Sapkın grupların, topluma ve toplumsal değerlerine rağmen yürüttüğü ahlâksızlık furyasına karşı halkın her kesiminden tepkiler gelmeye devam ediyor.

Küresel sapkın lobisine tepki göstermek amacıyla Fatih Saraçhane Parkı'nda düzenlenen eyleme, siyasi parti yetkilileri STK temsilcileri, gazeteci, yazar ve çok sayıda akademisyenin yanı sıra her yaştan on binlerce kişi katıldı.

Büyük Aile Platformu öncülüğünde düzenlenen ve 250'yi aşkın STK'nın destek verdiği programda yapılan protokol konuşmalarında, aileyi ve nesli tehdit eden sapkınlıkların son bulması için yetkililere çağrı yapıldı.

'Çocuklarımız İçin, Ailemiz İçin, İnsanlık İçin' sloganıyla düzenlenen buluşmada aileler; sosyal medya ve küresel akımlar üzerinden devam eden LGBT propagandasına tepki gösterdi. On binlerce kişi Saraçhane'de yapılan konuşmaların ardından sessizce Beyazıt Meydanı'na yürüdü.

Program Beyazıt Meydanı'nda düzenlenen basın açıklamasıyla nihayete erdi. STK'lar adına sahneye çıkan hukukçular, basın açıklamasını okudu.

"LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere hakaretler savuruyor"

Geçtiğimiz yıl Saraçhane'den Beyazıt'a kesintisiz akan, meydanlara sığmayan on binlerin sessiz çığlığının tüm yurda yayıldığı ve 1 yıl içerisinde Büyük Aile Platformu'nun kurulduğu belirtilen açıklamada; "Maalesef bu zaman zarfında sosyal medya ve dijital platformlarda fitili ateşlenen LGBT Propagandası ve Dayatması yangını da katlanarak her yanı sardı. Bu öyle bir yangın ki; kapınıza geldiğinde sizin inancınıza, yaşam tarzınıza, siyasi görüşünüze bakmadan yakıp geçecek. Dolayısıyla bugün hep birlikte bu propaganda ve dayatmaya karşı mücadele etmek zorundayız. Nitekim Büyük Aile Platformu da bu düşünce üzerine farklı dünya görüşlerinin aynı hassasiyetle bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Ortak değerlerimiz olan -çocuklarımızı, ailemizi, insanlık onurunu- bu yangından kurtarmak, zihinlerin ve bedenlerin işgaline mani olmak için Kuvâ-yi Milliye ruhu ile bir araya geldik . Biz hiçbir şahsı hedef almadan bu propaganda ve dayatmanın karşısında duruyoruz. Bu dayatmaya 'Dur' diyen herkesi nefret söyleminde bulunmak ile damgalamaya çalışan LGBT lobisi; her türlü dini, milli, kültürel, ailevi değerlere hakaretler savuruyor. Tüm bu değerleri ayaklar altına almaya kasteden ve cinsiyetsiz bir dünya oluşturmak için uydurulan 'toplumsal cinsiyet' ideolojisini ise 'kadın hakları ve eşitlik' kılıfında sunarak LGBT Propagandasını meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu dayatmanın öncelikli mağdurları arasına çocuklar ile gençlerden sonra maalesef şimdi kadınlar da dahil oldu. LGBT hareketi, kadınlara tutunarak meşruiyet alanını genişletmeye çalışırken, bu agresif marjinal akımın ortaya çıkardığı sonuçlar spordan gündelik hayata uzanan pek çok alanda  kadınların haklarını tehdit ediyor.  LGBT lobisi, uydurduğu yeni ve sayısız cinsiyetle kadın olmayı değersizleştiriyor, adeta esaret olarak sunuyor. Diğer yandan, Batı'da, kendini kadın hissettiğini söyleyen erkekler, kadınlara özel mekanlara fütursuzca girmeyi talep ederek sert tartışmalar başlatıyor." denildi.

"İnsanlığın varoluşuna, evlatlarımıza, geleceğimize yönelen bu tehdide karşı hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hep beraber mücadele etmek zorundayız"

Açıklamanın devamında, "On yıllardır bilimi ve sanatı çarpıtarak kendini meşru bir zemine taşımaya çalışan LGBT lobisi  dünya genelindeki bilimsel çalışmaları göz ardı ediyor yahut engellemeye çalışıyor. LGBT yaşam tarzının neden olduğu uyuşturucu bağımlılığı başta olmak üzere ağır hastalıkları, erken ölüm yaşlarını, yüksek intihar oranlarını, ruhsal çöküşleri örtbas etmeye çalışan malum lobi, ne yaparsa yapsın başarılı olamayacak. Dünyanın her yerinde cinsiyet değiştiren kişilerin yaşadıkları pişmanlıktan dolayı malum lobiye isyan etmek için her yıl düzenledikleri Detrans Farkındalık Günü, bunun en açık örneklerinden birisi. Bu tehdit sadece ülkemizde değil, tüm dünyada aileleri harekete geçirmiş durumda. İnsanlığın varoluşuna, evlatlarımıza, geleceğimize yönelen bu tehdide karşı hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hep beraber mücadele etmek zorundayız."diye belirtildi.

"Ancak maske düştü; LGBT dayatmasının arkasındaki pedofili yüzü göründü artık"

Sapkınların bireysel hak ve özgürlüklerin arkasına saklanarak Batı ülkelerinde pedofiliye alan açma çabalarının tehlikenin vahametini arttırdığı vurgulanan açıklamada, "Anaokulu çağındaki çocukların malum propaganda ile cinsiyet karmaşasına düşürülmesi ve sözde uzmanlar eliyle bu karmaşaya düşen çocukların cinsiyetlerinin değiştirilmesi, anne-babaları isyan noktasına getirdi. ABD'de bazı eyaletler tehlikenin farkına vararak malum lobinin faaliyetlerine karşı ailelerin beklentilerini karşılamaya dönük yasal düzenlemeler yapıyor. Benzer tedbirleri alan ülkelerin sayısı da her geçen gün artıyor. Ülkemiz de acilen bu yasal tedbirleri alarak hayata geçirmelidir. En son İstanbul Üniversitesi'ndeki on bir sözde uzmanın mesleki etik ilkelerini ve Medeni Kanunu hiçe sayarak onlarca evladımızın cinsiyetlerini değiştirdiklerini kendi beyanlarıyla gördük. Ancak maske düştü; LGBT dayatmasının arkasındaki pedofili yüzü göründü artık. Batı'da malum lobi propagandaya tam gaz devam ederken dayatmalarını da artırmış durumda. ABD, İsveç, Hollanda ve İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkede şirketlerin ardından kamu kurumları ve milli şuura sahip olması beklenen askerler resmî geçitle sözde onur yürüyüşlerine katıldı. Beyaz Saray'a, büyükelçilik ve konsolosluklarına; ABD Bayrak Kanunu'nu ihlal ederek kendi kamu çalışanlarının eliyle, ABD vatandaşlarının alkışları eşliğinde malum paçavralarını astılar. Tüm bunlar malum Propaganda ve Dayatmanın esir aldığı ülkelerin hazin sonu ve zihinsel işgalin en üst noktasıdır. İşte bu yüzden bu işgale karşı yürütülen mücadele modern zamanların Kuva-yı Milliye Mücadelesidir."şeklinde belirtildi.

"Yeni anayasada ailenin korunmasına ilişkin düzenleme bir zarurettir"

Açıklamada, "Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de; ülkemizi parçalamayı hedefleyen, on binlerce insanımızı katleden, eli kanlı terör örgütlerine her türlü silah desteğini sağlayan yabancı devletlerin, aynı zamanda LGBT Propagandası'nın da en önde gelen finansörleri ve destekçileri olduğu gerçeğidir. Nice annenin evladını dağa kaçıran, nice gencimizi uyuşturucularla zehirleyen terör örgütlerinin ve onların destekçisi yabancı ülkelerin ve kuruluşların, malum paçavrayı binalarına, konsolosluklarına asması nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun en açık göstergesidir. Dün dağa kaçırdıkları gençleri, bugün sosyal medyanın karanlık arka sokaklarında sapkın ideolojilerinin militanı haline getiriyorlar. Ülkemiz üzerinde sinsi planlar yapan güçlerin stratejileri; terör faaliyetlerinden, gençlerimizi uyuşturucuyla zehirlemekten geçtiği gibi şimdi de malum propaganda ile evlatlarımızı çalmaktan geçiyor. Eli kanlı terör örgütleri evlatlarımızı devşirmek, zihni işgal edilmiş militanları haline getirmek için onları ailelerinden koparmayı hedefliyor. Aile kurumunun lağvedilmesini her fırsatta defaatle vurgulayan LGBT dernekleri ise bunun yürütücüsü ve destekçisi oluyor. İşte bu yüzden yeni anayasada ailenin korunmasına ilişkin düzenleme bir zarurettir. Sözde onur yürüyüşlerinde en önde slogan atanların, hain terör örgütlerinin militanları olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Çocuklarımızı terör bataklığına çeken, dağa kaçıran yapılar şimdi ellerinde LGBT paçavrası ile çocuklarımıza musallat oluyor. Tehlikenin farkına varmak için daha neyi görmemiz, neyi duymamız ve ne olması gerekiyor?" ifadelerine yer verildi.

"Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni LGBT propaganda ve örgütlenmesini yasaklayacak bir yasa çıkarması için göreve davet ediyoruz"

Sapkın malum lobinin yol açtığı tehlikenin önlenmesi için son zamanlarda hükümetin ve pek çok siyasi partinin gösterdiği duyarlılığın toplumu umutlandırdığı belirtilen açıklamada,  "Ancak siyaset içerisindeki tüm bu duyarlı söylemlerin, artık önleyici eylemlerle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda LGBT örgütlerinin ülkemizdeki tüm faaliyetlerine son verilmesi, medya - akademi - iş dünyası - sanat - spor - eğitim aracılığıyla sürdürülen propaganda ve dayatmaların engellenmesi, gelecek nesillerin sağlıklı yarınlarının yasal güvence altına alınması ve aileyi destekleyecek adımların atılması devletimizden beklentimizdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni LGBT propaganda ve örgütlenmesini yasaklayacak bir yasa çıkarması için göreve davet ediyoruz. TBMM, Milletin Meclisidir ve halkın taleplerine yanıt vermelidir. ifadeleri kullanıldı. (İLKHA)

Kaynak: ilkha