Güncel

Erdoğan'dan çözüm;Başkenti Kudüs olan Filistin devleti

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy'deki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi Açılış Töreni'nde Filistin'de yaşanan gelişmelere değindi.

3 semavi dinin de mukaddes beldesi olan Kudüs-ü Şerif'in herkes için önemi, anlamı, değeri ve yerinin tartışılmaz olduğunu belirten Erdoğan, 4 asırdan fazla Kudüs-ü Şerif'e hizmet etmekle müşerref olmuş Türkiye milleti açısından bu mübarek beldenin çok müstesna bir konumunun olduğunu ifade etti.

"Bugün bölgemizdeki sorunların tamamının kökeninde Filistin meselesi bulunuyor"

Erdoğan, "Kanunu Sultan Süleyman tarafından El Halil kapısının üzerine yazdırılan-burası çok önemli-'La İlahe İllallah İbrahim Halilullah' ifadesi atalarımızın Kudüs-ü Şerif'in zengin karakterine gösterdiği ihtimamın en güzel en önemli sembolüdür.  Ancak Osmanlı'nın bölgeden çekilmesi ile birlikte Müslüman ve Hıristiyanların Kudüs üzerindeki hakları, sayısız BM kararına rağmen adım adım ihlal edilmiştir. Yüz yıllar boyunca bir barış ve esenlik yurdu olan Kudüs, ne yazık ki gerilimin, işgalin, yıkımın ve gaspın sembolü haline gelmiştir. Ortadoğu tarihini bilenler şu gerçeği çok net bir şekilde görebiliyor: Bugün bölgemizdeki sorunların tamamının kökeninde Filistin meselesi bulunuyor. Bu mesele hakkaniyete uygun bir şekilde çözülmedikçe bölgemiz barışa hasret yaşamaya devam edecektir. Ortadoğu'ya kalıcı barışın gelebilmesi ancak Filistin-israil sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. Bu noktada her zaman ifade ettiğimiz gibi 'iki devletli çözüm perspektifinin muhafazası' son derece önemlidir." dedi.

"Başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti ertelenemez bir ihtiyaçtır"

"1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir ihtiyaçtır." İfadesinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ancak Kudüs'ü zaman ve mekan olarak bölme gayretleriyle Harem-i Şerif'e yönelik tacizlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.  Türkiye olarak bu konudaki tepkimizi ve itirazımızı her fırsatta dile getirdik. Tüm dünyanın sustuğu dönemlerde biz hakkı, hakikati ve acı da olsa doğruyu söylemekten hiçbir zaman çekinmedik. Filistinli kardeşlerimizle daima dayanışma içinde olurken bölgede gerilimi tırmandıracak, daha fazla kan akmasına yol açacak, sorunları daha da derinleştirecek  her türlü adımdan imtina edilmesi gerektiğini vurguluyoruz."

Gazze halkının abluka sebebiyle çektikleri sıkıntıların hafifletilmesi için de ilgili kurumlarım aracılığıyla her türlü gayreti gösterdiklerini söyleyen Erdoğan, "Bugün de 'adil bir barışın kaybedeni olmaz' düsturu ile hareket ediyoruz. Muhataplarımızla temaslarımızda en fazla üzerinde durduğumuz husus Filistin meselesinin uluslararası hukuka göre çözülerek bölgenin huzura, kalıcı barışa ve istikrara kavuşmasıdır." ifadelerini kullandı.

"Bölgede söz sahibi tüm aktörleri de barışa samimiyetle katkı vermeye davet ediyoruz"

Erdoğan, "Adaleti tesis etmede geç kaldıkça maalesef bunun faturasını Filistinliler ve israillilerle birlikte tüm bölgemiz ödüyor. Özellikle masum çocukların, daha kundaktaki bebelerin ölümü ve acı çekmesi hepimizin yüreğini yakıyor. Ateşe körükle gitmenin başta her iki taraftaki siviller olmak üzere hiç kimseye bir faydası olmaz. Türkiye, çatışmaların bir an önce durması, son hadiselerle birlikte iyice tırmanın gerilimin düşürülmesi için elinden geleni yapmaya hazırdır. Sükunetin tekrar tesis edilmesi için başlattığımız diplomatik çabaları yoğunlaştırarak devam ettirmekte kararlıyız. Bölgede söz sahibi tüm aktörleri de barışa samimiyetle katkı vermeye davet ediyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)