Yusuf TÜRK
Şehadet ayı olan şubat ayını idrak etmekteyiz. Aylar, içinde bulundukları mevsime göre kategorize edilmektedir. Söz konusu şubat olunca kış mevsimi akla gelir fakat şubatın gündemi kış değil şehadettir. Çünkü bu ayda nice güzide İslam erleri, gecesini ve gündüzünü bir edip icra ettikleri İslami hizmetlerini, peygamberlerin dahi istedikleri Şehadet makamıyla taçlandırmışlarıdır. Neden, peygamberler bu makama ulaşmak Allah’a dua etmişler?
Evet, bu soruya verilecek cevap çok önemlidir. Çünkü bu soruya gereken cevabı verebilirsek, şehadetin ne kadar yüce bir makam olduğunu bir nebze olsa da anlamış olacağız.
Öncelikle, Allah’ın (cc) Şehadet makamı için kitabında beyan buyurduğu ayetlerin bazılarına bakalım;
-Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler hesap etmeyin. Aksine onlar diridirler ve Allah katında rızıklanmaktadırlar.(Al-i İmran-159) bir insanın hayatta olduğuna en büyük delil, onun Allah tarafından rızıklandırılıyor olmasıdır. Bu ayette de “ Allah katında rızıklanmaktadırlar” ibaresi geçmektedir. Dolayısıyla şehitler ölü değildir. Ölü diyen Allah’ın emrine karşı gelmiş olur.
-“Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Aksine onlar diridirler fakat siz bunu idrak edemezsiniz.” (Bakara-154) ayet-i kerime de ise Allah yolunda ölenlerin diri olduğu beyan buyrulmaktadır. Aciz olan biz insanların bu durumu anlamada yetersiz kalınacağını beyan edilmektedir. Anlamak için çaba sarf etmeye gerek yoktur. Çünkü her uzvun bir sınırı olduğu gibi aklın da bir sınırı vardır. Bu durumda bir Müslüman’ın yapması gereken şey şu olmalıdır kanaatimce; bu makama erişmek için yapılması gerekenleri gereği gibi yapmak. Bunun neticesinde şehadete erişilmese de Şehadet ecri alınmış olunur inşaallah.
Peygamber efendimizin de Şehadet makamına değindiği birçok hadis-i şerifi vardır. Dilerseniz bunların bazılarına da değinelim;
-“Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.” (Buhari) Bir Müslüman neden on defa üst üste ölmeyi arzu etsin? Demek ki bu makamda bizim bilmediğimiz idrakine varamadığımız sırlar vardır. Onun içindir ki dünyaya gelmek istemeleri onların dünyaya olan ilgilerinden değildir. Bilakis Allah yolunda ölmeye duydukları özlemden kaynaklanmaktadır.
-“Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi sonra diriltilmeyi ve öldürülmeyi, tekrar diriltilmeyi ve öldürülmeyi, tekrar diriltilip öldürülmeyi isterim.(Buhari) peygamber efendimizin şehadete bu kadar özlem duyması dahi şehadetin ne kadar yüce bir makam olduğunu anlamak için yeterlidir. Çünkü peygamber efendimiz bir husus hakkında bize tavsiyede bulunmak ile beraber kendisi de bunu bu makama erişmek için Allah’a dua etmiştir.
-“Kim kalbinden sadık bir niyetle Allah’tan şehadet isterse, yatağında ölse bile Allah onu şehitlerin mertebelerine ulaştırır” buyurmaktadır.(Müslim) O kadar ulvi bir makam ki kim unu samimi bir niyetle isterse ve şehadete layık bir hayat sürerse şehit olarak Allah’a ruhunu teslim etmese de onun ecrini alır.
Şehitler hesaba çekilmeden direk Allah’ın lütfuna mazhar olur. Değindiğimiz ayet ve hadisleri iyice tefekkür ettiğimiz zaman Allah yolunda can vermenin arzusuyla yaşayan ve bu uğurda şehit düşen özelde şubat ayı şehitlerini genelde tüm İslam şehitlerini anlamış oluruz inşaallah.
Selem olsun 40 bin Hama şehidine, İskilipli Atıf Hoca’ya, Erbilli M. Esad Efendiye, İmam Hasan El-Bennaya, Şeyh Said ve arkadaşlarına, Malcolm X’e, El-Halil Camii şehitlerine, Şeyh İzzeddin El-Kassam’a, Seyyid Abbas Musavi’ye, Şeyh Ragıb Harb’a, Şeyh Şamil’e, Süleyman Akyüz’e, Metin Yüksel’e, Molla Gıyasettin Barlak’a, Molla Zeki Atak’a…
Allah bizleri bu aziz İslam şehitlerinin yolundan ayırmasın ve şefaatlerinden mahrum etmesin. Âmin
Allah'a emanet olun