Sincik'in dağlık alanlarında devam eden geleneksel orakla biçme işlemini çocukluktan bu yana devam ettiren köylü kadınlar, köy yaşantısına dair yaptıkları işleri anlattı.

Bir araya gelen köylüler işlerini imece usulüyle yaparken diğer taraftan aralarında oluşan sevgi ve muhabbetle kardeşlik bağlarını pekiştiriyorlar.

"Çocukluktan beri çalışıyoruz"

Yıllardır buğdayı orakla biçtiklerinin altını çizen köylülerden Ayşe Buğday, "Köyümüz ve arazilerimiz yüksek ve engebeli alanlarda olduğu için bütün işlerimizi elle yapıyoruz. Ben 15 yaşından beri buğday biçme işlemini orakla yapıyorum. Arazilerimizin engebeli olması nedeniyle biçerdöver buralara giremiyor. Bundan dolayı bütün işlerimizi elle yapıyoruz. Buğdayı orakla biçer, sonra elle bağ haline getiririz. Daha sonra kurumaya bıraktığımız buğdayı patoza vurur saman ve buğdayı ayırdıktan sonra buğdayı yemeklik olarak saklarız. Erkekler tohumu saçar daha sonra biçer, biz de onları toplayıp bağlarız ve harman yerinin bir sonraki ürün için hazır hale gelmesini sağlarız. Bunun yanında her birimiz iki veya üç tane inek besleriz. Deprem nedeniyle şimdi dışarıda kalıyoruz. Bu nedenle yılan ve akreplerin ısırma tehlikesi daha fazla oluyor." dedi.

"Yaklaşık 10 gün boyunca orakla buğday biçeriz"

Köy işlerinin her zaman olduğunu ve sürekli çalışma gerektirdiğini dile getiren Hanım Buğday, "Çocukluğumdan beri bu işleri yapıyorum. Buğday biçer, onu demet haline getirir, bağlarız. Köy işleri kolay değildir. Orakla buğday biçme dışında diğer köy işlerini de yaparız. Yaklaşık 10 gün boyunca orakla buğday biçeriz. Biçtiğimiz buğday kuruduktan sonra patoza vurur ve buğdayı yemeklik olarak kaldırır daha sonra yıl içerisinde tüketiriz." ifadelerini kullandı.

"Şu an deprem nedeniyle dışarıda sıkıntı yaşıyoruz"

Yıl boyunca köy işlerinin devam ettiğine değinen Ayşe Çaman ise, "Önce tarlayı sürer daha sonra tohum saçarız. Daha sonra sararan buğdayı toplamak için oraklarla biçer, desteleriz. Destelediğimiz buğday kuruduktan sonra patoza vurur, saman ile buğdayı ayırırız. Buğday işi bittikten sonra tarlaya mısır ekeriz. Sonbaharda da sulama yaparız. Suyumuz da zor bir yerde olduğu için mısırı sulamada da sıkıntı yaşıyoruz. Daha sonra topladığımız mısırı tek tek püskülden ayırıp güneşte kurutarak yemeye hazır duruma getiririz. Şu an deprem nedeniyle dışarıda sıkıntı yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

"Köy işleri sürekli aynı şekilde tekrar ediyor"

Köylü kadınlardan Gafure Çetin, "Köyde buğday ve mısır ekiyoruz. İneklerimiz var onlara bakıyoruz. Köy işlerimiz sürekli var. Daha sonra hasat mevsimi geldiğinde orakla biçer, desteler ve patoza vururuz. Daha sonra buğday ve samanı ayırır buğdayı yemeklik olarak saklarız. Köy işleri sürekli aynı şekilde tekrar ediyor. Buğdayı 10 günde bir sularız. Daha sonra olgunlaşmasını bekleriz. Buğday kaldırıldıktan sonra yerine mısır ekeriz. Bu sene deprem nedeniyle dışarıdayız ve sıkıntı yaşıyoruz." dedi. (İLKHA)

Editör: Alaattin Güçlü