“Müminin dört düşmanı vardır: Kendisine hased besleyen mü'min, ona kin duyan münafık, yoldan saptıran şeytan ve onunla savaşan kâfir.”
Diğer bir Hadis-i Şerif, şeytana kulak veren ve kötülüğü emreden nefsi de düşmanlar arasında sayar.
Altmış sekiz gündür devam etmekte olan Filistin sınavının sonuçları henüz imtihan bitmeden belli olmaya başladı.
Düşmanlık yalnız soykırımcı işgal rejimine ve onun hamilerine olması gerekirken, bu süreçte ümmetin farklı bileşenlerine hakaretten geri durmayanlar maalesef iyi bir sınav vermediler, vermiyorlar.
Gündeme Gazze’li mazlumlardan başka bir şey karışmamalıyken, zararlı, boş, abes, saçma ve kasıtlı suni gündemler üretenlerin attığı oltaları yutanların üç yanlışları bir doğrularını götürmeye devam ediyor.
Hiçbir risk almadan, hiçbir bedel ödemeden, hiçbir fedakarlık yapmadan, sadece üzüntü paylaşmanın ne geçmişte ne de şu anda Filistin’in acılarını dindirmediğini bildiği halde bunun ötesine geçmeyenler sınavdan geçer not alamadılar.
Filistin’in beklediği dualara onlardan ziyade kendilerinin ihtiyacı olduğu hakikatini hafife alır gibi, duaların kabulüne mani olan ayrılıkları, ihtilafları körükleme alışkanlığını bırakmayanlar sınav sorularını hep yanlış işaretlediler.
İslamın bir uzvu için öfkelenirken, aynı anda başka uzuvlarını kırmaktan geri durmayanlar bu sınavdaki soruları hiç anlamadılar.
Menfi milliyet, unsuriyetçilik, ırkçılık gibi hastalıklardan tedavi olmadan içinde siyonizm geçen hiçbir soruya doğru cevap vermek mümkün değildi, bu illete müptela olanlar yine ıskaladılar.
Yahudi araştırmacı Prof. Uriel Heyd’in söz ettiği yirminci asrın ilk yarısında kurulan iki yahudi devletinin hangisi olduğu sorusunu a-şıkkı olarak işaretlemeyenler barajı geçemediler.
Bir zamanlar küçücük bir beylik iken kocaman Bizans’a kafa tuttuğu için Cenab-ı Hakkın kendisine kocaman imparatorluk verdiği Osmanlı tecrübesi ortadayken, işgal rejimine karşı yiğitçe duranları, Allah azze ve celle’nin kurda kuşa yem etmeyeceğini unutanlar sınavdaki yetersizlikleriyle İslam aleminin çoğunu hayal kırıklığına uğrattılar.
Hamas’a terörist diyenlerin neden Şeyh Said Efendi(rh) gibi büyük alimlere ve kıyam önderlerine de aynı şekilde terörist dediklerini anlamayanlar dört işlem sorusunu cevaplayamadılar.
El Kassam tugaylarına cesaret üfleyen, zafer üstüne zafer lutfeden o Yüce Makama güvenip yalnız O’na dayanmak yerine Amerika’ya mecburiyet biçareliğini terketmede çok zayıf adımlar atanlar da sınavdan zayıf not aldılar.
Filistin’i yoğun katliama uğradığı zamanlar dışında işgal rejiminin insafına terkederek, kimi beleş uşakların yaptığı gibi bu terör çetesine normal bir devlet muamelesi yapanlar, tüm dünya halklarının lanetlediği manzara ile sınavı en başından kaybettiler.
Dolaylı da olsa, “hem nalına hem mıkına” cinsinden de olsa, sözle de olsa mazluma verilen her desteğin kıymetli olduğunu görmezden gelerek adalet ve hakkaniyet sorularını boş işaretleyenler de bu sınavdan maalesef düşük not aldılar.
İşgal rejiminin anladığı dili çok iyi bildikleri halde bütün bu cürümlerine rağmen hâlâ, Netenyahu gitse yerine getirilecek kişi, insan lisanı konuşacakmış gibi ABD ve batıda üretilen “made in israel” markalı taktiklerle milletin gazını alma hesabı yapanlar da uzun paragraf sorularını hatalı okudular, sınavdan eli boş çıktılar.
Fani dünya içiçe sınavlarla yani son nefese kadar bitmek bilmeyen imtihanlarla dolu.
Bunların neticesi elbette ki hakiki olarak mahşerde açıklanacak. Buradaki sonuçlar onların ipuçlarından ibaret..
Allah cc kaybedenlerden eylemesin.. Amin.