Uyku apnesi, uyku sırasında üst solunum yolunun tıkanması ile solunumun tekrar tekrar durup başladığı ciddi bir uyku bozukluğudur. Bu, hava yollarının tıkanması (obstrüktif uyku apnesi) ya da beynin solunumu doğru şekilde kontrol etmemesi (merkezi apne) nedeniyle olur. Uyku apnesi sırasında üst solunum yolunun açık kalmasını sağlayan kaslarda gevşeme olur, dil kökü veya yumuşak damağın veya aşırı büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucunda en az 10 saniye nefes alamamak uyku apnesi olarak adlandırılır.

Bu tıkanıklık, birkaç saniyeden dakikalara kadar sürebilir. 1 saat içerisinde 30 veya daha fazla kezde gerçekleşebilir. Uyku apnesi sırasında solunum çabası sürse de, bir süre sonra daha da artan bu çaba beyni uyarır ve hava yolu açılır. Solunumu durana kadar horlayan kişi, gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes almaya ve horlamaya devam eder.

Gerekli önlemler alınmadığında uyku apnesinin dikkatsizliğe yol açarak trafik kazası riskini 7-8 kat arttırdığı ve iş kazalarına neden olduğu biliniyor. Uyku apnesinin görülme sıklığı %1-4 olsa da, diyabet hastalığının %3, astım sıklığının yaklaşık %5 olduğu düşünülürse ne kadar önemli bir sorun olduğu daha iyi anlaşılabilir.

UYKU APNESİ TİPLERİ NELERDİR?

Uyku esnasında nefes almayı durduran uyku apnesinin 3 tipi bulunur. Bunlar santral, obstrüktif (tıkayıcı) ve mikst (karma) olarak açıklanır.

Santral Uyku Apnesi

Santral uyku apnesi, uyku esnasında nefes alma dürtüsünü gerçekleştiren kasların sinyal göndermemesi durumunda ortaya çıkan uyku apnesi tipidir.

Obstrüktif Uyku Apnesi (Tıkayıcı)

Uyku kalitesinde ciddi etkisi bulunan obstrüktif uyku apnesi, hava yolundaki işlev kaybından dolayı oksijenin vücuda az girmesine neden olan apne tipidir. Uykunun kesilmesinden kaynaklı olarak ataklara da neden olur.

Mikst Uyku Apnesi (Karma)

Mikst uyku apnesi, kişilerde obstrüktif ve santral uyku apnesi ile beraber görülen apne türüdür.

UYKU APNESİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

En önemli semptomu uykuda solunumun durması olan uyku apnesinin belirtileri şunlardır:

·         Yüksek sesle horlama

·         Uyku sırasında nefes nefese kalma ile ani uyanışlar

·         Ağız kuruluğu ile uyanmak

·         Sabahları uyanıldığında baş ağrısı

·         Ağız kuruluğu

·         Gündüzleri uyku hali (hipersomni)

·         Uyku sırasında nefes almanın durması

·         Sinirlilik hali

·         Libido azalması

·         Konsantre olma zorluğu

·         Geceleri huzursuz hissetme

Ayrıca baş ağrısı, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, sabah dinç uyanamama ve aşırı derecede uykulu olmak ve yorgunluk hali ise uyku apnesinin gündüz gözlenebilen belirtileri arasındadır. Uyku apnesi belirtilerinin görüldüğü kişiler gün içerisinde birçok ciddi tablo ile karşılaşılabilmektedir. Uykuda ani ölüm, inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği, eğer hasta obez ise kilo vermede zorluk, akciğer hastalarında solunum yetmezliği, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık, kontrol altına alınamayan diyabet bu olumsuzluklara örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra, uyku apnesi kişide gündüz sürekli yorgunluk ve konsantrasyon eksikliğine neden olacağı için trafik ve iş kazalarına da neden olabilmektedir.

UYKU APNESİ KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Her yaşta görülebilen uyku apnesi, özellikle 40-70 yaş aralığındaki kişilerde daha fazla yaşanmaktadır. Kilolu ve yaşlı olmak uyku apnesine zemin hazırlar. Bunun yanında erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülür. Kadınlarda menopoz sonrası dönemde uyku apnesi görülme sıklığı artabilir.

UYKU APNESİ NEDEN OLUR? RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Uyku apnesinin nedeni, boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesidir. Üst solunum yolundaki darlıklar çocukluktan itibaren, solunum yolunun yıpranmasına sebep olabilir ve bu da uyku apne sendromuna neden olabilir. İşte uyku apnesinin yaygın nedenleri:

·         Fazla kilo(obezite)

·         Burun tıkanıklığı

·         Büyük bademciklere ve geniz etine sahip olmak

·         Boyun çevresi kalın olan kişilerin hava yollarının dar olması

·         Yaşlılık

·         Cinsiyet (erkeklerde uyku apnesi olasığı 2-3 kat daha fazladır)

·         Genetik yatkınlık

·         Yüksek tansiyon ve diyabet gibi tıbbi sorunlar

·         Alkol kullanmak

·         Sigara içmek uyku apnesi nedenleri arasında gösterilebilir. 

Uyku apnesi sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da görülebilir. Uyku apne sendromu olan kişide horlama, 3-4 kat daha fazla, çok kaba ve gürültülü şekilde gerçekleşir. Horlamanın yanı sıra nefes darlığı, sık sık iç çekme, el kol hareketleriyle çırpınarak uyanmaya çalışma, sık ve uzun süreli solunum durmaları, sabah yorgun uyanmak da uyku apne sendromu yaşayan kişilerde görülür. Uyku apnesinin tam nedeni sayılmasa da, uyku apne sendromlu hastaların %30-50'sinde hipertansiyon görülmektedir.

UYKU APNESİ NELERE SEBEP OLUR?

Uykuda solunum durmaları; kalp atımında düzensizlik ve ileri yaşlarda ritim bozukluğuna bağlı olarak uykuda ani ölümlere neden olmaktadır. Bununla birlikte;

·         Geceleri sık idrara çıkma

·         Gece aşırı terleme,

·         Sabah yorgun ve uykulu uyanma,

·         Gündüz isteksizlik,

·         Sıkıntı ve gerginliğe yol açmaktadır.

Van’da kene uyarısı: Bahçe ve piknik alanlarına giderken dikkat! Van’da kene uyarısı: Bahçe ve piknik alanlarına giderken dikkat!

Gündüz uykulu hal, trafik kazalarına yol açmaktadır. Uzun dönemde uyku apne sendromu; yüksek tansiyon, kalp krizi, beyin damar tıkanıkları sonucu felçler gibi ciddi problemleri de ortaya çıkarmaktadır. Uykuda solunum durması olan hastalarda gece boyunca ortaya çıkan düşük oksijen düzeyi, hastanın kalp ve damar sisteminde yüklenmeye yol açmakta, hastaların yarıya yakınında zaman içinde kalp büyümesine ve hipertansiyona sebep olmaktadır.

Hipertansiyonun, bu hastalarda %30-40 oranlarında ve hatta bazı çalışmalarda %50’ye varan oranlarda görüldüğü bilinmektedir. Hastaların kalp ritimleri incelendiğinde apne sırasında oluşan bradikardiyi uyanıklık sırasında taşikardi izlemektedir. Bradi-taşi-aritmi denen bu ritim bozukluğuna bazen daha değişik ritim bozuklukları da eklenebilmektedir. Kalp ritmindeki bozukluklar, bazen hastanın uykuda kaybedilmesine dahi sebep olmaktadır.

UYKU APNESİ TANISI NASIL KONULUR?

Uyku apnesi testi, hastalığın tespiti ve tedavisi sürecinde en önemli aşamadır. "Polisomnografi" denilen uyku apnesi testi tüm gece boyunca beyin aktivitesinin ve solunumsal olayların kaydedildiği bir testtir. Bu testle birlikte elektroensefalografi (EEG), elektrookülografi (EOG), elektrokardiyografi (EKG), elektromiyografi (EMG), göğüs ve karın hareketleri kaydını içeren solunum eforu, burun ve ağızdan hava akımı kaydı, oksijen satürasyonu, vücut pozisyonu gibi 8 parametrenin gece boyunca 7 saat süre ile takibi sağlanmaktadır.

Uyku apnesi testi olan Polisomnografi yani uyku testi, uyku sırasında beyin dalgaları, göz hareketleri, ağız ve burundan hava akımı, horlama, kalp hızı, bacak hareketleri ve oksijen seviyelerinin ölçümü esasına dayanır. Uyku apnesi testini yaptırabilmek için hastaların bir gece uyku odasında kalmaları gerekir. Test sırasında vücudun çeşitli noktalarına bağlanan kablolarla alınan sinyaller odanın dışındaki bilgisayara aktarılır. Sabaha kadar alınan bu kayıtların incelenmesiyle, uyku süresince solunumun kaç defa durduğu, ne kadar süre ile durduğu, durduğunda oksijen değerlerinin ve kalp hızının nasıl etkilendiği ve derin uykuya dalınıp dalınmadığı gibi birçok parametreye bakılabilir.

UYKU APNESİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Uyku apnesi tedavisinde ilk yapılması gereken obezite söz konusu ise bu durumun aşılmasıdır. Eğer üst solunum yollarında belirgin anatomik darlıklar var ise hastanın Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından cerrahi girişim yönünden değerlendirilmesi gerekir.

Celon metodu yani bipolar radyo frekans ile termoterapi yöntemi ve plazma yöntemleriyle yapılan cerrahi tedavi bunladan biridir. Horlama ve uyku apnesi için uygulanan cerrahi tedavinin başarısı, cerrahiye uygun hastanın belirlenmesine ve ameliyatta kullanılan cihazlara bağlı olmaktadır. Cerrahide kullanılan cihazların dokuda fazla hasar oluşturmaması, ameliyat sonrası dönemde hastanın ağrılarının daha az olmasında oldukça önemlidir. Ayrıca uyku apnesi cihazları da tedavide kullanılmaktadır.

İleri derecede uyku apnesi tedavisinde ise pozitif hava basıncı (CPAP) tedavisi uygulanmalıdır. Tedavi etkisine ve hastanın tercihine göre otomatik ayarlarda düzenleme yapılarak ya da sabit basınçlı cihaza geçilerek hasta takibe alınmalıdır. Uyku apnesi makinesi olarak da bilinen CPAP cihazı kullanmakta güçlük çeken ya da hafif derece vakalarda ağız içi aparey ile alt çene öne alınarak dilin geriye düşüp üst solunum yolunu tıkaması önlenebilir. Uyku apnesinin özgün tedavisi, hava yolunu devamlı açık tutacak şekilde basınçlı hava veren cihazların kullanımıyla sağlanmaktadır.

PAP (pozitif havayolu basıncı) cihazları yani halk dilinde uyku apnesi maskesi üst hava yollarının uyku sırasında açık kalmasını sağlayarak uyku apnesini önlemektedir. Gece boyunca yüze sıkıca oturan silikon bir maskeyle basınçlı hava veren bu cihazlar, başlangıçta hasta için rahatsız edici görünebilmektedir. Buna rağmen, sabah dinlenmiş ve uykusunu almış olarak uyanan hastalar cihazı kolaylıkla kabul etmektedir. Hastaya hangi cihazın uygun olduğunu tespit etmek ve apnelerin yok olduğu veya minimum sayıya indiğini görmek için ikinci bir gecenin uyku laboratuvarında geçirilmesi gerekmektedir.  Cihazla uyku apnesi tedavisinin ardından uyku apnesi sorunundan kurtulan kişilerin yaşam kaliteleri yeniden yükselmektedir.

Kaynak: Vanolay - Haber Merkezi