TEDB Genel Başkan Yardımcısı İslam Poyraz, çoğu zaman hem ev sahipleri hem de kiracılarda kafa karışıklığına ve taraflar arasında sorunlara neden olan evin kullanımı hususuna ilişkin İLKHA'ya açıklamalarda bulundu.
"Türkiye'de en son kanunda yüzde 65'lik, bir kira yıllık artışlarının sınırlandırılması ile alakalı bir kanun geldi"
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre şu anki statüde ev sahiplerinin, istedikleri rantabl değerdeki gayrimenkullerinin kiracılarla alakalı olan sürtüşmelerinde çok ciddi bir ivme kazandığını belirten Poyraz, en son kanunda yıllık yüzde 65'lik bir kira artışıyla sınırlandırılması ile alakalı bir kanun geldiğini belirtti.
Ev sahiplerinin bu kanuna dayanarak 1 veya 2 yılını doldurduktan sonra tahliye taahhüdünü kullanarak kiracıları mağdur ettiğini söyleyen Poyraz, bu sorunlar nedeniyle konu hakkında yeni kanunların çıkabileceğini ifade etti.
Ev sahipleri kira artışını neye göre yapmalıdır?
Türkiye'de kira artış oranını şu anda belirlemenin çok zor olduğunu savunan Poyraz, "Çünkü Türkiye enflasyonu, olması gereken statüde çok ciddi anlamda ivme kazanıyor ve ev sahipleri evet haklılar milyonluk servetleri var. Milyonluk servetin kira değerleri çok düşük kalıyor.." şeklinde konuştu.
"Kiracının hiçbir şekilde kiralarını ikinci bir aya sarkmaması gerekir"
Ev sahibinin, kiracısını tahliye edebilmesinin şartlarına değinen Poyraz, şunları söyledi:
"3 şart var. Bir; eğer kiracı kiralarını gününde yatırmadığı takdirde kontrat (yapılan akit) tarihinde ilk 5 gün içerisinde ya da ilk 5 günü geçti. O ayın son 30-31'ine kadar kira yatırmadığı takdirde ikinci bir aya tekabül ettiği takdirde mal sahibine karşı tarafa bir ilk yapmış olduğu ihlalden ötürü bir tebligat hakkı doğuyor. Eğer bunu ikinci bir defa doğurduğu takdirde üçüncüsünde otomatikman tahliye sebebi sayılıyor.
Onun dışında tabii ahlaki durumlar mevzubahis. Burada da kiracılar oturdukları apartman sitede konut ihlalinde yani aile, ailenin dışında yapılan akit doğrultusunda herhangi bir farklı amaçla kullandığı takdirde bu otomatikman apartman kurul kanunu imzasıyla ve site imzasıyla kiracıyı tahliye edebilme şansları doğuyor.
Üçüncü şart ise ki bu da maalesef Türkiye Cumhuriyeti'nde çok görülen bir husustur. Biliyorsunuz Türkiye'de dul, bekar, öğrenci ve yurt dışından gelmiş Türkiye'ye yerleşmiş farklı vatandaşlık altındaki insanların Türkiye'deki kontratları yapılırken maalesef onların çok aleyhinde durumlar mevzubahis olabiliyor. Burada da onları koruyan en büyük etken şu olur: Öğrenci ise anne babasıyla kontratın yapılması gerekir. Bekar bay bayan kontratı yaparken alınacak olan kefiller nezaretinde yapılmalı. Bekarların oturacağı evde ve konutta hiçbir şekilde konutun meskenin dışında herhangi bir farklı amaçla kullanılmaması gerekir. Yabancı uyruklu vatandaşlar için de kontrat yapılan şahıs aile ise o ailenin dışında aynı evde ikinci bir aile, üçüncü bir ailenin oturmaması gerekir. Bu tespit edildiği takdirde otomatikman tahliye sebebidir."
"10 seneyi doldurmuş kiracı otomatikman tahliye sebebi olarak sayılıyor"
Kiracı tarafın, yapılan zammı kabul etmediği takdirde hangi haklara sahip olduğunu anlatan Poyraz, "Şu anda bütün kanunlar kiracıdan yanadır. İlk yapılan kontrat münasebetince 5 yıllık süresi var. 5 yıl içerisinde hiçbir şekilde mal sahibinin itiraz etme hakkı yok. Tahliye taahhüdü olduğu takdirde de dava açıldığı vakit bu üst mahkemede kira tespit davasına sebebiyet verir. Bu davanın açılabilmesi için de ilk 2-3 yılını doldurması gerekiyor. İlk 3 yıla kadar herhangi bir şey yok. 10 seneyi doldurmuş kiracı otomatikman zaten tahliye sebebi olarak sayılıyor. Bu nedenle de zaten hukukta şu anda bütün her şey kiracıdan yana olduğu için kiracı bütün maddeleri rahatlıkla hukuksal olarak kendi lehine çevirebiliyor. Hiçbir şekilde (kiracıyı) zorla çıkaramaz. Sadece burada olabilecek tek bir husus var. Kiracı ve mal sahibi arasındaki Whatsapp mesajlarının hiçbir zaman silinmemesi önemli. Whatsapp mesajlarında kiracı veya mal sahibinin kiracıya karşı yapmış olduğu hakaretler, tehditler göz önünde bulundurularak hareket edilip bu hukuka intikal ettiği takdirde zaten hiçbir şekilde mal sahibi kiracıyı çıkaramaz." diye konuştu.
Fahiş bina aidatları
Bazı yerlerde ev kiralarını aşan bina aidatlarına da dikkat çeken Poyraz, İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyükşehirlerde güvenlik, havuz ve sosyal içerikli kullanım alanlarının bunda etkili olduğunu kaydetti.
Buna rağmen aidatlarda belli bir standardın olduğuna işaret eden Poyraz, aksi halde konunun hukuka intikal edilebileceğini vurguladı.