Malum olduğu üzere Muharrem ayını idrak etmekteyiz. Muharrem ayının Müslümanlar açısından daha fazla önem arz etmesine vesile olan birçok olay var. Bu olayları şöyle sıralayabiliriz;

1- Hz. Âdem’in yeryüzüne gönderilişi ve tövbesinin kabul edilmesi

2- Hz. Nuh’un ve ona tabi olanların tufandan kurtuluşu

3- Hz. Yunus’un tövbesinin kabul edilişi ve balığın karnından Allah’ın yardımıyla kurtulması

4- Hz. Yusuf’un kuyudan kurtulması

5- Hz. Davud’un tövbesinin kabul edilmesi

6- Hz. Musa ve kavminin Firavunun zulmünden kurtulması

7- Hz. İsa’nın doğumu

8- Hz. Eyüp’ün hastalıktan kurtulup şifa bulması

9- Hz. Yakup’un oğlu Hz. Yusuf’un özleminden ama olan gözlerinin görür hale gelmesi

10- Hz. İbrahim’in ateşten selametle kurtulması

Yukarıda zikrettiğimiz olayların hepsi 10 Muharrem’de meydana gelmiş. Zikrettiğimiz olayların her biri kendi dönemi içerisinde ciddi bir öneme sahip olup birer dönüm noktası hükmündedir. Olayların dönüm noktası olmasının en büyük sebebi Allah’ın kendi rızası için çalışan kullarını yardımsız bırakmaması ve mümin kullarını inkârcılara ve zalimlere karşı korumasıdır.

Aşure günü yani 10 muharremde gerçekleşen ve İslam dünyasını yasa boğan en hüzünlü olay ise Hz. Hüseyin’in Kerbela’da vahşice katledilmesidir. Bu olay tarihte gerçekleşen ve isimlerini yukarıda zikrettiğimiz olaylara nazaran çok farklı bir anlam ifade etmektedir. Diğer olaylara nazaran farklı bir anlam ifade etmesini şöyle izah edebiliriz. Tabi bunu izah ederken Kerbela olayının tarihi sürecine girmeden daha çok olayın ders ve ibret yönünü vurgulamaya çalışacağım ki günümüz Müslümanları için elzem olan da budur zaten…

a- Hz. Hüseyin, İslam ümmetini idare edecek kişinin heva ve hevesine düşkün biri olamayacağına inanan ve heva ve hevesine düşkünlüğüyle bilinen Yezidin bu idareyi elde etmesine müsaade etmeyen bir muvahhittir. Bu özelliğini yani Hz. Hüseyin’in muvahhit oluşunu kerbela olayını okuyan her Müslüman fark etmiştir.

b- Bu katliamı işleyen kişi Muaviyenin oğlu Yezid’tir. Yani bir Müslüman’ın oğludur. Sırf dünya ve içindekilerine olan sevgisinden dolayı Ehl-i beyt’in 70 mensubunu katletmiştir. Bu katliama destek verenlerin içerisinde Sad bin ebi Vakkas’ın oğlu Ömer b. Sad da var. Kendisine vaat edilen bir dünyalıktan ötürü Ehl-i beytin kanına elini bulaştırmıştır. İşte 10 muharremde gerçekleşen diğer olaylardan en büyük farkı da budur. Bir tarafta Heva ve hevesinin kurbanı olmuş Yezid diğer tarafta da bir makam uğruna elini ehl-i beytin kanına bulayan Ömer b. Sad var.

c- O gün yani Hz. Hüseyin’in katledildiği gün, İslam ümmeti gaflet uykusuna dalmış ve dünya menfaatlerinin esiri olmuştular. O kadar zelil bir durumdaydılar ki Resulullah’ın ailesi olan Ehl-i beyti koruyamamış aksine olayı her hangi bir aidiyet hissetmeden seyretmişlerdir. Bu hal İslam ümmeti için bir ayıp ve aynı zamanda bir kayıptır. Evet, her ne kadar kerbela olayı tarihte yaşanmış olsa da tarihin tekerrür boyutu söz konusu olduğu için kerbela olayına benzer katliamlar hala gerçekleşmektedir. İslam ümmetinin günümüzde gerçekleşen olaylara karşı tavrı cılız olmamalıdır. Her türlü imkânlarını bu tür katliamların olmaması için seferber etmelidir. Yukarıda zikrettiğimiz olaylardan bir farkı da budur. Hz. İbrahim ateşe atıldığı sırada bir karıncanın ağzındaki su ile ateşi söndürmeye gittiğine dair bir rivayet vardır. Karıncaya, küçücük ağzındaki su ile ateşi söndürmeye ne faydan olabilir ki denildi. O da; olsun! en azından safım belli olsun. Cevabını verdi. Bir karınca Halilullah’ı ateşe karşı korumak için harekete geçmişken biz İslam ümmeti Hz. Hüseyin’e nasıl olur da sahip çıkmadı. Nasıl olur da bu zulme sessiz kaldı. Günümüz Müslümanları olarak da benzeri zulümlere karşı en azından karınca gibi safımızı belli edelim ve aynı safta olduğumuz Müslümanların zulme maruz kalmalarına sessiz kalmayalım.

d- Hz. Hüseyin izzeti ve şerefi nasıl muhafaza edeceğini ispat etti ve bunu bütün dünyaya gösterdi. Bizler de İslam’ın izzet ve şerefini muhafaza etmek istiyorsak bunu Hz. Hüseyin’den fazlasıyla öğrenebiliriz. Bunun için de onu iyi okumalı ve iyi tanımalıyız. En önemlisi zulme karşı ’’ HEY HAT MİNEZZİLLEH’’ diyebilelim…