Yusuf Türk

Zamlarla alakalı, ocak ayı içerisinde bir yazı yazmıştım. Ama ne yazık ki zamlar azalmadı aksine arttı. Durum böyle olunca, konu hakkında tekrar bir yazı yazmak icap etti.

Doğrusu zamlar milletin belini bükmüş durumda. Beli bükülmüşler ise fakir olan ve gideri gelirinden fazla olan mağdurlardır. Fakir olan vatandaş elini neye atsa ateş pahası bir durumda. Bu sebeple ihtiyaç kadarı alması gerekirken ihtiyaçtan daha az almak zorunda kalıyor. Haliyle, ihtiyaçtan daha az aldığı için de aldığı miktar çabuk tükeniyor ve yine alışverişe çıkıyor. Anlayacağınız, zamlar vatandaşı çıkmaza sokmuş durumda. Kemer sıkma politikası sadece fakir vatandaş için geçerli maalesef…

Zamlara acil bir çeki düzen gelmesi gerekir aksi halde her esnaf kendine göre bir çeki düzen verecektir. Verecektir dedim ama bazı esnaflar kendine göre bir çek düzen vermiş zaten… Devlet gereken denetimi yapmaz ise esnaf da gereken zammı yapar. Kendine göre bir zam çizelgesi uygulayan esnaf topluma karşı bir suç işlemiş durumdadır. Bu davranış ne insanidir ne vicdanidir ne de İslamidir.

Konu ile ilgili olarak peygamber efendimizden bir anekdot paylaşmak istiyorum; peygamber efendimiz bir gün Medine esnafını kontrole çıkmıştı. O sırada bir esnafın yanında durdu ve esnafın tezgâhında ağzı açık bir buğday çuvalı bulunuyordu. Bunun üzerine peygamber efendimiz(sav) elini buğday çuvalının içine daldırdı ve çuvalın alt kısmının ıslak olduğunu hissetti. Bunun üzerine şu hadis-i şerifi ferman buyurdular; ”men ğeşşena feleyse minna yani bizi aldatan bizden değildir.”

Söz konusu anekdota bakıldığı zaman ciddi bir tehdit görülmektedir. Çünkü peygamber efendimiz, Müslümanları aldatanları ümmetinden kabul etmiyor. Hz. Muhammed’in (sav) Müslümanları aldatanları ümmetinden kabul etmeyişi ise aldatan kişinin ahreti açısından ciddi bir tehlikedir.

Bu vesileyle Türkiye’deki bütün vatandaşları ve bilhassa esnafları adil olmaya davet ediyorum. Kazancını birkaç kuruş artırmak için ahreti heder etmeye gerek yoktur ve bu davranış hakiki ticarete de uymayan bir davranıştır. Zamları fırsat bilip ürünlere belirlenen miktardan daha fazla zam yapmak esnafın ticari gücünün artırmaz aksine ticari gücünü zamanla zayıflatır.

Devletin de kontrolden çıkmış zamları kontrol altına alması şarttır. Bu şart gerçekleşmezse vatandaşın devletine olan güveni azalır ki vatandaş yaşadığı toprakta güvenle alışverişini yapmıyorsa bu vebal devletin boynundadır. Devletin mesuliyeti sadece zamlar konusunda kontrolü sağlamak değildir. Aksine vatandaşı mağdur eden her haksız uygulamayı kontrol altına almak ve adil olanı uygulamaktır.

Evine ekmek götüren vatandaşın götürdüğü ekmeğin ev halkına yetmesi gerekir. Ama zamlar buna müsaade etmiyor. Bir yandan asgari ücrete zam yapmak bir yandan da piyasadaki her ürüne zam yapmak netice olarak faydalı bir uygulama değildir. Asgari ücrete yapılan zam, vatandaşın rahat bir nefes almasına vesile olmalıdır. Ama maalesef, zamlar vatandaşın aldığı nefesi kursağında bırakıyor.

Zamlar, kontrolden çıktı. Ciddi bir denetim şart…