Siyonist İsrail yine adeti olduğu üzere bu yılda ramazan ayında Filistin’e
saldırmayı ihmal etmedi. Hesaplamaya göre Siyonist rejim her zamanki gibi yakıp,
yıkıp, katliam yapacak ama onlara dönük hiçbir faturası olmayacaktı. Fakat
hamdolsun ki bu sefer direniş onların planlarını altüst etmeyi başardı. Daha
önceki saldırılarda Hamas karşılık verince ancak on beş, yirmi kilometreyi
aşamayan füzelerle Siyonist yerleşimlerinde sadece ufak yangınlarla paniğe yol
açarken, son saldırılarda Hamas ve direniş ekseni muazzam bir karşılık vererek
gelişi güzel füze atma yerine, hedef gözeterek hem telavivi hem de
Siyonistlerin Gaspettiği diğer yerleşim yerlerini vurarak Siyonistleri en sevdiği
dünya zevklerinden mahrum bırakarak sığınaklarda yaşamaya mecbur bıraktı.
Çünkü rabbimiz Yahudileri tarif ederken onları
dünya hayatına en düşkün olan topluluk olarak tarif eder. Şüphesiz bu haris
huyları bir yandan onlara katliam için zemin hazırlarken, diğer taraftan
onların sonunu da hızlandırmaktadır. Üstad bediüzzamanın tarifiyle meseleyi
değerlendirecek olursak; hırs sebebi hasarettir diyerek genelde tüm insanlığa
özelde ise Siyonistler açısından değerlendirdiğimizde hedeflerine
ulaşamayacaklardır. Zaten son saldırılarda onları şaşkına dönderen direnişin
silah gücünün yanında, sadece Gazze’de değil bir bütün olarak Filistin
topraklarında direniş gösterilmesi ve mescidi aksada yüzbine yakın insanın her
türlü baskıya rağmen direnmekten vazgeçmemeleri, bunların yanına birde Ürdün’deki
milyonları geçen halk kitlesinin sınıra yürüyüp barikatları zorlamaları direniş
açısından ciddi bir kazanım olmasının yanında, Siyonistlerin hedeflerine
ulaşamayacaklarının bir kanıtı oldu.
Bu savaşta bir çok yeniliğin yanında Hamasın
artık batı şeria’yıda büyük ölçüde Mahmut Abbas’ın etkisinden kurtarmasına
sebep oldu. Abbas istemeye, istemeye direnişe destek olmak zorunda kaldı.
Yetmedi darbeci sisi bile refah sınır kapısını açmaktan başka çare bulamadı.
Malum olduğu üzere bugüne kadar’ki neredeyse tüm saldırıları Gazze tek başına
ber taraf etmeye çalışıyor ve batı şeriada tüm çağrılara rağmen ciddi bir
destek alamıyorlardı. Dolayısıyla bu savaşın en büyük kazanımı filistinin
tamamında direnişe desteğin somutlaşmış hale gelmiş olmasıdır.
KUZEYİN ASLANLARI
Saldırılardan kısa bir süre önceydi sosyal medyada m. Emin yıldırım
hocanın 2016 yılında mescidi aksa ziyareti esnasında yaptığı bir konuşmaya denk
geldim. Konuşmasında Yahudilerin azgınlığı neticesinde tarihte karşılaştıkları
zillet ve meskeneti anlatıyordu. Yahudilere o dönem bunu yaşatan babil kralı
buhtunnasırdı. Kuranı kerim konuyu İsra suresinin ilk on ayetinde ele alır ve
ikinci bir kez Yahudilerin azgınlıkları neticesinde aynı zilleti
yaşayacaklarını, onlara bu zilleti tattıracak olanların aynı bölgeden yani
Mezopotamya’dan diğer bir ifadeyle Kürdistan bölgesinden geleceğini söylüyordu.
Tevrat bu gelecek olanları kuzeyin aslanları olarak ifade ediyor. Konuya bu
pencereden baktığımızda bölgedeki İslami çalışmaların niye bu kadar önemli
olduğu, Siyonistlerin ve bölgedeki yandaşlarının Kudüs’le ilgili faaliyet ve
hassasiyetlere Kürtlerin mazlumiyetini kullanarak gösterdikleri düşmanlıkları
daha iyi anlayabiliriz.
KUDÜS’ÜN KILICI 0PERASYONU VE KUZEYİN ASLANLARI
Necmi AKSONA
Yorumlar