Dezenformasyon, yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi; bilgi çarpıtma. Muhatabı rencide etmeyi, aşağılayıp küçük düşürmeyi amaçlayan karşı propaganda demektir.

Dezenformasyonda fail, içerisinde bulunduğu toplumu yanlış ve yalan bilgilendirme ile kaosa zemin oluşturur. Böylelikle toplumda kin ve nefret oluşur, kamplaşma ve kutuplaşma oluşur. Belli bir kesim aşağılanırken başka kesim de kışkırtılır. Toplumun iç çatışmalarından dolayı yönetimlerini, demokrat ve çağdaş düzenler olaraktanımlayan devletler bile darmadağın olur. Sonuç itibariyle böyle ülkeler ya askeri darbelere maruz kalıp mevcut seçilmiş yönetimleri düşürülür veya daha güçlü ülkelerin istilasına uğrayıp ulusal güvenliklerini kaybederler.

Kısaca dezenformasyon ve sonuçlarına değindikten sonra şimdi gelelim asıl konumuza. Bildiğiniz gibi eğer takvime bağlı kalınıp son dakika bir gelişme olmasa ülkemizde seçimler 2023 Haziran’ında yapılacaktır. Yani 6 ay gibi bir zaman kalmıştır. Mevcut hükümetin icraatlarını benimsemeyen, beğenmeyen muhalif partilerindezenformasyon çabaları bir yana, karanlık odakların dezenformasyon çabaları bir yana. Karanlık ODA ve odaklar şeyh, tarikat ve cemaatler üzerinden yalan ve yanlış haberler ile hükümeti köşeye sıkıştırma çabalarıyla beraber İslami değerleri hedef alarak toplumda derin ayrışma ve kutuplaşmaya, kin ve nefrete sebep olmaktadırlar. Elbette ki gayri İslami ve gayri insani bir olay, haber ve faaliyet var ise, hele hele insan haklarına bir saldırı var ise bu en ağır ceza ile cezalandırılması gerekmektedir. Maalesef görünen, dezenformasyon failleri hem muhbir hem hâkim ve hem de gardiyan kesilmekteler. Peşin ceza ile hedef mazlumu cezalandırmaktadırlar. Mesele üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olduğu pek te aşikardır. Dolayısıyla bir haber yapıldığı andan itibaren önyargı ile karar verip sanki böyle bir olay gerçekmiş gibi kabul etmek, yaymak ve anti propaganda yapmak insafsızlıktır. Böyle bir durumda yargılama sonuçlanmadan yargısız infaz yapmak tek kelime ile topluma ve değerlerine ihanettir.

Son zamanlarda siz muhterem okuyucuların da şahit olduğu gibi basında “altı yaşındaki gelin” haberleri çokça yer tutmaya başladı. Bu ailenin beyanları ortada iken ısrarla küçük yaşta evlendirildiği iddiası tamamen art niyetlidir. Yıllar önce olan bir evlilik var. Diyelim ki böyle bir durum söz konusu. Neden daha yeni gündeme geldi. Kızın ailesi defalarca açıklamalarda bulundu. Bu beyanlar ısrarla neden görmezden gelinmektedir. Kaldı ki kız ortada yok. Basın önüne çıkmıyor. Belli ki aile içerisindeki anlaşmazlıklardan nemalanan bir müfteri güruhu dezenformasyon silahını İslam’a ve mübarek değerlerine yönlendirmektedir. Dediğimiz gibi hedef İslam ve değerleridir. İslam’da evlilik meselesini merak edenler var ise fıkıh kitaplarına bakabilir.

Yukarıda değinmeye çalıştığım gibi bu dezenformasyon faaliyetlerinin hedefinde mevcut hükümet de vardır. Geçtiğimiz Ekim ayında çıkan dezenformasyon yasası eksiksiz işleme konulmalı yalan ve yanlış haber yayan hele hele toplumda kaos hedefleyen, darbelere zemin hazırlayan müfterilere en ağır cezalar uygulanmalıdır. Seçime yaklaşıldıkça bu tür yalan ve yanlış haberlerin çokça özellikle de İslam’a düşman olan basında yer bulacağını muhtemelen göreceğiz. Bu nedenle dezenformasyon suçu işleyenlere asla göz yummamalı…

Söz konusu müfterilere inanan insanlara da şu ayeti hatırlatmakta fayda vardır; “Eğer bir fasık (yalan haber taşıyan) size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat suresi 6. Ayet meali)

Evet muhterem okuyucular, basın maalesef bir silahtır. İslam düşmanları basını dinimize bir saldırı aracı olarak kullanıyorlarsa, bizler de meşru bir şekilde, basını ve sosyal medyayı İslami değerlerimizi muhafaza etmek için kullanalım. Bunu yaparken de kesinlikle aşırıya kaçmadan, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı bir dil kullanmadan, tamamen birleştirici bir üslup ile gerçekleri, hak ve hakikati dile getirelim.