Dünya

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü: Siyonistler 15 ayda 202 gazeteciyi öldürdü

Bugün Çalışan Gazeteciler Günü… Her yerde gazetecilerin sorunları konuşulacak, nasıl zor şartlarda görev yaptıklarından bahsedilecek. Aynı anda Gazze’de yaşanan soykırımı dünyaya duyurmaktan başka bir suçları olmayan gazeteciler işgal rejimi tarafından vurulmaya devam edilecek. 15 aylık süre içerisinde Gazze’de Siyonist rejimin hedef gözeterek yaptığı saldırılarda 202 gazeteci hayatını kaybetti. Son yapılan vahşi saldırıda, Filistinli gazeteci Deyravi ile anne ve babası hayatını kaybetti

Abone Ol

Basın emekçilerinin sosyal ve ekonomik haklarını güvence altına alan 212 Sayılı Basın Yasası'nın 1961'de yürürlüğe girdiği gün olan 10 Ocak her yıl Türkiye’de  "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak kutlanıyor. Türkiye’nin dört bir yanında emek veren gazetecilerin sorunları konuşulacak, nasıl zor şartlarda görev yaptıklarından bahsedilecek. Ancak Gazze’de yaşanan soykırımı dünyaya duyurmaktan başka bir suçları olmayan gazeteciler işgal rejimi tarafından vurulmaya devam edilecek. 

GAZETECİLER HEDEF ALINIYOR

Gazze Hükümeti basın ofisinden yapılan açıklamaya göre, siyonist israil ordusunun Gazze'de farklı haber ajansları için kameraman olarak çalışan gazeteci Ömer Salah ed-Deyravi'nin evine hava saldırısı düzenlediği belirtildi. Gazze'nin orta kesiminde yer alan Ez-Zevayide bölgesindeki evine düzenlenen bombardımanda Filistinli gazeteci Deyravi ile anne ve babasının hayatını kaybettiği kaydedildi.

Siyonist İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda öldürülen gazeteci sayısının 202'ye çıktığı aktarıldı.

Açıklamada ayrıca Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Arap Gazeteciler Federasyonu ve tüm basın yayın kurumlarına Gazze'deki meslektaşlarına karşı işlenen sistematik suçları kınamaları çağrısı yapılırken, uluslararası toplumdan da İsrail'e karşı uluslararası mahkemelerde caydırıcı bir adım atma talebinde bulunuldu.

İŞGAL REJİMİ GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTEMİYOR

Gazze’ye yönelik 15 ayı aşkın bir süredir devam eden saldırılarda mabetlerin, hastanelerin, okulların özellikle hedef alındığı ve yasaklı silahların kullanılmasıyla daha fazla sivilin öldürülmesinin hedeflendiği gazeteciler tarafından kayıt altına alınmış durumda. Önümüzdeki süreçte soykırım suçlarının yargıya taşınması durumunda en önemli belgeler de gazeteciler tarafından tutuluyor. İşgalci rejim, bunun farkına vardığı için gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor ve hedef gözeterek gazetecileri vuruyor.

Filistinli Gazeteciler Sendikası tarafından, gazetecilerin öldürülmesiyle ilgili olarak yapılan yazılı açıklamada, bu saldırıların gazetecileri korkutamayacağı, bilakis İsrail’in işlediği suçları ve yürüttüğü soykırım savaşını aktarma konusundaki kararlılıklarını daha da artıracağı kaydedildi. Siyonist terör çetesinin yaptıklarının cezasız kalması nedeniyle bu suçları işlemeye devam ettiği belirtilen açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesine “Filistinli gazetecilerin hedef alınmasıyla ilgili soruşturma açma” çağrısında bulunuldu.

SİYONİST REJİM GAZETECİ DÜŞMANI

Siyonist rejimin gazetecilere yönelik cürümleri Gazze ile sınırlı değil. Gerginliğin yaşandığı Lübnan’dan saldırıları takip eden gazeteciler de soykırımcı rejiminin saldırılarına hedef olmuştu.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) 13 Ekim'de Lübnan'ın güneyinde Reuters kameramanı İssam Abdullah'ın ölümüne, altı gazetecinin de yaralanmasına neden olan siyonist terör çetesi saldırılarının hedef gözeterek yapıldığını ve "savaş suçu" olarak soruşturulması gerektiğini bildirmişti.

Kuruluş yaptığı açıklamada, İsrail saldırılarının "sivillere yönelik doğrudan bir saldırı olduğunu" belirtmiş, 100'den fazla video ve fotoğrafın incelendiğini, bölgedeki silah parçalarının analiz edildiğini ve dokuz tanıkla görüşüldüğünü belirtmişti.

ŞİRİN EBU AKİLE OLAYI

25 yıl boyunca el Cezire kanalında muhabirlik yapan Şirin Ebu Akile’nin 11 Mayıs 2022’de Cenin’de yaşanan olayları takip ederken öldürülmesi bile tek başına siyonist rejimi mahkum etmeye yeterdi; ama maalesef öyle olmadı.

Kudüslü bir Hristiyan olan 51 yaşındaki Şirin Ebu Akile de sahip olduğu iyi donanımla, dünyanın en tehlikeli bölgelerinden birinde çatışmaları yıllardır kamuoyuna aktarıyordu. El Cezire’ye kuruluşundan bir yıl sonra 1997’de ilk saha muhabirlerinden biri olarak katılan Akile, cesareti, profesyonelliği ve gerçeklere sıkı sıkıya bağlı olmasıyla sadece bölgede değil dünya kamuoyunun da sevgisini kazandı.

Öldürüldükten sonra yapılan araştırmalar saldırının bilinçli ve hedef gözetilerek yapıldığını ortaya çıkardı; ama maalesef uluslararası kurumlara yapılan şikayetler ve yargılama talepleri sonuçsuz kaldı.

Şirin Ebu Akile hem bir Hristiyan’dı hem de Amerikan vatandaşıydı.

Şirin’in ölümü ABD, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Türkiye ve Katar gibi birçok ülke ve kurum tarafından açıkça kınandı ve bu ülkeler konuya ilişkin bağımsız bir soruşturma yapılmasını talep etti. Ama terör rejiminin bu terör eylemi de soruşturulamadı.

İnsani değerlerini kaybetmemiş Yahudilerden olan Haaretz gazetesi yazarı Gideon Levy, cinayet sonrası yaşananları şöyle yazmıştı: “İnsanın, ‘İsrail askerleri tarafından öldürülen masum Filistinlilerin tanınır insanlar, yahut ABD pasaportuna sahip kişilerden olması daha iyi’ diyesi geliyor. Zira en azından o zaman ABD Dışişleri Bakanlığı kendi vatandaşlarından birinin yine kendi müttefiklerinden biri tarafından öldürülmesinden -çok da değil, biraz- duyduğu hoşnutsuzluğu dile getirebilir.”