Anne ve baba sorumluluğu denince belki birçok insanın aklına çocuklarının iş ve aş ile ilgili gelecek kaygısı gelmektedir. Elbette ki insanın yaşayabilmesi için doğal olarak bir iş veya mesleğinin olması gerekmektedir. Sonuçta insanın sosyal bir varlık olarak temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi bir gerekliliktir. Acaba maddi anlamda ihtiyaçların karşılanması yeterli midir?

Bilindiği üzere Allah’uTeala insanı ruh ve beden diye iki bileşenden yaratmıştır. Nasıl ki bedenin sağlıklı yaşayabilmesi için düzenli bir gıda takviyesine ihtiyacı var ise, ruhun da bedeni rahatlayıcı bir unsur olarak ayakta tutabilmesi için bir gıdaya ihtiyacı vardır. Bu gıda da manevidir; “ KALPLER ANCAK ALLAH’I ANMAKLA HUZUR BULUR ” (Rad suresi 28.ayet meali) Allah’ı anmak demek ibadetlerini yapmak, Kur’an okuyup amel etmek hasılı Allah’ın koyduğu sınırlara riayet etmek demektir. Zikirsiz, kur’ansız ve ibadetsiz bir beden huzur bulamaz diyor Rabbimiz. Rabbine karşı kulluk ve abidlik görevlerini yerine getiremeyenler ne kadar huzur bulur ve insanlara hakkıyla ne kadar faydaları dokunur?

Muhterem anne ve babalar, çocuklarınızın dünyevi istikballerini, dünyevi konfor ve rahatlıklarını düşünüp ona göre tedbir aldığınız gibi acaba uhrervi istikbal ve rahatlıklarını da düşünebiliyor musunuz? Çocuğunuz Allah’a ne kadar yakın, çocuğunuz cami ve kur’an ile mesafesi, hemhal olması ne derecededir? Tabiri caizse Allah, Kur’an ve camiyle, namaz ve diğer ibadetler ile tanıştırmadığınız evladınızın hali nicedir? Bu çocuğunuz ilerde size ve topluma ne kadar faydalı bir birey olacaktır? Kur’an ve peygamber öğretileriyle tanıştırmadığınız evladınız size ne kadar değer verecektir? İlerde sizi sırtında mı taşıyacak veya sizi bir köşeye atıp dünyayı size zindan, cehennemi de kendine mekan mı eyleyecek? İşte bu sizin elinizdedir. Çocuklarınızı küçüklüklerinden beri islami terbiye ile yetiştirin. Eğer bilgi ve yetiştirme probleminiz var ise medrese ve kur’an kurslarına gönderin. Alimlerin dizleri dibinde yetişsin evlatlarınız. İbadetler ile beslensin ki bedenleri, böylelikle ruhları doysun. Hem kendilerine, hem sizlere ve hem de topluma faydalı bireyler olsunlar.

Gönül ister ki toplumumuzda, her ailede ilmiyle amel edenbirer hafiz veya alim yetişsin. Yetişsin ki üzerimizdeki bela ve musibetler kalksın; her gün cinayet, hırsızlık kumar ve fuhuş haberleriyle uyanmayalım. Neredeyse hapishanelerde yer kalmamış gayri islami yaşamın sonuçlarından dolayı. Toplum her geçen gün felaket uçurumlarına yuvarlanmakta. Kanaatsizliğin ve helal çalışmamanın verdiği ruhi bunalımlarla insanlar sadece bol para sahibi olmak adına her türlü ahlaksızlığa bulaşmaktalar. Sadece bedeni düşünen bir topluma dönüşüverdik. Ne dost, ne akrabalık kaldı ve ne de komşuluk. Böylesine birey ve toplumlar nasıl iflah olacaklar?

Öyleyse ey anne ve babalar! “ Ey iman edenler, kendinizi ve ehlinizi( ailenizi, neslinizi, kardeşlerinizi, eliniz ve emriniz altındaki kimseleri cehennemdeki) ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır. (cehennem) üzerinde (görevli olarak) oldukça sert, güçlü ve şiddetli melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse (kesinlikle yerine getirirler), O’na (asla) isyan etmezler ve emredildiklerine göre hareket ederler.” ( Tahrim suresi 6. ayet meali)

Anne ve babalara bir tavsiyem de şudur; mümkünse bir huzur(suz)evini ziyaret edin. Sorun oradaki insanlara, evlatları onları niye terkedip, kimsesizliğe mahkum etmişlerdir? Eminim ki ders ve ibretlerle dolu çok acayip hikayeler dinleyeceksinizdir. Ve yine eminim ki bu gerçek hayat hikayeleri kalan ömrünüze istikamet verecektir.

Çocuklarını islami terbiye ile yetiştirip her iki dünyanın huzuruna erişen ebeveynler olma dileklerimle, Allah’ın Hafiz ismine emanet olun. Selam ve dua ile…