Allah'ın adıyla
Hz. Adem'den (as), Hz. Muhammed'e (sav) kadar gelmiş ve geçmiş tüm peygamberler, aynı amaca dönük aynı hakikatleri bildirmek için gelmişler ve Allah'tan (cc) alıp tebliğ ettikleri ilahi hükümler tek ve değişmez akideye dayanmaktadır. Hepsi de aynı inanç sistemini tebliğ etmek üzere gönderilmişlerdir. Getirdikleri şeriatlar ise (ilahi hükümler, ilahi kanunlar, ilahi yasalar) birbirlerinden farklılık arz etmiştir. Çünkü insan toplulukları her dönemde aynı teknik ve ilmi seviyeye, aynı imkan ve sosyal donanımlara sahip olmamıştır. Dolayısıyla her gönderilen peygamber, gönderildiği toplumun sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, teknik ve ilmi seviye ile imkanlarına hitap edecek şekilde bir şeriat ile gönderilmiştir. Hz. Muhammed (sav) ise hem kendisi son peygamber ve hem de kendisiyle birlikte gönderilen Kur'an son kitap olduğundan, gerek Kur'an'da beyan edilen ve gerekse Hz. Muhammed'in (sav) bizzat kendisi tarafından beyan edilen şeriat da, tamamlanmış ve son şeklini almış olarak gönderilmiştir.
Artık kıyamete kadar gelecek olan insanlar; kitap olarak Kur'an'a ve peygamber olarak Hz. Muhammed'e (sav) tabi olup uymakla mükelleftirler.
Peygamberler (as) insanlara Allah'ın (cc) ilahi hükümlerini bildiren seçilmiş kimseler olduklarından ve insanlar onlara tabi olmakla mükellef tutulduklarından, tamamıyla Allah'ın (cc) gözetiminde olan, günah işlemekten ve elçilik vazifesini yanlış bir şekilde icra etmekten korunmuş olan özel insanlardır. Dolayısıyla heva ve heveslerine tabi olmazlar, kendilerinden bir şey söylemezler, yalnızca vahyedilenleri bildirir ve ona göre hareket ederler. Çünkü bu şekilde olmazsa, vahye kendilerinden bir şeyler katar, yanlış yapar ve günah işlerlerse, insanlar din adına onlara uymakla aynı şekilde yanlışa ve günaha girmiş olacaklar. Bu ise Allah'ın (cc) Rahman ve Adil sıfatına uymamaktadır ve Allah'ın (cc) buna müsaade etmediği bir şeydir.
Bunun için peygamberlere has olan bir takım özellikler vardır. Bunlar;
Emanet; peygamberlerin her konuda emin ve güvenilir olmalarıdır.
Sıdk; peygamberlerin her konuda doğru sözlü ve dürüst insanlar olmalarıdır.
Fetanet; peygamberlerin üstün bir akıl, yüksek bir zeka ve kuvvetli bir hafızaya sahip olmalarıdır.

İsmet; peygamberlerin, gizli ve açık her türlü günahtan ve mükellef oldukları yüce vazifeye yakışmayan her türlü davranışlardan uzak olmalarıdır.
Tebliğ; peygamberlerin kendilerine vahyedilenleri, gönderildikleri insanlara haber verip açıklamasıdır.
Erkek olmak. Gönderilen bütün peygamberler erkeklerden seçilip gönderilmiştir. Peygamberlik vazifesi son derece zorlu ve sıkıntılı bir iştir, erkeğin tabiatı buna daha müsaittir.
Şimdi, konuyla ilgili ayet hadislerden bir kaçına bakalım.
'And olsun ki, her ümmete: 'Allah'a kulluk edin ve Tağuttan sakının' diyen peygamber göndermişizdir. ' (Nahl 36)
'Ey Adem oğulları! Size kendi içinizden ayetlerimi anlatacak Peygamberler gelir de kim (onlara karşı gelmekten) sakınır ve kendini düzeltirse, onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Ayetlerimizi yalanlayıp onlara karşı büyüklük taslayanlara gelince, işte onlar cehennemliklerdir, orada temelli kalacaklardır. ' (A'raf 35, 36)
'And olsun ki Allah, inananlara, ayetlerini okuyan, onları arıtan, onlara Kitap ve hikmeti öğreten, kendilerinden bir peygamber göndermekle iyilikte bulunmuştur. Halbuki onlar, önceleri apaçık sapıklıkta idiler. ' (Al–i İmran 164)
'Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir. ' (Nisa 165)
'………. . Biz peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz. (İsra 15)
'Biz senden evvel kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başka (peygamberler) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorun. ' (Nahl 43, Enbiya 7)
'And olsun ki, senden önce birçok peygamberler gönderdik; sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık………' (Mü'min 78)
'Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur. ' (Fatır 24)
'Muhammed, Allah'ın Resulüdür…. ' (Fetih 29)
'O, kendiliğinden konuşmamaktadır. O'nun konuşması ancak bildirilen bir vahiy iledir. ' (Necm 3, 4)
'Kim Resul'e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik. ' (Nisa 80)
Rasulullah (sav); İslam dinini kendi kavmine tebliğ ederken ve bu konuda vazifeli olduğunu bildirirken şöyle diyordu: 'Ey Abdulmuttaliboğulları! Ben özel olarak size, genel olarak da bütün insanlara gönderildim' (İslam Tarihi, Asım Köksal)
Cabir (ra) anlatıyor: Rasulullah (sav) buyurdular ki: 'Her peygamber sadece kendi kavmine gönderilmiştir, ben ise kırmızılara (Arap olmayanlara) da siyahlara (Araplara) da gönderildim. ' (Buhari, Müslim, Nesai, )
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: 'Rasulullah (sav) buyurdular ki: 'Benimle benden önceki diğer peygamberlerin misali, şu adamın misali gibidir: Adam mükemmel ve güzel bir ev yapmıştır, sadece köşelerinin birinde bir kerpiç yeri boş kalmıştır. Halk evi hayran hayran dolaşmaya başlar ve (o eksikliği görüp): 'Bu eksik kerpiç konulmayacak mı?' der. İşte ben bu kerpiçim, ben peygamberlerin sonuncusuyum. '(Buhari, Müslim)
Ahmet b. Hanbel'in Müsnedinde geçtiğine göre; Rasulullah'tan nakledilen bir rivayette nebilerin sayısı yüzyirmi dört bin (124. 000) olup, bunlardan üçyüz onbeşi (315) Rasuldür.
Allah'a emanet olun.