Bakan Fidan, işgalci israilin Gazze'ye yönelik soykırım saldırısının sona erdirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bunun için de birlik içinde hareket edilmesi ve çağrılara kulak veren ülkelerle işbirliği yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Mescid-i Aksa'nın tehdit altında olduğunu aktaran Fidan, aralarında bakanların da bulunduğu işgalci israilin aşırı sağcı siyasi figürlerinin Mescid-i Aksa'nın tarihi statükosunu değiştirme niyetlerini açıkça ifade ettiğini aktardı.
Fidan, bu durumun sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların meselesi olduğuna dikkati çekerek, bu konularda tek bir sesle konuşulması ama bunun sadece sözde değil, eylemde de olması gerektiğini bildirdi.
Eksik olanın Filistin davası için kararlılık ya da ahlaki zemin değil, zorlayıcı eylemler olduğuna değinen Fidan, akan kanın durdurulması ve "yaklaşmakta olan bölgesel savaşı önlemek için" alınabilecek somut tedbirler olduğunu söyledi.
Bakan Fidan, bir avuç ülkenin işgalci israilin bu savaşı sürdürebilmesi için israile silah ve mühimmat göndermeye devam ettiğine dikkati çekerek, "İlk adım olarak israile silah ambargosu uygulanması için bastırabiliriz. Türkiye olarak, İsrail'e silah transferinin durdurulması için Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde bir girişim başlattık. Aralarında BM Güvenlik Konseyinin daimi üyelerinin de bulunduğu 52 ülkeden destek aldık. Hepimiz bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Şimdi birliğimizi gösterme zamanıdır." ifadelerini kullandı.
İşgalci israil ile ticareti durdurmak ve Uluslararası Adalet Divanı'nda işgalci israil aleyhine devam eden soykırım davasına müdahil olmak gibi başka araçlar da olduğunu belirten Fidan, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) destek için bir kampanya başlatılması gerektiğini kaydetti.