Kısıtlama ile geçen bir yıldan sonra tam kapanma uygulamasıyla corona ile mücadeleye devam ediyoruz. Doğrusu Türkiye için tam kapanma uygulaması kaçınılmaz hale gelmişti. Çünkü virüs gittikçe artıyor ve bu artma da kendisini iyice hissetirmiştir. Bu artışın önüne geçmek ve vaka sayılarını düşürme adına böyle bir uygulamaya başvuruldu. Tam kapanma uygulaması ise her insanı her kurumu olumsuz yönde etkilemiş durumdadır. Ama söz konusu insan sağlığı olunca böylesi bir uygulamaya gitmek elzem hale gelmiştir.
Tabi, her ne kadar tam kapanma kaçınılmaz hale gelmişti desek de bazı ayrıntaların gözden kaçırıldığı görülmektedir. Ayrıntı deyip geçmemek lazım. Çünkü birçok şey ihmal edilen, unutulan veya gözden kaçırılan ayrıntılarda gizlidir. Bu sebeple ayrıntılar önemsenmelidir ki ayrıntıların dışında kalan diğer hususlar da hedefine ulaşabilsin…
Tam kapanma dediğimiz zaman, aklımıza sadece ekmek alabileceğimiz bir fırın, tedavi olacağımız bir hastene ve acil ihtiyacımızı alabileceğimiz bir marketin açık olduğu bir süreç akla gelmektedir. Ama tam kapanmanın devam ettiği bu süreçte neredeyse birçok iş yerinin ve devlet kurumunun açık olduğunu görüyoruz. Açık olan bu işyerlerinin tabii olarak giden geleni olacak ve dolayısıyla bir etkileşim olacaktır. Bu etkileşim de tam kapanma kavramının kısmi kapanma olarak değişmesini gerektirecektir. Çünkü adı üstünde ’’tam kapanma’’ deniliyor. Ama tam değil kısmi kapanma…
Madem tam kapanma hususunda imkânlar el vermiyor o halde bunu kısmi kapanma olarak devam ettirmek daha makul görünüyor. Çünkü tam kapanma hem devlet bütçesini hem de irili ufaklı her esnafı ciddi manada zorlayacaktır. Dolayısıyla bazı esnekliklerin daha uygulamaya geçirilmesi lazım;
-Oto sanayi sitelerinin haftanın iki günü halka açılması gerekir. Çünkü devlet kurumlarının bazıları daha doğrusu çoğu açık durumda olup işe gidip gelen birçok devlet memuru var. Bu memurların birçoğu arabalarıyla gidip geliyor. Bunun yanında kurumların resmi araçları, birçok yetkilinin makam aracı ve belediye otobüsleri gibi birçok vasıta çalışıyor durumdadır. Haliyle bu araçların arıza verme durumu da vardır ve mümkündür de. O halde bu araçlar için ve devletin kurumsal faaliyetleri için oto sanayi sitelerinin haftanın belli günlerinde açık olması daha makul gözükmektedir ki halktan böyle bir talep de söz konusudur. Bunun yanında arabası arıza veren bir vatandaşın acil bir hastası olursa ve anbulans da gecikirse ya da gelemez ise bunun sorumlusu kim olacak ya da mağdur edilen bu vatandaşın mağduriyetini kim giderecek. Ya da mağduriyeti gidermek için geç olmaz mı?
-Bu süreçte her esnafın değil her vatandaşın mağduriyetleri giderilmeye çalışılmalıdır. Bu mağduriyetler giderildiği zaman tam kapan için belirlenen süre dikkate alınarak mağduriyetlere cevap verilmelidir. Çünkü ortada 18 gün var. On sekiz gün kapalı olan bir esnaf için verilen nakit yardımı esnafı bir nebze de olsa rahatlatacak düzeyde bir yardım olmalıdır. Aynı şey esnaf veya memur olmayan vatandaş için de geçerlidir. En azından vatandaşa yapılacak yardım bir aylık kirasını, ev giderini ve bayram ihtiyacını karşılacak kadar düzeyde olmalıdır. Çünkü vatandaş bu konuda tedirgindir.
Her ne sebeple olursa olsun alınan her önlem ve kısıtlama kararında mutlaka en alt tabakadaki vatandaşın hesabı yapılmalı ve en önemlisi de empati kurulmalıdır.
Allahu zülcelal bu musibeti üzerimizden bir an önce def eylesin ve bizleri de hadiselerden ibret alan kullarından eylesin. Âmin…