENDİ GÜCÜNDEN DEĞİL BİZİM DAĞINIKLIĞIMIZDAN”
İslam alemine seslenen Genel Başkan Yapıcıoğlu, “Allahuteala, bu zulmü sona erdirmeye elbette kadirdir, feryadını işitmektedir. Elbette oradaki bebeklerin, oradaki masumların kanlara bulanmış hatta parçalanmış bedenlerini görmektedir. Lakin Allah'ın bir hesabı vardır elbette. Bizler imtihandayız. Bizim bunu unutmamamız lazım. O mazlumlar için biz ne yapıyoruz? Dünya ne yapıyor? İnsanlık ne yapıyor Kılını kıpırdatıyor mu? Sadece ah vah edip ağlıyor mu? Yoksa harekete geçip artık yeter mi diyor. Biz imtihan ve Allah'ın vaadi haktır. Kim onun dinine yardım ederse Allah da ona yardım edecek. Evet dedik ki, Siyonist'in cesareti pervasızlığı kendi gücünden kaynaklanmıyor. Bizim dağınıklığımızdan kaynaklanıyor. Öyleyse ben buradan bütün İslam alemine sesleniyorum. Hak ile batılın bu kadar ayrıştığı bir zamanda hiç olmazsa bu meselede tek saf olalım. Sıkılmış bir yumruk gibi zulmün karşısında duralım. İki taraftan bahsediliyor. Bazen iki tarafa itidal çağrıları yapıldı. Evet iki taraf var ama bir tarafta zalim var. Bir tarafta mazlum var. Bir tarafta işgalci var. Öte tarafta kendi topraklarını korumaya çalışan direnişçiler var. Bir tarafta kendi ağırlığının yüzlerce katı bir bombayla parçalanmış bebekler var. Öte taraftan bebekleri öldürmeyi, gözünü kırpmadan öldürmeyi kendisine hak olarak gören bir cinayet şebekesi var. Bir tarafta gasıp var, hırsız var. Öbür tarafta kendi toprağına, kendi evine, kendi ailesine sahip çıkmaya çalışan Müslümanlar var. Durum bu kadar açık. Durum bu kadar net. Zalim ve mazlum bu kadar birbirinden ayrılmışken tarafsız kalmak aslında zulme taraf olmaktır. Bırakın tarafsız kalmayı, sessiz kalmak, sükût etmek, zulmü cesaretlendirmektir. Böyle bir ortamda ben insanım diyen hiç kimse tarafsız ve sessiz kalmamalı, kalmayacaktır. Biz de Biz de bu zulüm devam ettiği müddetçe HÜDA PAR olarak biz meydanlarda olacağız. Sadece Siyonistler değil. Bir de zihinleri işgal altında olanlar var. Bütün milletimize, aziz millete seksen beş milyon ferdiyle Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Boşnak herkese aynı anda sesleniyorum. Allah için ülkemizdeki siyonist zihniyetleri iyi tanıyın ve onlara hiçbir şekilde ama hiçbir şekilde destek manasına gelebilecek tek bir adım bile atmayın” diyerek sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından tek liste ile yapılan seçimde mevcut İl Başkanı Rasim Sayğın, bütün delegelerin oyunu alarak yeniden başkanlığa seçildi.