Ahlaktan yoksun sözde medeniler, dindar Ağrı halkının dini değerlerini hiçe sayarak ahlaksızlıklarına devam ediyor. Ağrı’da Defile ve dizi çekimleri adı altında bir yozlaştırma girişiminde bulunulmuştu. En son ise 20 Ukraynalı kadının Ağrı Dağında çektikleri açık saçık görüntüler pes dedirtti. Bu mesele basit bir mesele değildir. Bu mesele, Ağrı halkının dini değerlerini hiçe sayma ve söz konusu yöre halkının gençlerinin ahlakını bozma girişimidir.
Yaptıkları bu çirkeflikleri için de Türkiye ve yöre halkı için manevi bir değer olan büyük âlim ve mütefekkir Şeyh Ahmed-i Hani hazretlerinin metfun olduğu bir yeri seçmeleri ise işin cabası. Kaldı ki ahlaksızlıklarını sergiledikleri yer tarihi olarak da ciddi bir öneme sahip, çünkü söz konusu yerde İshak Paşa Sarayı var. Yaptıkları bu çirkefliklerle, halkın dikkatini buranın manevi ve tarihi yönünden çevirmeye çalışıyorlar. Ağrı denilince ya da Doğubayazıt denilince akla ilk gelen iki şey; büyük âlim ve mütefekkir Şeyh Ahmed-i Hani hazretleri ve tarihi İshak Paşa Sarayıdır. Ama bu tür ahlaksızlıklara sessiz kalınırsa Ağrı veya Doğubayazıt denilince akla daha farklı şeyler gelebilir ki bunun hayali bile zor geliyor.
Evet, sosyal medyada takip ettiğim kadarıyla tepkiler var ama bu tepkiler yeterli düzeyde değildir. Tepki verenlerin tepkilerine devam etmeleri gerekir. Kanaatime göre de meselenin en önemli boyutu da burası, yani ahlaksızlığa tepkisiz kalmamak… Sessiz kalırsak ahlaksızlığa devam ederler ve bedelini aile ve toplum olarak ödemek zorunda kalırız.
Söz konusu ahlaksızlığa tepki verme noktasında Ağrı halkını yalnız bırakmamak lazım çünkü yazının başlığında da söylediğim gibi bugün Ağrı’da yarın…(Van, Bitlis, Muş…) netice itibariyle aynı dini hassasiyete sahip insanlarız. Söz konusu bayanlar taa Ukrayna’dan gelip bu ahlaksızlığı yapıyorsa biz de yanı başımızda bulunan Ağrılı kardeşlerimizin tepkilerini ve haklılıklarını yayalım.
Tabi, bir yörenin kültürel ve tarihini yönünü ön plana çıkarmak ve bu minvalde çalışmalar yapmak gerekir ama bunu yaparken halkın inanç değerlerini hiçe saymak ne insani ne de vicdanidir. Daha doğrusu mantıklı bir açıklaması olamaz.
Yöre halkının dini değerlerine aykırı olan söz konusu ahlaksızlığın durdurulması için yerel idarecilerin meseleye el atması gerektiğinin kanaatindeyim. Çünkü bu durumdan rahatsız olan insanlar var ve bu insanların sesi duyulmalıdır. Haklı tepkilerine kayıtsız kalınmamalı…
Bunun yanında bu tür ahlaksızlıklara manevi şahsiyetlerin ve tarihi mekânların alet edilmesi hususu da ele alınması gereken önemli bir meseledir. Çünkü bu manevi şahsiyetler ve tarihi mekânlar, yerel yöneticilere birer emanettir. Şeyh Ahmed-i Hani hazretleri ve İshak Paşa bugün sağ olsalardı eminim ki buna asla razı olmazlardı.
Vesselam…

.