Son zamanlarda ağaç dikme çalışmaları artıyor ve bu çalışma, Türkiye’nin
gelecekte çorak olmaması ve ağaçsız kalmaması açısından önemlidir. Ağaç dikme
çalışması peygamber efendimizin tavsiye ettiği bir uygulamadır. Bu uygulama o
kadar önemli bir uygulamadır ki peygamber efendimiz bir hadis-i
şeriflerinde;”kıyametin yarın kopacağını bilsen dahi vaktin varsa ağaç dik”
deyip ağaç dikmek için zamanla yarışmamız gerektiğini vurgulamıştır. Bu
uygulama Türkiye’nin bütün vatandaşları, siyasi partileri, sivil toplum
kuruluşları ve bütün devlet kademeleri tarafından destek görmelidir. Ki takip
edildiği kadarıyla ağaç dikme çalışmasına farklı kesimlerden de destek verildi.
Peki, geleceğimiz olan genç fidanlarımız!
Milyonlarca genç, bunlar ne durumda hiç soran var mı? Ağaç dikme güzel bir
iştir ki bunu peygamberimiz tavsiye etmiştir. Ama gençlerimiz bizim en büyük
servetimiz değil midir? Evet, en büyük servetimizdir. Zaten ağaçları,
geleceğimizin büyükleri olan gençlerimiz ve çocuklarımız için dikmiyor muyuz?
Yeryüzündeki her nimet insanın Allah’a kulluk etmesi için hizmetine
sunulmuştur. Ama gençlerimiz nimetleri değerlendirmede sınıfta kalmış durumda.
Peki, hangi gelecek için ağaç dikiyoruz?
Esrar, eroin vb. yabancı maddeleri kullanan gençler için mi?
Eğlence mekânlarında keyif çatan ve sorumluluk bilinci sıfır olan gençler için
mi?
Akşamları genç saatlere kadar dışarıda kalan ve anne-babasını umursamayan
gençler için mi?
Dikilen ağaçları basit bir ihtiyacını karşılamak için kesmekten kaçınmayacak
gençler için mi?
Evet, ormanlarımız olmalı ama bu ormanlara sahip çıkacak bir neslimiz de
olmalıdır. Aksi halde bir yandan yapıp bir yandan bozduğumuzun farkına geç
varabiliriz. Biz bir taraftan gençlere gelecek hazırlarken bir taraftan da
geleceğini hazırladığımız gençleri de buna hazır hale getirmeliyiz.
Türkiye genç potansiyeli iyi denecek bir düzeydedir. Ama bu potansiyel
değerlendirilmiyor diyebilirim. Bizlerin
bu genç fidanlara sahip çıkması gerekir. Gençlerin dünyevi ve uhrevi olarak
ülke için bir avantaj haline getirilmesi lazım.
Bu gençlere, dünyaya niçin geldiğini ve ne yapması gerektiğinin şuuru verilmesi
gerek. Dünya ve ahretlerinin kuşun iki kanadı gibi olduğunu ve sadece bir kanat
ile uçulamayacağının öğretilmesi gerekir. Birileri sadece dünya menfaatini
aşılayıp diğer bir kesim de dünyevi hiçbir imkân sunmadan sadece ahreti
aşılarsa ortaya iki zıt kutup çıkar ve hayat çekilmez olur.
Gençlerimiz en değerli sermayemizdir ve bu sermayeyi geleceğimiz için maddi ve
manevi olarak hazır hale getirmeliyiz. Manevi olarak eksikleri ve zaafları olan
gençlerin elinden tutup yardımcı olmalıyız. Maddi olarak da ihtiyacı varsa imkân
sunup kendisini bu konuda rahatlatmamız lazım.
Yeşil bir memleket için temiz bir nesil şart…