Endüstri 3.0'da kullanılan otomasyon teknolojileri, tutarlılığı sağlayarak, operasyonel maliyetleri düşürerek ve üretim döngülerini kısaltarak üretim süreçlerinin verimliliğini artırır. Otomatik sistemler, insan işçilerle birlikte gelen kesintiler, yorgunluk veya tutarsızlıklar olmadan 7/24 çalışabilir.
ENDÜSTRİ 3.0 NEDİR KISACA?
Endüstri 3.0 1970'lerde gerçekleşti ve fabrikalardaki otomasyondan sorumluydu. Yani, insan işini, işi kısmen gerçekleştiren, daha hızlı ve daha verimli hale getiren akıllı makineler, programlar ve algoritmalarla değiştirmek.
Endüstri 3.0'daki otomasyon, makineleri ve süreçleri yönetmek için bilgisayarlar veya robotlar gibi kontrol sistemlerinin kullanılması anlamına gelir ve insan müdahalesine olan ihtiyacı azaltır. Otomasyon, artan üretim oranları, malzemelerin daha verimli kullanımı, iyileştirilmiş ürün kalitesi ve artan güvenlik için yol açmıştır.
Bu dönem, fabrikalarda ve daha geniş endüstride mekanize ve analog sistemlerden dijital ve otomasyonlu operasyonlara dönüşümü simgeliyordu.
Endüstri 2.0'ın mekanizasyon ve seri üretim özelliğinden ortaya çıkan Endüstri 3.0, 20. yüzyılın sonlarında şekillenmeye başladı. Elektronik ve bilgi teknolojisinin benimsenmesi, fabrikaların çalışma biçiminde devrim niteliğinde bir değişikliğe yol açtı. Otomasyon, birçok tekrarlayan görevde manuel emeğin yerini almaya başladı ve robotik sistemlerin entegrasyonu, verimlilik ve hassasiyet için yeni olanaklar sunmaya başladı.
ENDÜSTRİ 3.0 İLE ENDÜSTRİ 4.0 ARASINDAKİ FARK NEDİR?
1970’li yıllarda mikroişlemcinin ortaya çıkışı ve yaygınlaşması ile beraber elektronik ve bilgisayarın öne çıktığını ve Üçüncü Endüstri Devrimi’ni (Endüstri 3.0) oluşturduğunu görüyoruz. Endüstri 3.0 ‘da ilk programlanabilir mantık işlemcileri ile birlikte başlayan devrim, imalat alanlarında bilişim ve otomasyonun yaygınlaşmasa yol açtı. Bu devrim programlanabilir mantık işlemcileri (PLC’ler) ve bilgi teknolojisini kullanarak süreçleri otomatik hale getirdi. Bu süreçler genellikle büyük ölçüde insan müdahalesi olmadan işlemesine rağmen arka planda hala bir insan yönü vardı. 20’inci yüzyılın sonlarına doğru donanımdaki gelişmelere yazılımın da eşlik etmesi ile birlikte internet bu gelişmelerin sanal lojistiğini sağlamış oldu. Böylece Siber-Fiziksel Sistemler olarak adlandırılan (donanım ve yazılımı birlikte içeren) akıllı sistemler gündeme geldi. Endüstri 4.0’ın geldiği nokta ise teknolojik gelişmeler üretimde düz ve düşük nitelikli emeğin yerini teknolojinin almasını sağladı. Yani Endüstri 4.0 bize gösteriyor ki; “Akıllı Fabrika” vizyonuna doğru giden süreçte bu devrim önemli bir adımdır.