Batman ve ardından Diyarbakırlı çocuklar yaz tatillerinin son iki haftasını camilerde, vakıf ve derneklerde namaz eğitimi alarak değerlendiriyor, sonunda da Türkiye’de görülmemiş müthiş bir etkinlikle noktalıyor, toplu bir yürüyüşün ardından şehrin geniş alanında namaz kılıyorlar, şiirler, ezgiler ve konuşmalarla noktalıyorlar.
Manzarayı görmeyenlere tavsiyemiz sanal medya üzerinden hemen ulaşabilirler. Zannedersem sizler de görür görmez benim gibi “İşte Cennetin Çocukları!” diyeceksiniz, başka ne denilebilir, çünkü onlar bu halleriyle ancak cennete yakışırlar.
Evet, azıcık imanı olan, azıcık insafı olan, beyazlara bürünmüş nur yüzlü yavrularımızın bu müthiş etkinliğini görenlerin imanları artar, yürekleri kabarır.
Elbette herkes aynı şekilde düşünmeyecektir. Birileri de çılgına dönecektir, nur meydanını gören kara kalpliler buna asla tahammül edemeyecekler.
Öyle ya, o yaştaki çocukları dağa kaçıranlar, canlarını ve ırzlarını hoyratça harcayanların elbette Cennet Çocuklarını gördüklerinde her şeyleri alt üst olacak.
Yavrularının tertemiz fıtratlarını bozanlar, daha o yaşta bütün pisliklerle tanıştıranlar, her türlü uyuşturucuyla baş başa bırakanlar Cennetin Çocuklarını gördüklerinde hırçınlaşacaklar, saldırganlaşacaklar.
Aynı yaştaki çocuklarını sapkınlara teslim ederek cinsiyet değiştirme şerefsizliğini yaşayanlar Cennetin çocuklarını gördüklerinde içinde debelendikleri çamurun derinliğini görecekler, kahırlarından ölecekler.
Şu husus asla unutulmamalıdır; bu cennet çocuklarının arkasında Müslümanca bir hayat yaşamaya çalışan anne babalar vardır, kardeşler vardır, tertemiz bir yuvaya sahip olan aileler vardır.
Ve bir de bu işin içinde Batman vardır, Diyarbakır vardır ve diğer şehirler vardır. Türkiye’nin batısındaki Müslümanlar Cennetin Çocuklarına iyi bakmalı ve ufuklarının önündeki perdeleri kaldırmalıdırlar.
Çünkü Türkiye’nin yarınları için söyleyecek sözü olanlar işte bu Cennetin Çocuklarıdır.