Güncel

HÜDA PAR Milletvekili Serkan Ramanlı TBMM'de konuştu

HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Filistin meselesi, sosyal medya fenomenliği üzerinden vergi kaçakçılığı ve kara para aklama organizasyonları ve kadına yönelik şiddete dair değerlendirmelerde bulundu.

Abone Ol

Gazze’de siyonist çetenin gerçekleştirdiği katliamlara değinen  Milletvekili Serkan Ramanlı, 1 aralıkta Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katılan siyonist çetenin ele başı olan Isaac Herzog’a hiçbir İslam ülkesinin tepki göstermemesini sert bir dille eleştirdi.

“İslam ülkelerinin siyonist barbar çeteye karşı hiçbir yaptırım yapmamış olması bir utanç vesikasıdır”

Ramanlı, 50 günden fazla bir süredir Gazzeli Müslümanların yoğun bombardıman altında olduğunu ve kadın, çocuk, yaşlı demeden Gazze’de siyonist çetenin barbar saldırılarında 10 bini aşkın insanın katledildiğini hatırlattı.

1 aralıkta düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katılan Herzog’a hiçbir İslam ülkesinin tepki göstermemesini eleştiren Ramanlı, “Geçtiğimiz bu süre içerisinde dünyanın sessizliği bir yana İslam ülkelerinin de siyonist barbar çeteye karşı hiçbir yaptırım yapmamış olması da tarihe maalesef bir utanç vesikası olarak geçmiş oldu. En son Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı, dünyanın pek çok ülkesinden ve İslam ülkelerinden de üst düzey katılımla düzenlendi. Bu konferansa siyonist çetenin ele başı olan Isaac Herzog da katıldı. Ama nedense hiç kimse tarafından böylesi bir konferansa katılma cüreti gösteren bu siyonist barbar çetenin elebaşına karşı İran heyeti dışında bir tepki gösterilmedi. İran heyeti Isaac Herzog’un katılması sebebiyle konferansı terk etti. Onun haricinde İslam ülkeleri dahil dünya ülkelerinden hiçbir temsilci bu duruma tepki dahi göstermedi. Zaten dünyanın bu tepkisizliği, bu aldırmayışsızlığı sebebiyle siyonist vahşet her geçen gün dozunu daha da arttırıyor.” dedi.

“Siyonistlerin diğer ülkelerden herhangi bir yaptırım görmemeleri onları pervasızca saldırılarını teşvik ediyor”

Siyonist çeteye hiç olmazsa bu süreç içerisinde uygulanacak yaptırım ve ambargoların onları dizginleyeceğini ifade eden Ramanlı, “Bizler, Müslüman kardeşleri olarak sadece hüzünleniyor, ağlıyor, kahroluyoruz. Bu siyonist çeteye ‘dur’ diyebilecek bir iradenin olmayışı da bütün dünyanın bir utancı olarak da karşımızda duruyor. Siyonist çeteye hiçbir biçimde ‘dur’ diyemeyen İslam ülkeleri, tam aksine maalesef siyasi ve ticari ilişkilerini hız kesmeden devam ettiriyor. Müslüman kardeşlerine bir avuç suyu bile çok gören siyonist çeteye karşı jetlerde kullanılan yakıtlar dahil her türlü endüstriyel ham maddenin ve yakıtların ve gıda ürünlerinin sevkiyatında bir eksilme olmuyor. Şayet sadece bu süreç içerisinde siyonistlere yönelik ticari bir ambargo uygulanmış olsa belki bugün siyonistler bu vahşeti sergileyemeyecekler. Belki kendilerine bir çekidüzen verecekler. Ama karşılarında hiçbir irade hiçbir protesto hiçbir yaptırım görmemeleri onları pervasız bir şekilde saldırılarına devam etmelerine adeta teşvik edici oluyor.” şeklinde konuştu.

“Bugüne kadar alenen yapılan bu kaçakçılık ve kara para aklama faaliyetinin üzerine hiçbir biçimde gidilmemiş olması ilginçtir.”

“Son günlerde ülke gündemini meşgul etmeye başlayan sosyal medya fenomenlerinin ortaya çıkan vergi kaçakçılığı ve kara para aklama faaliyetleri” ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ramanlı, bugüne kadar sosyal medya fenomenliği adı altında vergi kaçakçılığı ve kara para aklayanları bugüne kadar koruyup kollayanların da ortaya çıkarılması çağrısında bulundu.

Sosyal medya fenomenliği adı altında gerçekleştirilen kara para aklama ve vergi kaçakçılığına karşı bugüne kadar herhangi bir soruşturmanın açılmamış olmasına da dikkatleri çeken Ramanlı, “Sosyal medya üzerinden lüks ve şatafatlı hayatların, lüks otomobillerin ve evlerin adeta teşhirciliğine soyunan sosyal medya fenomenlerinin yoğun bir kamuoyu baskısından sonra denetime tabi tutulması ve bazılarının tutuklanması neticesinde bugün sayısı 3 bine yaklaşan bir inceleme ve soruşturma ile karşı karşıyayız. Sosyal medya fenomenliği bir geçim kaynağı değildir. Bu tam anlamıyla vergi kaçakçılığının ya da kara para aklamanın sadece paravan faaliyeti olarak karşımıza çıkıyor. Ama işin ilginç tarafı bugüne kadar alenen yapılan bu kaçakçılığın, bu kara para aklama faaliyetinin üzerine hiçbir biçimde gidilmemiş olması. Daha ilginç olanı bu tür zenginleşme aparatı olarak görülen faaliyetlerin daha çok pandemi süreciyle yükselmiş olmasıdır. İnsanların pandemi sürecinde ticari faaliyetlerinin adeta sıfırlandığı ve ülke kaynaklarının, hazine stoklarının mali desteklere akıtılması sonucu adeta stokların boşaldığı bir dönemde birilerinin bunu bir kazanç kapısına dönüştürmesi dikkatlerden kaçmıyor.” dedi.

“Ülke kaynakları; yoksul ve garibanlar yerine bir avuç haramzadeye peşkeş çekilmemelidir”

Sosyal medya fenomenliği adı altında vergi kaçıranlara arka çıkanlarında soruşturulması gerektiğini belirten Ramanlı, “Bugüne kadar doğru dürüst bir incelemeye ve soruşturmaya tabi tutulmamış olmaları da ayrıca üzerinde durulması gereken bir husus. Bu kadar devasa zenginliğin arkasında kimler var? Bu bir avuç insanın kendi başına yapabileceği bir şey değil. Basit bir tüccarın vergi kaçırmasının adeta imkânsız olduğu bir vergi sisteminde ulu orta, alenen böyle bir kaçakçılığın böyle bir kara para aklama organizasyonunun yapılabilmesi akla ziyandır. Bunun bireysel ve ferdi olarak gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Her kim bunların arkasında ise bunları desteklemiş, yol göstermiş, yol açmış ya da kollamışsa ortaya çıkarılmalıdır. Türkiye kaçakçıların bir cenneti haline asla dönüştürülmemelidir. Ülke kaynakları yoksulların, garibanların, dayanışma içerisinde olmak zorunda olduklarımızın cebine girmek yerine bir avuç haramzadeye peşkeş çekilmemelidir. Bunun önüne geçirmelidir.” ifadelerini kullandı.

“Kötü alışkanlıklarla mücadele edilmediği sürece kadına yönelik şiddetin durdurulması da mümkün olmayacaktır”

Kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılması gerektiğini belirten Ramanlı; alkol, madde bağımlılığı ve fuhuşa dikkati çekerek şunları söyledi:

“Kadına yönelik şiddet kanayan bir yaramız. Ama bunun için sadra şifa bir adım atılmış mıdır derseniz emin olun buna cevabımız hayır olur. Çünkü toplum ve devlet olarak biz kadına yönelik şiddetin sebeplerini görmezden geliyoruz. Kadının uğramış olduğu şiddetin önlenmesi konusunda doğru bir teşhis ve isabetli bir reçete ortaya koymaktan maalesef uzağız. Her ne kadar kadının seçilme ve seçme hakkı için 89. yıl dönümü ifadelerini kullanıyorlarsa da aslında hem erkek hem kadınlar için bugün bildiğimiz manada seçme ve seçilme hakkı en fazla 73 yıllık bir geçmişe sahip. Tek parti döneminin uygulamalarını burada tartışmanın bir anlamı yok ama nihayetinde kadının ve erkek bu ülkede söz sahibi olmalıdır ve olacaktır da. Kadına yönelik şiddetin de önlenmesi için gerekli adımların atılması gerekiyor. Ama ifade ettiğim gibi kadına yönelik şiddetin sebeplerini de iyi araştırmamız gerekiyor. Bugün kadına yönelik şiddettin başlıca sebebi alkoldür. Bir diğer sebebi fuhuştur, madde bağımlılığıdır. Bunların üzerine gidecek bir irade bugüne kadar oluşmamıştır. Genel ezberler üzerinden ideolojik bir kamplaşma ve siyasi bir kutuplaşma güdülmektedir. Kadına yönelik şiddetin ataerkil toplum yapısı ya da erkek egemen bir anlayışın sebep olduğu ifade edilse de bugün dünyada kadına yönelik şiddetin hız kesmeden devam ettiği Avrupa'da, erkek egemen bir toplumdan bahsedemiyoruz. Ataerkil bir toplum yok. Sosyal hayatı düzenleyen baskın bir din de yok. Peki o halde kadına yönelik şiddetini sebebi ne? Sebebi belli. Alkol egemen ve fuhuşerkil bir toplum. Bu tür kötü ahlakla, kötü alışkanlıklarla mücadele edilmediği sürece kadına yönelik şiddetin durdurulması da mümkün olmayacaktır. Bu sebeple diyoruz ki; sebepler üzerinde iyi analizler yapalım, sebepleri ortaya koyalım sonra bu sebepleri ortadan kaldıracak tedbirleri hep beraber alalım ki kadına yönelik şiddet gibi bir ayıptan ülke olarak da dünya olarak da bir an önce kurtulalım.”