Malum olduğu üzere atasözleri geçmişteki insanların bazen çok acı da olsa
yaşamış oldukları olayları üzerine dile getirdikleri söz dizeleridir.
Bu sözler akıllı hiçbir insan tarafından
yabana atılarak dikkate alınmayacak hususlar değildir. Hele ki çok acı
tecrübeler neticesinde söylemiş ise… İşte yukarıdaki başlıkta kullandığım Kürtlere
ait atasözünde böyle acı tecrübeler sonucu söylenmiş bir sözdür. Bu atasözünün
bu günlerde daha bir anlamlı hale getiren konu ise, CHP'nin Dersim'de, zilan'da,
şeyh Sait kıyamında katliamına tabi
tuttukları Kürtlere karşı depreşen “sevgileri” oldu.
14 Mayısta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri neredeyse 70 yıl sonra CHP'ye
sürekli muktedir olmayla beraber son
yıllarda kaybetmiş olduğu muktedirliğini yeniden tesis etme ve bunun yanında iktidar olabilme
rüyalarını yeniden görmesine neden oldu .
Ancak CHP'nin sürekli takılmış olduğu elitist lünpenci
tavır ve paralelindeki katliamcı tarihi bu rüyanın gerçekleşmesi için ciddi
engel olarak karşılarında duruyor . bunu
aşma adına celladına aşık HDP’yi (yeşil sol) yanına alarak aslında Kürtleri ne
kadar “sevdiğini” anlatmaya, bugün yaşadığınız ne kadar olumsuzluk var ise sebebinin
bu iktidar olduğunu, bundan tek Kurtuluş yolunun ise denize düşenin yılana
sarılması çaresizliği gibi, CHP'ye sarılmaktan başka çarelerinin olmadığına
Kürtleri asimile etmeye odaklı HDP ile beraber ikna etmeye çalışıyorlar.
Ancak bu sefer de hiç te hesapta olmayan
bir hakikatle yüzleşmek zorunda kaldılar ki bu hakikatinin adı da HÜDA PAR oldu.
Gizlemeye çalıştıkları ne kadar katliam varsa hepsi ile tekrar onları
yüzleştirerek maskelerini indirdi. Maskeler inince Kürtlerin meşhur atasözü de tekrar
hatırlanmış oldu. Ata baba düşmanı olan CHP evlatlarına asla dost olamaz. Selam
ve dua ile