(Muhakkak biz, peygamberlerimize ve mü minlere dünya hayatında ve şahidlerin ayağa kalkacakları günde mutlaka yardım ederiz.) (el- Mü’min 51)

Allah kendisine iman edenleri, emirlerini yerine getirenleri, Resul’üne tabi olanları zafer ile müjdeliyor . Bu Allah’ın adetidir (sünnetullahtır) kendisine nankörlük edenleri, icabet etmeyenleri, Resul’üne uymayanları zelil edeceği de yine sünnetullahtır.

Zikrettiğimiz ayette İslami ölçü er yada geç bu şekilde işliyor.Yani hak Tebareke ve Teala hak ehlini bu dünyada Zafer,ahirette ise cennet nimetleri ile rızıklandıracaktır.

Peki bugün hak ehli olduğunu İddia edenler ve büyük kitleleri arkalarından sürükleyenler neden zafere ulaşamıyor ? Niçin bu şanlı Ümmet için taş üstüne taş koyamıyorlar? Kirletilen İffetler,Söndürülen ocaklar, katledilen masum çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar… Ve batılın zırvaları, entrikaları, Ümmet üzerinde kirli emelleri niçin son bulmuyor ? Niçin hala haçlı zindanlarında İffetleri kirletilmiş bacılarımız var? Acaba bunu nasıl izah edebiliriz? Demek ki bu kullanılan yöntemler yanlıştır , sahte demokrasilerin ardına düşülmesi yanlıştır.Halk kitlelerini boşuna süründürmüşler. Yıllardır müslüman halk gah sağ gah sol partiler tarafında yorulup durmuş ilerleme adına daha çok gerilemiş . Batı dünyasının elinde oyuncak gibi...

Müslüman halk ancak şu şekilde Allah’ın yardımına mazhar olur :

Bir; hakka ulaşma yolunda kullanılan vesile ve metod hak gibi muhakkak hak olmalıdır.

Hak çizgisinden çıkarak, hakkın uygun bulmadığı, hakkın onay vermediği yöntemler ile hakka ulaşmak mümkün değildir,

Hak; vakiaya mütabık olan hükümdür. Konuya uygun vakiayı şöyle ele almamız mümkündür.

a) Kainatı, evreni yoktan var eden, Sevk ve idare eden mutlak güç sahibi ilahın kanunları beşeriyete hakim olması zaruridir. ( çünkü yaratan,rızıklandıran ve yaşatan odur )Sadece kendisine kulluk etsinler, Boyun eğsinler, Saltanatını tanısınlar ve teslim olsunlar diye yarattığı beşeriyette , müstekbirler müsalat olmuş kendilerine isteyerek veya istemeyerek boyun eğdirilmiştir.

b) Allah’a iman edenler ise bölük börçük, hürriyetleri ellerinden alınmış, hakları gasp edilmiş,Batılılar tarafından sömürülmektedirler. Tüm İslam coğrafyası buna örnektir. Oysa

Bu durum vakiaya , hak tanımına aykırıdır.Hal böyle iken hak mensubu olduğunu iddia etmek ve farklı şeylerin peşine düşerek vakiayi kendi menfaat ve hevasına göre yorumlamak . Irkçı ,milliyetçi naraları atmak , hakkı buna göre teevil etmek ne yaman çelişkidir. Bu davranışın gerektirdiği mağlubiyet hakkın değil bilakis bu yanlış vesile ve metodun sonucudur.

İkincisi; Hak peşinde giden hak perestlerin Sıfatları da hak gibi hak olmalıdır.

Hak takipçisinin itikat,İbadet,Muamelat, ahlakı da hakkın ta kendisi olmalıdır.

Ahlaksızlık, yalan, fitne, fesat, kandırma, aldatma, kayırma, ötekileştirme, bencillik, Irkçılık vs Hak perestlerin sıfatı olamaz. Bilakis sıfatları gibi söylemleri, davranış biçimleri de hak olmalıdır. Kibirlenerek çalım satarak hâşâ başarının Allah’tan geldiğini unutup nefsine pay çıkararak hak ehli olunmaz, başarıya ulaşılmaz ve zaferin gelmesine de engeldir.

Maalesef bazen hak taraftarının bezenmesi gereken sıfatları batıl ehli sahip oluyor. Bu vesile ile batılın hak ehline galip gelmesine sebep oluyor.Tabi hakka bir şey olduğu yok Sadece hak ile bezenmemiş hak taraftarı zilleti tadıyor.

Üçüncüsü; hak savunucuları halk mücadelelerinde şaibe, karışıklık ve üstü kapalılığı kaldırmadığı ve hakkı bütün güzelliğiyle ortaya koymadıkları sürece Allah geçici bir süreliğine (kendi durumlarını düzeltmeye, tövbe edip asıllarına dönünceye kadar) batıl ehlini onlara musallat eder ta ki O hak ehli hakkı şaibe ve üstü kapalılıktan arındırıp saf haline getire bilsinler ve sahip çıksınlar diye bu durum devam eder.

Kısacası biz Müslümanlar ümmetin Şahlanışını istiyorsak,Muasır medeniyet seviyesine çıkarmak istiyorsak, Hak gibi berrak,saf olmaliyiz ki Hakk’ın yardımıyla hayallerimize ulaşabilelim.Aksi taktirde kuyruk olmaktan kurtulamayız.

Birlik ve güçlü olduğumuz günlere ulaşmak ümidiyle...

Allaha emanet olun.