Hamas, toplantının Filistin halkının ulusal birlik ve direniş taleplerine sırt döndüğünü, halkın umutlarını boşa çıkardığını ve tek taraflı yönetimi pekiştirdiğini belirtti.
Hamas’tan yapılan açıklamada, toplantının Gazze’de süren soykırım saldırıları, Batı Şeria ve Kudüs’te artan Yahudi yerleşimleri ve tehcir politikaları karşısında ulusal sorumluluklardan uzak durduğu vurgulandı. Toplantının sonuçlarının, siyonist saldırganlığa karşı Filistin kurumlarının etkin bir duruş sergilemesi beklentisini karşılamadığı ifade edildi.
Hamas, toplantıya Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Ulusal Girişim Hareketi ve Filistin Güçleri İttifakı’nın katılmadığını, Demokratik Cephe’nin ise ilk oturumun ardından ayrıldığını hatırlatarak, bunun ulusal birlik ruhuna karşı bir tutum olduğunu vurguladı. Ayrıca toplantının Pekin Anlaşması gibi önceki ulusal uzlaşıları da yok saydığına dikkat çekildi.
Açıklamada, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın toplantı sırasında Filistin direniş güçlerine yönelik sarf ettiği hakaret içerikli sözlere de sert tepki gösterildi. Hamas, bu tür söylemlerin, işgalin suçlarını örtbas etme çabasından başka bir anlam taşımadığını ifade etti.
Hamas, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün ulusal ve demokratik temellerde yeniden yapılandırılması, ortak liderlik çerçevesinin etkinleştirilmesi ve kapsamlı seçimlerin yapılmasının, gerçek birliğin ve halk iradesinin yegâne yolu olduğunu belirtti.
Açıklamanın sonunda, "Filistin halkı; direnişi benimseyen, şehitlerin kanına sadık ve haklarına sahip çıkan bir liderliği hak ediyor. Güvenlik işbirliği yapan, dış etkilere boyun eğen ve başarısızlığı sürekli kılan bir yapıyı değil," denildi.