Zamlar ile ilgili çok yazı kaleme alındı ve alınmaya devam ediyor, edecek gibi… Ama şu ana kadar her hangi bir müdahale yapılmadı veya müdahale ile ilgili her hangi bir açıklama da yapılmadı. Bu durum ülkemiz için hiç de içi açıcı bir durum değildir. Çünkü halk zamlardan bezmiş durumdadır. Gariban vatandaş zamlardan önce zor şartlar altında geçinmeye çalışıyordu. Zamlarla beraber geçinmek ise neredeyse imkânsız hale geldi.

Halkı bu denli sıkıntıya düşüren zamların düzeltilmesi gerekirken ilgili kişilerin gündeminde zam yoktur. Halkın idaresine talip kişiler başa geldiğinde verdikleri sözleri bir bir yerine getirmelidir. Çünkü halk, kendilerini yönetmek üzere başa gelen insanlardan doğal olarak bir beklenti içerisine girmektedir. Halkın bu beklentileri meşru olduğu müddetçe yerine getirilmelidir. Mevcut şartlarda halkı en çok mağdur eden husus, bir türlü önü alınamayan zamlardır. Koskoca bir devletin halkı bu kadar mağdur eden zamların önünü alamaması ise ayrı bir konudur.

Yazının başlığında de belirttiğim üzere zamların kontrolü çok kolaydır. Ama bu kolay işi neden hala yapmıyorlar ki bu durum halkı daha çok mağdur ediyor. Yani halk arasında son zamanlarda ’devlet bile zamlarla baş edemiyor’ diye söylenenler de oluyor. Vatandaş kendince böyle bir çıkarımda bulunuyor. Ama öyle değildir…

Bu konuda ben hükümete birkaç öneride bulunmak istiyorum;

-Tedbir olarak bakanlıklardan yapılan açıklamaların ivedilikle gereği gibi yerine getirilmesi lazımdır. Örneğin; konut kiralarında ve satışlarında yapılan fahiş zamlar konusunda ceza verileceği söylendi. Ama bunu Türkiye’nin her ilinde ve ilçesinde yapmıyorlar ya da kısmi olarak yerine getiriyorlar. Ama böylesi umumi bir sorunun ülkenin belli bir kısmında uygulanması ise sorunu kısmi olarak çözer ki halkın ihtiyaç duyduğu çözüm de bu değildir.

-Fahiş zam yapan hangi işyeri varsa bunların denetlenmesi ve denetleyecek ekibin iyi seçilmesi de çok önemlidir. Çünkü asıl işi söz konusu denetleme ekibi yapıyor. Bu ekiplerin sağlıklı bir şekilde takip edilip gerekli olan hususlar yerine getirilmezse denetlemenin ve ekiplerin hiçbir anlamı kalmaz.

-Söz konusu fahiş zamları yapan her kim olursa olsun gereği neyse yapılmalıdır. Yani birileri kayırılmamalıdır ki adalet yerini bulsun.

-Yapılacak denetimler esnasında; ’söz konusu uyarılar dikkate alınmaz ise fahiş zam yapan esnafın kamuoyuna açıklanacağı açıkça söylenmelidir’ şeklinde uyarılar yapılmalıdır. Çünkü yapılacak denetimlerin caydırıcı olması gerekir. Aksi halde istenilen neticenin alınması mümkün değildir.

-Yönetilen halk arasında bir ayrım gözetilmemelidir. Birilerinin refah seviyesi yükselirken birilerinin refah seviyesi düşmemelidir. Sesi çıkamayan vatandaşın sesi olunmalıdır ki bu denetimler sesi çıkamayan vatandaşın sesini duyuracaktır.

Evet, sıraladığım bu öneriler belki teoride vardır. Ama pratikte olmadığı kesindir. Çünkü sahada bunu göremiyoruz. Sahada etkileri görülmeyen bir çözümün hiçbir anlamı yoktur. Hükümet bu işi ciddi bir şekilde takip etmelidir. Çünkü ’Takip edilmeyen işler ölmeye mahkûmdur’ ilkesi gereğince hükümet takip işine azami önem göstermelidir. Bu ilke gereği hareket edilirse en çok faydayı hükümet görecektir.