‘’Bizim telefonun çocukları’’ dediğimizde hepiniz anlamışsınızdır kimden bahsediyoruz veya neyi konuşacağı diye. Fakat hepimizin bildiği telefonun zararları üzerinde çok durmayacağım belki yine hepimizin bildiği ve gündemine tekrar tekrar taşınmasını istediği bir konudur telefon, tablet vb. cihazların zararları. Çünkü hemen hemen her birimiz çocuğumuzun telefon, tablet vs. kullanımını engelleme çabamızın başarısızlıkla sonuçlandığını, anne-baba-evlat kısacası aile içi ilişkilere zarar verdiğini bu nedenle birilerinin bu konuya el atmasını istediğini görüyoruz ya da yaşıyoruz. Ancak bu bakış açısı, sadece içine düşülen denizden çıkma çabası olarak görülürse haklılık payı verilebilir. Aksi takdirde haklılık payı yok denecek kadar azdır. Çünkü çocuklarımızı veya kendimizi bu denize bütün uyarılara rağmen bırakan bizleriz. Bizim, veliler olarak çocuklarımıza zaman ayırmayışımız, onlarla gezmeyişimiz, bazen bir futbol maçı, bazen ev içerişinde de olsa bir satranç oyunu, bazen kendisinin veya kendilerinin de söz alabildiği, kendilerini ifade edebildikleri bir aile sohbeti ortamını vermediğimiz ve bunun tam tersi olarak yemek yaparken kendisinin rahat bırakılmasını, temizlik esnasında çocukların ayak altında dolaşmamasını isteyen anne ile eve geldiğinde yorgunluğundan dolayı yerinden kalkacak durumda olamayıp yorgun başını telefonun ekranından kaldır(a)mayan babaların ve buna karşılık günün yorgunluğunu üzerinden telefonu veya televizyondaki dizisiyle atmaya çalışan annenlerin telefona veya tablete evlatlık verdiği çocuklardan bahsedeceğiz.

Gelin Yarından değil bugünden itibaren iletişimlerimizi kestiğimiz ailemizle tekrar tanışalım.

Bugün tanışma günümüz olsun. Kendisine evlatlık verdiğimiz çocuklarımızı telefonlardan tabletlerden geri alalım,

Yorgunluktan başımızı üzerinden kaldır(a)madığımız telefonlarımızı, tabletlerimizi biraz dinlenmeleri için onların bizleri, bizim onları görmeyeceğimiz bir alana bırakalım.

Ve birbirimizle geçiremediğimiz zamanın özlemini biraz da olsa giderelim.

Mesela en son evladımız ile ne zaman baş başa oturup sohbet ettiğimizi düşünelim. Bunun eksikliğini hissettiğimizde evladımıza sıkıca sarılalım biraz yabancılık çekebiliriz ama zamanla atlatacağız diye inanıyorum. Ve göreceksiniz ki evladımıza sarılmamız, başını okşamamız, onlara bir güleryüz göstermemiz eski diye özlem duyduğumuz aile ortamına götürecektir bizleri. Elbetteki zamanın ihtiyaçları olan teknolojiden uzak durmayacağız fakat kontrollü kullanımı öğrenmek ve öğretmek zorunda olduğumuz çocuğumuzu gizliden değil de onunla birlikte kullandığı cihazında istediklerini yaparak ve istediği oyunu birlikte oynayarak kontrol edebiliriz. Telefon veya tableti bu şekilde kullanan çocuk bizimle diğer alanlarda da zaman geçirmek isteyecek ve odasında sizden uzakta yaşama isteğini yavaş yavaş sizinle birlikte zaman geçirme arzusuna çevirecektir. Bugün başlıyoruz vesselam.