M.Ali Doyar
Allah'ın adıyla
Risalet; kelime olarak elçilik demektir. Resul ise elçi anlamına gelmektedir.
Istılahtaki manalarına baktığımızda,
Risalet; Allah'ın (cc), ilahi hükümlerini (emir ve yasaklarını) insanlara tebliğ edip bildirmesi için bazı kullarını veya bu kullardan birini seçip bununla mükellef tutmasıdır. Yani ilahi hükümleri insanlara tebliğ etme mükellefiyetidir.
Resul ise; ilahi hükümleri insanlara tebliğ etmekle mükellef tutulan ve bu mükellefiyet gereği Allah'ın (cc) vahiyle kendisine bildirdiği emir ve yasakları insanlara tebliğ edip bildiren kimse demektir.
Allah (cc) tarafından seçilen ve kendilerine vahiy gelen kimselere 'Resul' dendiği gibi 'Nebi' de denmektedir. Ancak Nebi ile Resul arasında şöyle bir fark vardır. Allah'ın (cc) vahyine muhatap olan 'Nebi', Allah'ın (cc) vahiyle bildirdiklerini insanlara tebliğ eden 'Resul' olup, Resul kavramı Nebi kavramından daha geniştir ve onu da kapsamaktadır.
Kur'an'ı Kerim'de, ilk insan olan Hz. Adem'in (as) aynı zamanda ilk peygamber olduğu ifade edilmekte ve ardından her topluluğa peygamberlerin gönderildiğinden bahsedilmektedir. Ancak bunlardan sadece 28'inin ismi geçmekte ve bunlar hakkında bilgi verilmektedir. Bunlar; Adem, İdris, Nuh, Hud, Salih, Lut, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup, Yusuf, Eyyüb, Zülkifl, Şuayb, Musa, Harun, İlyas, Elyesa, Yunus, Davud, Süleyman, Zekeriyya, Yahya, İsa, Muhammed, Uzeyr, Lokman, Zülkarneyn (as)'dir. Bunlardan Uzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'in ise Peygamber mi yoksa Allah'ın (cc) salih ve veli kulları mı oldukları hakkında ihtilaf vardır, çünkü peygamber olduklarına dair kesin bir hüküm mevcut değildir.
Peki Peygamberler neden gönderildi?
Bütün alemlerin yaratıcısı olan Allah (cc), insanı yaratıp varlık alemiyle tanıştırdı ve ona, ahiret denilen sonsuz hayatı hazırladı. Onu; gören, duyan, konuşan, lezzet alan, akleden, düşünen ve çeşitli duygulara sahip olan bir canlı kıldı. Onu, diğer canlılara üstün kıldı.
Ancak sonsuz hayat yurdu olan ahiretten önce, yaratıcısını tanıyıp O'na karşı kulluğunu bilmesi, kendisine verdiği bütün bu nimetlere şükretmesi, hamdetmesi ve kulluğunun gereği olan vazifeleri yerine getirmesi için onu bu dünyada bir hayat sınavına tabi tuttu. Bu dünyadaki hayat sınavından sonra ise, kulluğun icaplarını yerine getirenleri ahiret alemindeki huzur yurdu olan Cennete, kulluğun icaplarını yerine getirmeyenleri ise azap yurdu olan Cehenneme koyacaktır.
İşte peygamberler (as); insanlara Rablerini tanıtmak, varlığın ve hayatın hakikatlerini bildirmek ve mükellef tutuldukları kulluğun icaplarını tebliğ edip kurtuluş yollarını göstermek için, Allah'tan (cc) bir rahmet olarak gönderilmişlerdir.
Bundan dolayıdır ki; Allah (cc) bütün insanlara (bütün insan topluluklarına) peygamberler göndermiş ve onları böylelikle bu hakikatlerden haberdar etmiştir.
Gönderilen peygamberlerin bir kısmına ilahi hükümleri içeren suhuf (sahifeler) ve kitaplar da verilmiştir. Diğer peygamberlerin bir kısmı da bu ilahi hükümleri tasdik etmekle, tabi olmakla ve hükümleriyle amel edip geldikleri toplumda tatbik etmekle mükellef tutulmuşlardır. Böylece peygamberler; Allah'tan (cc) aldıkları (veya kendilerinden öncekilere gelip kendilerinin de tabi oldukları) ilahi hükümleri insanlara tebliğ etmiş ve onlar arasında tatbik ederek elçilik vazifelerini ifa etmeye çalışmışlardır.
Kur'an'da ismi geçen peygamberlerden kendilerine suhuf verilenler şunlardır: Adem'e (as); 10 sahife, İdris'e (as) 30 sahife, İbrahim'e (as) 10 sahife, Musa'ya (as) 10 sahife verilmiştir.
Kur'an'da ismi geçen peygamberlerden kendilerine kitap verilenler şunlardır: Musa'ya (as) Tevrat, Davud'a (as) Zebur, İsa'ya (as) İncil, Muhammed'e (sav) Kur'an verilmiştir.