Geçen haftaki yazımda ‘hayâ’ konusu üzerinde durmuştuk ve yazının devam edeceğini söylemiştik. Bir önceki yazımda hayâ ile ilgili bir hadis-i şerif’i köşemize konuk etmiştik ve bu hadisi üzerinden konuyu izah etmeye çalışmıştık. Bu hafta da toplumun içinde gittikçe artan hayâsızlık örneklerine değineceğim inşallah…
Evet, hayâ konusu oldukça mühim bir meseledir. Çünkü hayâdan mahrum bir toplum her türlü dini ve kültürel değerini yitirir. Her türlü dini ve kültürel değerini yitiren bir toplum ise her türlü bela ve musibete hazır olmalıdır. Çünkü dini ve kültürel değerlerinden uzaklaşan toplumlar tarihte nice bela ve musibetlere duçar olmuştur.
İlk örneği Hz. Lut’un (as) kavminden verelim. O’nun kavmi o kadar azgın bir topluluk hale gelmişti ki kavmin erkekleri kadınlarına meşru yoldan yaklaşabiliyorken bunu bırakıp erkeklerle ilişkiye girmeye başlamışlardı. Bu durum hayâ perdesinin yırtıldığı ve hiçbir ahlaki ölçünün kalmadığı bir atmosferi ve bu atmosferde yaşayan insanların ne derece yoldan çıktığını gösteriyor. Lut (as) bu kavme o kadar nasihat etmesine ve onları bu pis ahlaklarından vazgeçirmeye çalışmasına rağmen onlar bu ahlaklarında ısrar ediyor ve Hz. Lut’u (as) hiç takmıyorlardı. Ve netice olarak bu ahlaksız kavim Allah’ın lanetine uğramış ve helak olmuştur.
Hz. Lut’un (as) gönderildiği bu kavmin örneğini vermemin sebebi tarihin tekerrür eden bir yönün olmasındandır. Maalesef bu kirli ve bir o kadar da zararlı ahlakın modern versiyonunu günümüzde de müşahede etmekteyiz. Bu ahlakın takipçileri artık kurumsallaşmışlar. Kendilerine ait dernekleri bulunup faaliyetlerini bu dernekler aracılığıyla yürütmektedirler. Toplum içerisindeki bu kurumsallaşma adımları kendilerini meşru göstermek ve toplum içerisinde itibar kazanmak içindir. Yani hayâsızlığın kurumsallaşmış bir hal alması, günümüz insanının ahlaki olarak ne derece bir risk altında olduğunu gösteriyor.
Bu hayâsızlık geçmişte insanlar içerisinde yaşanan günümüzde de örnekleri olan bir meseledir. Fakat hayâsızlık sadece Hz. Lut (as) gönderildiği kavmin yaptıklarından ibaret değildir. Günümüzde insanların hayâ duygusundan uzak kalmasının nedenlerinden biri de teknolojinin uygunsuz kullanılmasıdır. Teknoloji insanların hayatının kolaylaştıran güzel bir nimettir. Ama şu ana kadar insanların çoğunluğu bu nimeti yanlış kullanıp ve hayâ duygularının tahrip olmasına hatta yok olmasına sebep olmaktadırlar. Her kesin elinde androidli telefon bulunmaktadır. Ellerindeki bu telefonları kullanırken bazen isteyerek bazen de istemeyerek nahoş görüntülerle karşılaşabiliyor. Bu görüntüler de hayâ duygusunun yıpranmasına ve bu nahoş görüntüleri de normal karşılamalarına sebep oluyor.
Bu duruma dur demek için hepimizin el birliği yapması lazım. Başta bu toplumun gençleri olmak üzere herkes bu hayâsızca akına karşı el birliğiyle hareket etmelidir. Aksi halde hem gençlerimizi hem onca manevi değerimizi kaybederiz. Bu hal ise düşünülmesi bile insan aklına zor gelen bir durumdur.
her istediğini değil, Allah’ın istediklerini yerine getirenlere selam olsun.