33 GÜL MİSALİ TOPRAĞA DÜŞEN CANLARIN MEKÂNI BAŞ BAĞLAR

Başbağlar şehitlerinin Şehadetlerinin yıl dönümünde mazlumca katledilen kardeşlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyoruz.

Abone Ol

İt sürüsü dağ aşağı gelende

Sıra sıra yiğitler can verende

İmam adil ölümlere gülende

Bir susa ve beheşti Zehra oldu yüreğim baş bağlar

 Evet, baş bağalar susa ve beheşti Zehra gibi, kana susamış mahlukların içmekten zevk aldıkları mazlumların sadece birkaç örnek beldesidir. Yaklaşık 30 yıl önce Türkiye'de büyük bir provokasyona imza atılmış, ardından sıralı olaylar silsilesi baş göstermişti. Başrolünde zaman zaman söylemleriyle Türkiye halkına hakaret eden Aziz Nesin vardı. Neler mi söylemişti bu şahıs; Türkiye'nin yüzde altmışı ahmaktır demiş, gelen tepkiler üzerine sözümü düzeltiyorum diyerek bu sefer de Türkiye'nin yüzde kırkı aptal değildir diyerek insanların aklıyla alay etmeye devam etmişti. Yine 90'lı yılların hararetli tartışmalarından olan “Atatürk'ü seven Müslüman” tabirine kimi kemalistleri kızdıracak tarzda sert çıkmış, dindar bir Müslüman’ın Atatürk'ü sevmesinin mümkün olmadığını, buna rağmen ben hem dindarım hem de Atatürk'ü seviyorum diyenlerin ya çok ahmak olduğunu, ya da takiye yaptıklarını, çünkü Atatürk'ün hiçbir icraatının Müslüman bir kimsenin hoşuna gidecekler şeyler olmadığını söylemişti.

İşte bu şahıs adeta tasarlanmış olaylar silsilesinin işaret fişeğini yakmış, Müslümanlar için canlarından Aziz olan Hz peygamber'e ve Kuran’ı azimuşşana hakaretler içeren Selman rüştü isimli Hindistan asıllı mürtedin yazmış olduğu kitabı Türkçeye çevireceğini ifade etmiş, Müslüman kamuoyu da buna dair tepkiler sürerken, bununla yetinmeyerek, her sene Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde yapılan pir Sultan abdal şenliklerini o yıl  Sivas'ta yapılması kararlaştırılmıştı.  Bunda ne var herkes istediği etkinliği Türkiye'de istediği şehirde yapamaz mı? Elbette ki yapar yapabilmelidir de.  Ancak burada anormal olan şöyle bir şey vardı, Müslüman halkın inançları ile alay ederek onları tahrik edilmesiydi.

 Cuma günü halk cuma namazı için camileri doldurup ibadet ederken,  her nasıl oluyorsa etkinlik için şehre geldiklerini iddia edenler, başka yer kalmamış gibi ibadet saatlerinde cami avlularında müzikli danslı görüntülere yer vermişlerdi. Makul her insan bilir ki burada amaçlanan şey ya provokasyondur ya da Marksist solun her dönem olduğu gibi, göğüslerine sığmayan İslam'a İslam'ın şiarlarını olan nefretleri idi. Durum hangisi olursa olsun fark etmez ortada bariz bir şekilde yanlış vardı. Bunu yaparak amaçladıkları tahrikte başarılı olmuş ve cuma namazından sonra çıkan protesto amaçlı gösterirlerde başka ellerde devreye girerek, bir otelin önündeki araç yakılarak gösterilerinin büyümesi sağlanmış, sonuçta orada 37 kişi hayatını kaybetmişti.  Fakat sol Cenah kendisinden olmayanları herhalde insan olarak kabul etmese gerek, olaylarda ölenlerin sayısını hep 33 kişi olarak ifade ederek sembolleştirdiler.

 Bu sembollerin üzerinden sürekli kinlerini kusmaya devam ettiler. Sivas olayları bahane edilerek tutuklanan göstericilerin 33 tanesine ağırlaştırılmış müebbet ceza verildi ki ne bir fazla ne bir eksik tam 33 kişi.  bu 33 sembolü üzerinden kinlerini yerine getireceklerine and içmiş olacaklar ki it sürüleri bir akşam namazı vakti Erzincan’ın Kemaliye ilçesi baş bağlar köyüne saldırmış 33 mazlumu  yaşlı çocuk demeden katletmiş, ardından dergilerinde Sivas'ın intikamı alındı diyerek, sevinç naraları atmışlardı. Köy tamamen harabaya çevrilmiş, ahırlarda dahil içindeki hayvanlara bakılmaksızın her yer ateşe verilmişti. Fakat unutmuş oldukları bir şey vardı! Dünyada mazlumların canı üzerinden tutuşturmuş oldukları bu ateş, cehennemde çok daha dehşetli bir şekilde onları yakacaktır biiznillah. Şahadetlerinin yıl dönümünde mazlumca katledilen kardeşlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyoruz katillerine de aynı şekilde lanet diliyoruz. Selam ve dua ile