Güncel

HÜDA PAR Erbil Temsilcisi Yalçın: Anadilde eğitim ret ediliyor

HÜDA PAR Erbil (Hewler) Temsilcisi Abdussamed Yalçın, "Anadilde eğitim, anadilde konuşma birçok sahada inkâr edilip ret ediliyor. Burada yapılması gereken dile kardeşçe bir yaklaşımdır." dedi.

Abone Ol

HÜDA PAR Erbil (Hewler) Temsilcisi Abdussamed Yalçın, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, Kürt meselesi ve anadilde eğitim konusunda değerlendirmelerde bulundu.

"Adil Sistem Hakça Paylaşım" temasıyla 5. Olağan Büyük Kongrelerini gerçekleştirdiklerini belirten Yalçın, "Büyük bir davamız var. Davayla birlikte büyüyen bir parti var. Bu parti gün geçtikçe Türkiye'de söz sahibi oluyor. Türkiye siyasetinde daha fazla yer ediniyor, konuşuluyor. Gündem yapılıyor ve elhamdülillah izler bırakıyor. Gelinen aşamada 10-12 yıl öncesinden şimdiye kadar Türkiye siyasetinde çok şey değişti. O dönemdeki hükümet ile şimdiki hükümet arasında söylem ve eylem arasında çok fark ortaya çıktı. Biraz daha adalete yaklaşması gerekirken bizler adalet bekliyorken maalesef bakıyoruz daha fazla adaletten uzaklaşmaya doğru gidiyor. Bu hem milli Kürt meselesinde, hem maneviyat meselesinde ve hem de ekonomik meselede hükümetin geldiği aşama maalesef böyledir." dedi.

"Türkiye'de Müslüman kavimler arasında özellikle Türkler ile Kürtler arasında kutuplaşmaya doğru gidiyor"

Günümüzde insanlığın başına bela olmuş en büyük musibetin ve cahiliyenin, milliyetçilik ve ırkçılık olduğunu vurgulayan Yalçın, şöyle konuştu:

"Maalesef Türkiye'de bu Müslüman kavimler arasında özellikle Türkler ile Kürtler arasında kutuplaşmaya doğru gidiyor. Türkler ve Kürtler birbiri aleyhine kışkırtılıyor. Bu hem siyasal düzeyde hem ekonomik düzeyde hem de toplumsal düzeyde yapılıyor. Mesela son bir ay belki daha kısa süre içerisinde Suriyeli mültecilere karşı yapılan o tepkileri biz görebiliyoruz. Müslüman kavimler kendi yurdunu bırakmak zorunda kalmış, savaş halinde can, mal ve vatan kaybı yaşıyor ve bize sığınmış, bizim içimizden milliyetçilik duygularından onlara karşı çok sert, çok kötü bir tepki oluşturulmuş, kovulmaya çalışılıyor."

Yalçın, "Türkiye'nin kardeşliğe ihtiyacı vardır. Bir yerde Türkiye ve Türkiye insanı zarar görürse biz bunu başka kavimlerin onun aleyhinde yaptığı çalışmaya bağlamamalıyız. Türkiye'nin muhatap olduğu, diyalogda olduğu başka kavimler zarar görürse kötü hal başlarına gelirse biz bunu milliyetçilik üzerinde vurarak Türklerin onlara karşı yaptığı bir darbe olarak nitelendirmemeliyiz." diye ekledi.

"Devlet kademeleri içerisinde israf had safhaya ulaşmıştır"

HÜDA PAR'ın üzerinde kurulduğu esaslarından birisinin de "insanı merkeze almak" olduğunu vurgulayan Yalçın, "Önce İnsan, Öncelik Adalet' dediğimiz gibi bu kongrede de biz 'Adil Sistem, Hakça Paylaşım' dedik. Özellikle hakça paylaşım konusu gelinen aşamada hükümetin içerisinde devlet kademeleri içerisinde israf had safhaya ulaşmıştır. İnsanımız, yetkililer, etkililer israfta boğulmuştur. Eğer bunun önüne geçilmezse bizi çok büyük felaketler bekliyor." ifadelerine yer verdi.

Yalçın, "Türkiye Devleti eğer kavimlere karşı yaptığı yanlışlardan vazgeçerse o zaman hak yerini bulur. Dil de yerini bulur Türk de yerini bulur Kürt de yerini bulur. Türk, Türklüğüyle bu kadar şımarmaz; Kürt de o kadar mağduriyet yaşamaz." dedi ve şunları ekledi:

"Üniversitelerde Kürt dili bölümleri var. 'Yaşayan diller' bölümü altındadır. 'Yaşayan diller' çok ayıp bir ifade. Sanki, 'ölmemiş ve halen can çekişen diller veya öldürülmemiş olan diller…'

Oysa ki sadece Türkiye'de belki resmi reklamlar 20 milyon Kürt var diyor ama gayri resmi belki 50 milyonu da bulur. Onun dışında diğer üç parçayı da işin içine katarsak ve üç parça dışında Rusya'daki, Arap dünyasındaki ve Avrupa'daki Kürtleri de işin içine koyarsak belki dünyada 100 milyonu aşkın Kürt var.

Özellikle etnik haklardan dil inkâr ediliyor, kültür inkâr ediliyor, kavmiyet unsuru inkar ediliyor. Anadilde eğitim, anadilde konuşma birçok sahada inkâr edilip ret ediliyor. Burada yapılması gereken dile kardeşçe bir yaklaşımdır.

Dile karşı bu tavrın mutlaka değişmesi lazım. Yoksa ne Türkler rahat eder ne Kürtler rahat eder. Adalet, huzur, barış ve selamet eğer istiyorsak ki, bu sloganları bütün siyasi çevreler kullanıyor, eğer bunu gerçekten istiyorsak bunun kardeşlik esası üzerinden halledilmesi gerekir."