Psikolog Nursena As, sınav sonrası öğrenci psikolojisiyle ilgili İLKHA'ya konuştu.
As, sınavların her şeyin belirleyicisi olmadığını ifade ederek öğrencilerin motivasyonlarının düşürülmemesi gerektiğini belirtti.
Ailelerin özellikle sınavların sonuçlandığı dönemde çocuklarını başka öğrencilerle kıyaslamaması gerektiğine dikkat çeken As, ailenin çocuğa destek vererek sınav psikolojisine hazırlaması gerektiğini vurguladı.
Tercih döneminde "Hangi bölüm gelirse gideyim" diyerek rastgele yapılan tercihin yanlış olduğunu söyleyen As, yapılan yanlış tercih o öğrencinin hayatınızın bitişi olabileceğini aktardı.
"Sınavlar her şeyin belirleyicisi değil"
Öğrencilerin sınava hazırlık sürecinde yorulduklarını belirten As, "Sevgili öğrenciler öncelikle canla başla çalıştığınız bir sınav dönemi oldu. Bu sınav döneminde çok yoruldunuz, strese girdiniz, 'artık yapamıyorum yeter' dediğiniz anlar olmuştur. Bu süreçte emin olun ki anne babalarınız ve size bakım verenler çok yoruldu. Dershanedeki öğretmenleriniz de bu süreçte çok fazla strese girdi. Şu an artık sınavlarınız bitti ve sınav sonucu heyecanı başladı. Artık 'kaç puan alacağım, yerleşebilecek miyim, emeklerimin karşılığını alabilecek miyim' psikolojisindesiniz. Bu hayatınızda gireceğiniz ne ilk sınav ne de son sınavdı. Hayatınızı daha güzel yaşamak istiyorsanız sürekli sınavlara gireceksiniz. Kendinizi geliştirmeniz gerekir. Bu hayat yalnızca sizin hayatınızdır. Bu sınavda her şeyin belirleyicisi değil." dedi.
"Kendinizi sınav sonucu iyi gelen öğrencilerle kıyaslamayın"
Sınav sonucu beklentisinin altında gelen öğrencilerin kendilerini mahcup hissetmemesi gerektiğine değinen As, " Sınava girdiniz ama belki beklediğiniz sonuçları alamayabilirsiniz. Motivasyon düşüklüğü yaşayabilirsiniz. Ailenize karşı mahcup olabilirsiniz. Onların ve beklentinizin karşılamayışına üzülebilirsiniz. Bu ne bir zekâ belirleyici bir sınav ne de en iyi evlat testinin yapıldığı bir sınavdır. Burada yüzde yüz başarılı veya yüzde yüz başarısız olsanız bile ne çok iyi bir evlat oluyorsunuz ne de çok kötü bir evlat oluyorsunuz. Aşırı zeki ya da kötü bir öğrenci konumuna da geçmiyorsunuz. Bu yüzden kendinizi lütfen arkadaşlarınızla, sınav sonucu iyi gelen öğrencilerle kıyaslamayın. Aileler çocuklarını bu süreçte diğer öğrencilerle kıyaslamamalı. Bu gerçekten o kişiye yetersiz hissettirir. Bir dahaki dönem sınava hazırlandığında kötü etkileyecek bir durumdur." diye konuştu.
"Sevmediğiniz bir meslekten ziyade sevdiğiniz bir bölüme gitmeyi tavsiye ediyorum"
Tercih döneminde özellikle dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan As, "Hemen yazayım ne gelirse gideyim deyip de hayatınızı riske atmayın. Bir yıl çalışmanız söz konusudur. Verdiğiniz kararla diğer türlü de bir ömür boyunca hayatınızın bitişi olabilir. Sevmediğiniz bir meslekten ziyade bir yıl daha düzenli çalışıp sevdiğiniz bir bölüme gitmeyi tavsiye ediyorum. Sancılı bir süreçten çıktıktan sonra bir rahatlama hissi illa ki gelmiştir. Rahatlama hissinin devam etmesi için en azından sınav sonucu açıklanana kadar sosyalleşebilirsiniz. Sınav sonucu açıklanana kadar kendinize bir dinlenme payı verin. Bunu hak ediyorsunuz, dersten ibaret değilsiniz." şeklinde konuştu.
"Aile çocuğu kıyaslamamalı ve yetersiz bulmamalı"
Ailenin çocuğunu başka öğrencilerle kıyaslamaması gerektiğini dile getiren As, "Aile çocuğu kıyaslamayacak. Çocuğu yetersiz bulmamalı. 'Oğlum ya da kızım olduğun için kıymetlisin' diyerek ders ikinci planda olsa daha güzel olur. Olmayınca da 'kötü, yetersiz bir öğrenci değilsin' imajı verilmeli. Çocuk kötü bir sınav geçirmişse 'başarısızım, yetersizim, yapamıyorum' diye çok fazla stresi var. Bu stres ders stresi değil. Öğrencinin ailevi ilişkileri nasıl, anne baba tutumu, kardeş kavgası, ailede büyük sorunlar varsa o çocuk derse nasıl odaklanacak? Burada önemli olan ailenin çocuğa destek vererek, anlayış sağlayarak, tolerans göstererek çalışacaksa sınav psikolojisine hazırlaması gerekir." ifadelerini kullandı.
"Potansiyelinizin farkına vararak ona yönelik bir bölüm seçin"
As, son olarak şunları söyledi:
"Eğer siz hayatınız boyunca olduğunuz alanda yükselmeye çalışırsanız emin olun ki başarılı olursunuz. Sevmediğiniz bir bölüme gidip sırf 'bir meslek okuyayım, anne babam bunu istiyor' diye o mesleğe giderseniz pişmanlık yaşayabilirsiniz. Kendi kıymetinizin ve potansiyelinizin farkına vararak ona yönelik bir bölüm seçin." (İLKHA)